|
Roman Kümeleri (Toplam 415 Roman, son bir ayda 3 yeni Roman) |
1. Bölüm |
Aþk Romaný (1) |
Bilim Kurgu |
Çocuk Romaný |
Fantastik Roman |
Görüþ ve Eleþtiriler |
Ýyileþme Romaný |
Karakterler Üzerine |
Korku Romaný |
Natüralist Roman (1) |
Oluþum Romaný |
Özet |
Parça |
Pastörel |
Polisiye (1) |
Politik Roman |
Tarihsel Roman |
Yazarlar Üzerine |
Romanda
Ýlk Yirmi |
1
|
|
|
|
Yazdýðým ilk roman…e kitap olarak çýktý, çok okundu o e yayýnevi sitesinde….yýllar önce yazdým bunu…okumasý kolay…bir de yazmasýný sorun…zor…çok emek harcadým…içime sindi imi…evet…sevdim…iyi ki yazdým bunu…
Tabi elden geçmesi lazým. Bir de baktým bu romanýn ikincisini yazmýþým bir miktar, bu romaný üç parça halinde yayýnlarým ilerde, bu romaný bir yayýnevlerine yollamadým, çünkü daha iyisini aradým; ama bu roman ilgi görecek tipte bence.
Ben biten romanlarýma oldu diye bakmam asla, olmamýþtýr, derim, iyisini ararým, bulurum ve onu yazarým, nedir, e kitap olarak ilgi gördü epey.
Zaten ben hariç böyle bir romaný kimse yazmaz, yazamaz.
|
|
2
|
|
|
|
Kalbimde Bir Sancý isimli romanýmýz birbirlerine seven iki gönül dostu mücadele ve zorluklarla dolu savaþýný anlatan roman türünde ve daha çok,aþk kadere olan itirazý ve de emeði baz alarak siz okurlarýn beðenisine sunulmuþtur. |
|
3
|
|
|
|
ABÝ EVE GELÝRSE.... |
|
4
|
|
|
|
Ýnsaným ben kalbi olan Adem oðlu kýrmak yerine sevin onu beceremezseniz de kýrmayýn |
|
5
|
|
|
|
bir þeyler olsun diye beklerken, ve romana yerleþtireceðim bunu: Hayatta her þey ters gitme eðilimindedir. Anladým ki hayaller kur kafanda, kafanýn içinde, bir köþe kur dua köþesi gibi, tapýnak gibi, böyle mutlu ol ve gerçeklerden hiçbir þey bekleme, umma, beklentiler…can sýkar, olmuyorlar zaten, güzel bir orman…öyle bir yer.. aðaçlar.. tamam, kendimi öyle bir yerde hayal edeceðim.. |
|
6
|
|
|
|
Hayalet dadandýðý izbe, terk edilmiþ evin içerisinde volta atýyordu. Sanki Yýkýlmýþ bir binanýn moloz yýðýnýndan çýkmýþ gibiydi. Karmakarýþýk gri saçlarý, paçavraya dönmüþ takým elbisesi derisi kurumuþ suratý ile korkutucu görünüyordu. Volta atarken bir þeyler mýrýldanýyordu.
‘’ bu mezarda yatanlarrr‘’ dedi. Sonra düzeltti ‘’Bu kabirde yatanlar, yok yok direk burada yatanlar diyeyim‘’ dedi.
Kýrýk pencereden esen rüzgâr ýslýðýný öttüre öttüre evin içinde cirit atýp örümcek aðlarýný titretiyordu.
Telefonunu çýkarýp þöyle bir bildirimlere baktý. Ayný seri katilin kurbanlarý olarak kurduklarý whatsapp grubundaki yeni yazýþmalarý kontrol etti. Katil bedenini delik deþik ettiði anlar gözünde flaþ patlamalarý gibi belirip belirip kayboluyordu. Gözlerini kapattý, kafasýný iki yana silkeledi ve telefonu kapatýp cebine koydu.
Çaresizce, kanlar içinde ve acýlar içinde can çekiþerek ölmesi ile biten kendi hikâyesinden kaçmaya çalýþtýkça bir yandan hikâye sanki dönüp dolaþýp karþýsýna çýkýyordu. Ama bugün bunun olmasýna izin vermeyeceðine kendine söz vermiþti. ‘’ Unutulmasý gereken bir hikâyeden kaçmanýn belki de en güzel yolu anlatýlmasý gereken hikâyeleri anlatmaktýr’’ dedi ve aniden hayaletin evdeki varlýðý titreþerek yok oldu.
Her þey böyle baþladý.
Mezar taþýndan bile yoksun, sadece tabelalar üzerinde birer numaradan ibaret olan kabirlerin bulunduðu mezarlýkta hayaletin ortaya çýkmasý ile kargalar tünedikleri aðaçtan büyük bir telaþla havalandý.
Mezarlýðýn olmayan huzurunu da kaçýrmýþtý. Kargalarýn o iç gýcýklayýcý çýðlýklarý ile aniden uçuþup kaçýþmalarý aðaçlarýn dallarýný silkelemiþ, hissedebilene küçük esintiler bile yaratmýþtý hatta.
Hayalet, oluþan fenomenlerin dahi farkýna varmadan sigarasýný yaktý. Tüm bunlarý umursamadan bir sigara yaktý, söyleyeceklerini ve anlatacaðý hikayeyi kafasýnda son bir tekrarladý ve bir þov programý sunarmýþçasýna lafa girdi kollarýný açtý ve sunumuna baþladý…
"Kimsesizler mezarlýðýna hoþ geldiniz gençler."
|
|
7
|
|
|
|
Ýki genç kýzýn dostluðu. Sevgi, yalnýzlýk acýsý, aþk arayýþý, aile sorunlarý, gerilim, korku, suç, drama, mizah… roman yarýsýndan sonra esas meseleye gelir, baþlarda bir þey yok gibidir.
