• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
501
|
|
|
|
Hayata bir kenarından tutunma çabası…
|
|
502
|
|
|
|
Hayat suskun asır suskun an suskun |
|
503
|
|
|
|
Sen ne olur hangi duvarın arkasındaysan çık artık o saklandığın yerden,
Çocukluğumla gel,
Sen ne olur hangi yöndeysen değ(sin) artık elin elime,
Çocukluğunla gel, |
|
504
|
|
|
|
Sevdiği kişiyi kaybeden ve sevmekten korkan birini yaşadıkları. |
|
505
|
|
|
|
Muradımı bilirsin aşkından çıldırmak arzum. İşte aşk bu diyerek naralar atmaktır muradım.
İster gel bahar ol bana cennetler sun, umut dolu yarınlar için ışık ol bana, istersen de gelme muradına kavuş de cehennemlerde yanmam için ateş ol bana. |
|
506
|
|
|
|
Söyle ne olur seni bensiz mi bıraktım ? İçimdeki hangi söz, hangi cümle, bensizliğin kanıtı ?
Sor bakalım kalbine..Seni hangi gölgeye emanet ettim ? Bedel ödeyeceğim diye kimin diyeti bildim seni ? Kovulduğum yüreklere yüzümü bulayan ben, suskunluğun dilinde kanıyor. Sanki susmaya yeminli. Sanki konuşmamaya sözleşmeli. Benimkisi sadece ihtimalleri ayıklanmış çığlıklar.Aldırma alıngalıklarıma..Aldırma kendimdeki susmalarıma.Öyküsüzlüğüme denk geldi ağlamalarım..Suskun muyum yoksa, içimde sana yakılmış ağıtlarımın sesini duymuyor musun yoksa ? |
|
507
|
|
|
|
hayatın gerçeklerine sahipken sahip çıkmak |
|
508
|
|
|
|
Belki de beyaz sayfalara sana olan duygularımı büyük bir kırılganlıkla yazarken büyük bir hata işliyordum.Kim bilir… Sayfaları her yırtıp atışımda çevre düşmanı olarak kendimi görüyor;doğaya istemeyerek de olsa, öfkeme yenik düşerek zarar veriyordum…
|
|
509
|
|
|
|
İçimden dökülenlerin kağıttaki hali |
|
510
|
|
|
|
Merhaba Ömrüm... Nasılsın? Beni sorma hâlim yaman yine, çünkü sen yoksun... |
|
511
|
|
|
|
Paket yaptım hüzünlerimi, rafa kaldırdım. Ne ederlerse etsinler umrumda değil bugün.
Bu gece, gözlerimin mehtabında, gönlümün mihrabında, inleyen sevda şarkılarıyla, sevdiğimle birlikteyim...
|
|
512
|
|
|
|
Senden önce bir "ben"dim ama sen geldikten sonra "biz"olduk.. |
|
513
|
|
|
|
Ayrılık üzerine yaşanmış gerçek düşünce ve saptamalar.. eminim ayrılığı yaşadıysanız en az bi cümlesi sizin içinizden de geçmiştir.. |
|
514
|
|
|
|
Herşey için çok geç olmasın ne olur...
herşey sona ermesin bu sefer... |
|
515
|
|
|
|
Aşağıdaki denemem, Ağustos-Eylül 2009 tarihli Notos dergisinin 17 sayısında bulunan “Bu fotoğrafın öyküsünü yazar mısınız?” bölümünde yayınlanan bir resim üzerine yazılmıştır. Resmi, yazar sayfamda ve aşağıdaki linkden görebilirsiniz
http://images.easyart.com/i/prints/rw/en_easyart/lg/3/0/Ruth--1995-Max-Ferguson-306627.jpg
Okuyan herkese teşekkür ederim.
Ne kadar benziyoruz aslında birbirimize, ikimizi de harekete geçmekten alıkoyan korkularımız var. Korkularımızı geride bırakıp ilerleyemedikçe, mutsuzluğumuzda saklı mutluluğumuz içinde yaşayıp gidiyoruz bir başımıza. Yaşamak mı dedim, yaşadığımı hissediyor muyum sanki ben? Ya o, yaşadığının ne kadar farkında? O benim gibi değil, arkadaşları, ailesi bir işi, hobileri var. Peki, bunlar yeterli mi, insana yaşadığını hissettirmeye?
|
|
516
|
|
517
|
|
|
|
Güneşin sıcaklığını yansıtarak belki buralardan aynı sıcaklığı seninde hissetmen temennisiyle kuruyorum cümlelerimi |
|
518
|
|
|
|
Belki de… SEN ve BEN… Ayrı zamirlerdi bir zamanlar… Sonra ben sen oldum, sen yine sen… Ah bir bilsem… Ne zaman başladın gezinmeye damarlarımda… Ne zamandı seni sevmem… |
|
519
|
|
|
|
omelas'ı terkedenler adlı kitabı anımsamak amacıyla sevgiliye yazılmış bir mektup |
|
520
|
|