|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1141
|
|
1142
|
|
|
|
Niye aşık oldum ki sana... Ne güzel hayatımı yaşıyordum... Bencilce... Hesap vermeden... Özgürce... |
|
1143
|
|
1144
|
|
1145
|
|
|
|
Hayatımın öyküsünü yazmak, hem kolay hem zor. Ben zor olanı seçiyorum. Her yürek sevgiyi tanıyamaz, ezilir, arayışlara girer. Çünkü sevgiyi bilmez, boşluktadır. Her insanın görevi: Kendini Geliştirmek Değil, Gerçek Benliğini Hatırlamaktır. Ses, sevgime susuyordu. Bu ben olamazdım. Kapı kapalıydı, amaç sadece anahtarı kilitten çıkarmaktı. Hoş geldin Hayatım, Beni Affet Demiyorum, Her Zaman Ki Gibi Sen, Yargıla, Yargıç Ol! Ama dava, davalının. Aslında hayatımın amacı, korkusuz, sonsuz, sevgi ve öz güven: Şimdi Benliğini Buldu. |
|
1146
|
|
|
|
Simit kokusu, martılar, sigara, kağıtlar uçmak üzere hayallerimle... Birazdan denizin oratsında bulacağım kendimi ama bulamayacağım içimin ortasında seni. |
|
1147
|
|
1148
|
|
|
|
Yüzünün gölgesi hangi suya düşse kâğıtlarda gülün sureti belirirdi. Ebrû ebrû işlenirdi kağıtlara yüzün. Şimdi gül rengini attı, bir bağbozumu yaşadı bütün gülzarlar. Baykuşlar gül bahçelerinde bülbüllerin kanını döktüler, şimdi gülistanlarda baykuşlar hüküm sürülüyor. Gittin ya güller küskün bütün gülüşlere. |
|
1149
|
|
|
|
Gelişen teknoloji asırlardır kör olan aşkın da gözünü açmayı başardı nihayet.. |
|
1150
|
|
|
|
bir ayrılık hikayesinden daha fazlası, ayrılığın anatomisi ve halleri... |
|
1151
|
|
|
|
Sensizliğim acı veriyordu bana, karanlık sokakların sensizliğinde, ölümün beni daha çabuk bulmasından korkuyordum ve ben bu nedenle en kolay yolu seçtim: Sensizliğimden kaçtım. |
|
1152
|
|
|
|
Aslında senin de adın yok, seninle geçen zamanlarında..
Usandım ve uslandım artık; böyle kalsın her şey! Bilinmedik...
|
|
1153
|
|
|
|
Aşk beyabanın koynundaki bir kuyunu dibinde cinin ikram ettiği bir bardak su çölde bol mu içmeden geçmek kolay mı? Bak önümde bir çakmak ve Winston light soft sensizliğim tek arkadaşım içmeden ayrılık kolay mı? |
|
1154
|
|
|
|
bir yazar demiş ki sen git aşk bana kalsın bende artık öyle söylüyorum çünkü başka çare yok biliyorum ... |
|
1155
|
|
1156
|
|
|
|
Her şeyi tek tek, en ince ayrıntısına kadar anlattım. Anladın mı? Sanmam. Araziye uyanlar araziden olmayanları anlayamaz! Anlamamanı anladım. İçimdeki sızı gittikçe arttı.
|
|
1157
|
|
|
|
Ey sosyalist sevgilim. Haksızlığa uğrasam, benim için oturma eylemi yapar mısın? Açlık olsam, ekmek kavgam olur musun? Düzen beni dümdüz etmeye kalksa, benim için dağ olur musun? Gesi bağları olsam benim için saz olur musun? Hep tabureler, tahtım olmuştur. Benim için çay ve simit olur musun? Üşüdüğümde parkam, yandığımda Dicle ile Fırat olur musun? Ben ölüme inanmışım, benim şehadetim olur musun? Ey sosyalist sevgilim! |
|
1158
|
|
|
|
birini gerçekten sevdiğinizi nasıl anlarsınız? |
|
1159
|
|
|
|
sensizim; ağlamaklı ve yapayalnız.. |
|
1160
|
|
|
|
Birbirini büyütmek; kök salmak derine; gözlerde yürekleri görmek. Nedir iki yüreği bu kadar yakınlaştıran ya da tanıdık kılan birbirine? Aşk mı, acı mı, amaç mı uğruna adanan? |
|
|
|