|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Sevdalanalım
Orhan Bani
Şiir > Garip
Hadi, yine öyle bak seviyor gibi, yeniden yak yüreğimi
Kızarsın yüzüm, tutulsun dilim, bir garip olalım, sevdalanalım
Vakit çok mu geç, sevemezmiyiz, ağarmış saçlarımın suçu benimmi?
Varsın geçsin yıllar, ağarsın saçlarım, yine öyle bak, beraber yanalım
Pek bir şey söyleme, seviyorum deme, yıllar çok şey aldı, sözüm yok kendime
Ben yine suskunum, ben yine sensiz, bir nedeni yok, seviyorum nedensiz
Gönül had bilmiyor, yak ki yanalım, dö
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
341
|
|
|
|
Sevdanın en güzelini yaşarken bu yüzden üzüleceğim, sevilirken, severken bu yüzden boynum bükülecek.
Fakat ne olursa olsun, utanmadan, bıkmadan, usanmadan haykıracağım sevgiyi unutanlara, sevdayı anlamayanlara...
|
|
342
|
|
|
|
Biliyor musun ne zaman içli bir türkü dinlesem direk sen geliyorsun aklıma. Yani o kocaman gözlerin, ceylan bakışın… Bir muhabbet çağlayanısın bunda hiç şüphe yok… Bana “Seni çok seviyorum” diye söylediğin her kelam, naylon asrın, naylon insanlarına vedâhi suni âşıklarına meydan okur…
|
|
343
|
|
|
|
Öyle bir nefes al ki içinde olayım, dışarı verirken yanında. Nefesimizi boşa harcamayalım. Diyebilseydik keşke birbirimize: Hatırla, her yaptığın hatanın bedelinde sustuğumu, susarak kaybetmediğimi. Sabrettikçe zorluyordun sevgiyi. Oysa sana aşık olamazdım, arayışlarında binlerce kadın varken. Aslında yalan söylerken bile kendini kandırıyordun. Bilmiyordun; dimi gözlerine bakarken bütün dünyanı gördüğümü. Herkes masumum derde: Masumiyet sorar? Masumiyetin sırları ne?-Masum : Söylersem nasıl bakacaksın gözlerime? der.-Masumiyet: Kabuğunun dışına çıkma, yargılanırsın, iyisi mi sus! Susar!!! Masum bakış bir süre. Mahşer çıka gelir:-Mahşer: Kabuğunda kal, vurup kırmaya çalışanlara diren. Kırmayı başaran senindir. Kırıp da gider o başka.-Masumiyet: Sadece kendini kandıran susma payı var. Gözlerim, gözlerinde sustuğunda vazgeçtiğimi anladım. Hala masum rolü oynamana alışıyorum. Zor olan masum masumiyetin değerini bulabilmekti. Aktığım suyun önüne bend koyamazdım. Ne küçük bir sel ne de durgun bir göl. İçimizde suskunluğa daima bir gözlemci olacak. Nefes alabilmek susmak kadar elinde. Nefesi alırken içindedir. Nefes verirken atmakta. Kandırma kendini, bak susmak da, susamamak da nelere sebep.
|
|
344
|
|
|
|
Her zamanki gibi yorucu bir gundu ve isten cikmistim. Telefonum caldi. Bulent’ti arayan… Aramiz bozuk diye acmasam mi diye tereddutte kaldim ama ayip olmasin diye acmaya karar verdim. Bir iki hal hatir muhabbetinden sonra O’nun vefat ettigini soyledi. |
|
345
|
|
|
|
sevdanın azı çoğu yoktu ki benim kalbimde zaten. Ya sevilirdi yada sevilmezdi, aşk işte bu kadar basitti. |
|
346
|
|
|
|
Açtım yüreğimin perdelerini. Çırılçıplak artık karşındayım. İster gecenin esmer tenini izle, ister bedenimin tüm karelerinde seksek oyna. Zıpla bedenimin avlusunda. Öyle bir tutkuyla dolan ki bedenimin avlularında, serin nefesim seni ferahlatsın önce. Ardından nefesim söndürsün bedeninde yanan tüm mumları. Her yer karanlığa bürünsün. Sadece ellerimiz aç kurtlar gibi ten ormanımızda dolaşsın. |
|
347
|
|
|
|
Bir dağın uçurumunun ucuna dökülen bir damlasın. Düşsen dağ hiçbir şey kaybetmeyecek. Yerinde kalsan kuruyup kaybolacaksın. Bir hiçsin güzellik dolu kabalığın içinde. Bir katedraldeki en ve boysun; düzlem ve yüzeysin. Sınırlısın ve pek tabi ki üçüncü boyutsun. Derinliksin yani. Oysa bir katedralin sınırları olmamalı. Sonsuzluğu aradığın yer üç boyutlu değil, dört boyutlu olmalı. |
|
348
|
|
|
|
dostlara sitem etmeyeceğizde kime sitem edeceğiz öyle değilmi? |
|
349
|
|
|
|
Gittiğini sandığımda ki çaresizliğimle dökülürken dudaklarımdan kelimeler, sen tüm varlığınla hala duruyordun dimdik ayakta karşımda. Gidişinin ardından yaktığım ağıtlar seni gördüğümde sevinç çığlıklarıyla çınlattı dört bir yanı.
