• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1601
|
|
|
|
Bekâretimi verdiğim o gözlerinden başka, değmediyse yüreğim hiçbir tınıya, bu aşkta günah aramak neden?
Adı konmamış ve konulamayacak bir ayrılık bıraktın bana…
Rüzgar!
Dinseydi dinerdi işte!
|
|
1602
|
|
|
|
Gerçek sevmeler, hani mahşerde bile bulamızdı sonunu. Ayrılığın yanağınıza bıraktığı iki damla yaş mı kalmalıydı geride ya da birbirinizi tanıyamamış olduğunuzun kederi mi?Hani yaşanılan günler geleceği getirecekti sevenlere.Eğer, katlanılan acılar değecekse sevmelere, ömürlerinde istemezlermiydi birbirlerini.Onlar ellerini tutupta yaradananın önünde boyun eğmeyeceklermiydi birlikte? |
|
1603
|
|
|
|
Ölme diyorum sana.. Ölme..Sakın bensiz teslim etme nefesini Azrail’in avuçlarına.. Ben olmadan sakın kanatlanma sakat doğmuş yarınlara...Sehven olsa da bırak adımı adının yazmadan terk etme bu dünyayı..Peltek konuşan bir bebe sevdamızı haykırmadan gitmek yok gündüzleri kanamalı zamanlardan.Yağmurlu bir günde öpüşmeden, gözlerimiz gözlerimizde sevişmeden ayrılmak yok masal yüzlü sabahlardan..Sana diyorum sevgili..Sana…Gitmek yok diyorum..Noktasını koyma cümlelerin..Devrilse de imla bozuklukları üzerine sakın ödünç verme öznelerini.. Ben gelmeden sakın ölme işte.. Ölme diyorum..Ölme… |
|
1604
|
|
|
|
Sana varışımda ya hazan ya mizan dersek, ben mizanda hazana razıyım sevdiğim... |
|
1605
|
|
|
|
İmzamı bıraktım yüreğinin en derin yerinde...
Dokunduğun her tende parmaklarının uçlarında ateşler yanıyor biliyorum. Oysa yumuşacık, tutku vadeden bir aleme kapılmayı bekliyorsun. Olmuyor biliyorum. Olmayacak da sevgili. Çünkü ben imzamı bıraktım teninde…Binlerce parmak dokunsa da tenine, gül tenimin kokusunu silemeyecek. Benim dudaklarım hesapsız açıldı dudaklarına, başka dudakların yabancı tadı yapışmayacak hücrelerine.
|
|
1606
|
|
|
|
bugün bir denemenin ağzından yazarını dinleyeceksiniz..
size yazarımı ne kadar sevdiğimi anlatacağım.. |
|
1607
|
|
1608
|
|
|
|
unuttum demek kolaymış ya silebilmek?? |
|
1609
|
|
|
|
Gözyaşlarımı ısırmak istiyorum. Susturmak istiyorum seni isteyen duygularımı. Ellerimi, kollarımı, gözlerimi senden uzak tutmak istiyorum. Seni öyle arzuluyor ki azalarım, sanki her birini ipe bağlıyorsun ve sonra çekiyorsun uçlarını. Senin beni kendine çekmene dayanamıyorum. Damarlarım çatlayacak gibi oluyor, kollarım kopacak gibi oluyor ama; aşkından kopamıyorum. |
|
1610
|
|
|
|
Alfabesini alıp gittiler çocuğun...
Şimdi dudaklarında yıkık kelimelerden yarım cümleler...
Anlatamadı çocuk...
Sen, anlamadım diye üzülme
Anlayamazsın...Git...
|
|
1611
|
|
|
|
Kimine göre dünde kalmıştır aşk, kimine göre bugündür, kimine göreyse yaşanmamıştır asla... ya sizce? |
|
1612
|
|
|
|
BEN DAHİL TÜM İSTANBUL SEVENLERİNEE..AHH İSTANBUL BÜYÜYORUM SENİNLEE.. |
|
1613
|
|
|
|
Seviyorum seni.Uçsuz bucaksız bir nehir gibi sana akıyorum gülüşlerini gördükçe çağlıyor umutlarım. İçimdeki tüm acılar eriyor.Uçurumun kenarında nefes alırken sana tutunuyorum. |
|
1614
|
|
|
|
ayrilik nedir ?
veda nedir?
ve eylul butun bunlarin cevabini insanogluna bir cirpida verir.......
belki de acimasiz , kaldirilmasi zor bir cevap bu nedersiniz? |
|
1615
|
|
|
|
varsın gelmediğin gecelerde göz pınarlarım kurusun, çığlığımla melekler gökyüzünde yaşasın, sen gelme ama sevdiğim, sen gelme ki bu sevda sonsuza dek ayakta kalsın. |
|
1616
|
|
|
|
Dursan? Biraz daha kalsan yanımda... |
|
1617
|
|
1618
|
|
|
|
Mevsimlerden hazansa hele bir de ve yakışıyorsa hüzünler hazana buna da alışır elbet dersiniz zamanla… |
|
1619
|
|
|
|
Dünyanın neresinde olursanız olun, hayat olsa da size özel, hep bu anı beklersiniz, toprağa ayak basmayı, sevdiklerinize kavuşmayı, eşinizi, çocuğunuzu kucaklamayı, onları öpmeyi, sonra kafanızda tek düşünce var: “Eve dönmek güzel...”
|
|
1620
|
|
|
|
Eskiden,çok eskiden kızıl güller açarmış her yerde.Uçsuz bucaksız ovaların,gökyüzüne uzanan kibirli dağların en güzel süsüymüş güzeller güzeli kırmızı güller.
|
|