|
|
350
|
|
|
|
konuştum olmadı, sutum bende. sırf sana isyan olsun diye, sırf kendime inat olsun diye. aslında bilmiyorum ki niye ? ama sustum sadece...
|
|
351
|
|
|
|
İlk terk edilişim de yerle bir olmuştum, hayatıma giren ilk kızdı. Adı mı, boş verin o yürekte yazılı zaten. O beni unutmuş mudur, unutmamış mıdır, o da onun problemi. Uzun süre döner mi diye bekledim. O zaman nerdeee şimdiki gibi cep telefonu ve internet, sevgililer arasında tek haberleşme beyaz sayfalara çizi verilmiş mektuplar. O mektuplarda sevgiliye giderken anlaşılmasın diye bayan ismi yazılır üstüne illa ki, yoksa müstakbel kayınpeder bizi ham yapar ha anlarsınız ya...
|
|
352
|
|
|
|
Sen , sen iken dünyada ejderhalar yaşardı . Özlem doluydu ejderhalar . Gözlerinden akan yaşları gözlerinden püskürttükleri alevleri söndürürdü.Bu yüzden kimse onların ağladığını bilmezdi. Zor gelirdi onlara ağlamak .Onlar şanlı satoların çocukları değildi .Onlar mağaralarının ağzında soğuk taşların üzerinde uyumayı seven ateşli cocuklardı. |
|
353
|
|
|
|
Ben sevda yüklü bulutlardan zülfüne süzülen damlaları hissetmek, kömür gözlerinde dilediğimce gezinmek ve gül yüzündeki tatlı tebessümü hissetmek istiyorum gönlümün en derininde. Sevda anlamarını yaşamak istiyorum tüm renklerin, seher vaktinde esen badı sabanın serinliğinde. Mavinin sonsuzluğunu göz bebeklerinde, siyahın hüznünü kömür gözlerinde, kırmızının çekiciliğini can dudaklarında, beyazın masumiyetini al yanaklarında…
|
|
354
|
|
|
|
Gözlerinden belli, sen de öğreneceksin zamanın yalan sevgilerini.. |
|
355
|
|
356
|
|
|
|
Altından kalkamayacağım kadar ağırdı söz yükün.
Bir de ellerime tutuşturduğun hatıra yükün... |
|
357
|
|
|
|
Senin yüzünden fazla geldim ben kendime. Kendime sığmayan kederim, kendime sığmayan sevgimle baş başa kaldım dar gelen hacimlerde. Taşıyamıyorum sevgili ne seni, ne kendimi ne sevgimi bu bedende. Hakkın yoktu beni benden etmeye. Seni terk ettiğim günden beri fazla geldim ben kendime…
|
|
358
|
|
|
|
Neyse… olanlar oldu, sitem yok artık bugün. Bunlar sadece bir sevdanın son sözleri ve özeti. |
|
359
|
|
|
|
Ondan bahsetmek istiyorum ama zor geliyor. Ne biliyim onun hakkında sadece yazı yazmak hoşuma gitmiyor işte. |
|
360
|
|
|
|
Birbirimizi kaybettik, olan başka bir şey yok. Kaderi hayatla özdeşleştirdik. Aslında birçok beyaz sayfa vardı da biz hepsini karaladık. Sen ellerinle benim gözlerimi kapıyordun ve ben mutluydum. Sonra birden çekip ellerini gösterdin gerçekleri. |
|
|
|