Zarife, bir süre onlarýn peþinden gidip onlarý gözetlemiþ, aslýnda onlarla takýlmak istemiþ ama buna cesaret edememiþti; çünkü onlarý tanýmýyordu, kendini küçük düþürebilir, alay konusu olabilirdi, ona sataþabilirler, kalbini kýrabilirlerdi. Çünkü o buranýn bir çalýþanýydý, köle gibi bir iþçiydi, eski çaðlarda Afrika’dan gemiyle getirip satýlan zenci gibi biriydi,
O iki kýz ise zengindi, ve aðýrlýklý olarak bu eve gelen
zengin konuklar çiftliðin çalýþanlarýyla samimi olmazlardý, hele de hizmetçi kýzla. Çalýþanlarý
kendi kalitelerinde görmezlerdi, uþak uþaktý, ve onlar cahildi, kabaydý ve aptaldýlar. Birçok kiþi Zarife’ye böyle hissettirmiþti. Belki de bu düþünceler Zarife’nin eziklik psikolojisinden kaynaklanýyordu. Ama Nezaket ona þöyle derdi: “Ýþine gücüne bak, onlarla gereksiz yere muhatap olma. Mesafeni koru.
Onlar bizi, iç dünyamýzý anlamaz. Gün gelir paramýz olur çeker gideriz bu çöplükten. Sabret.” Bu kötü hissettirmiþti Zarife’ye, sanki mahkumdular ve gün gelecek kaçýp gideceklerdi bu çiftliðe benzeyen cezaevinden. Nezaket’in “çekip gideriz bu çöplükten” demesi onu çok heyecanlandýrmýþtý, çok mutlu olmuþtu, Nezaket buraya ilgili hep güzel sözler söylerdi, vefa yüklü sözler; ama ilk kez böyle açýk seçik biçimde hissettiðinden söz etmiþti. Ýlk kez sansürsüz konuþmuþtu. “Demek onun içinde de bu lanetlik yerden kaçýp gitmek arzusu varmýþ” diye düþünmüþtü. Nezaket, Zarife’nin ayrýksýlýk hissedip yanlýþ yollara gitmesini ya da meyletmesini istemediði için, farkýnda olmadan onu zehirlememek için hep uzlaþtýrýcý ve barýþçýl sözler söylerdi bu çiftlik evi ve insanlarý için. Parlak genç kýzýn varoluþsal acýsý, çalýþma acýsý, gençlik hayallerini bilmese de hissederdi, sezerdi; çünkü bir zamanlar o da genç kýzdý. Ne çýlgýn ve ütopik hayaller kurardý, hiçbiri gerçek olmamýþtý. Ve Zarife burada kendini çoðu zaman kötü hissederdi, bir sýçandan türemiþ gibi, bir böcekten türemiþ gibi ve ilk kez bu güzel görünen ve kokan þehirli kýzlarý görünce içinde sarsýcý bir þey uyanmýþtý, asla cayýlmayacak bir hýrs, hayatta yükselme hýrsý, para kazanýp özgürce, kimseye sabretmemden ve boyun eðmeden yaþamam hýrsý, bir çýlgýn azim, bu kýsýr döngüyü paramparça edecek bir alev. Bu gösteriþli þehirli kýzlarla yoldaþlýk edip onlarý tanýmak, neler yaþadýklarýný incelemek, nasýl zamanlar geçirdiklerini dinlemek. Nezaketin en büyük korkusu Zarife’nin baþýna bir kötülük gelmesiydi, namusuna, gençliðinin tertemiz düþünce ve duygularýnýn hasar görmesi. Bu yüzden
kendi ezikliðini, karamsarlýðýný ve bozuk düþüncelerini Zarife ye bulaþtýrmaya çabalýyordu, eziklik bulaþýcýdýr, bir hastalýk gibi. Bu yüzden içinden geçenleri ona hiç çaktýrmazdý, baþkalarýna da. Güçlü, azimli, çalýþkan ve sarsýlmaz, yenilmez kadýný oynardý. Gözyaþlarýný, acýlarýný, travmalarýný ondan ve diðerlerinden saklardý. Ve zarife için her þeyin en iyisi ve güzeli olmalýydý. Aslýnda onu kendi acýlarýnýn ve baþaramadýklarýnýn bir tür aðlama duvarýna çevirmiþti ama kimse bunu bilmiyordu. O görünce içi açýlýr, mutlu olurdu, bu genç kýz duruþuyla, bakýþýyla, ses tonuyla, konuþma sakinliði ve saflýðýyla yeni bir kan katardý nezaketin can sýkýcý, renksiz ve tek tüze hayatýna. Tazelik hissederdi Nezaket, geleceðe dair yenilmez bir umut. Bir kadýnýn bir genç kýza duyduðu yakýnlýk, ona annelik hisleriyle baðlanmasý bambaþka bir þeydir.
Zarife, konuklarla mesafesini korurdu hep ama bu kez o sýnýrý darmadaðýn etmek istiyordu, onlara bir “merhaba” demek, “nasýl gidiyor arkadaþlar, sizin için ne yapabilirim, sorun var mý?”
Onlarý içlerini çok merak ediyordu. Onlara çok yaklaþýnca baþýna bir felaket geçecek gibi hissedip korktu, bir suç iþleyecekmiþ gibi korktu,
“Aaa! Gelene bak.” dedi Nur.
“Hangi kýz?” dedi Ayla, Zarife’yi gözü seçmiþti: “Þu köpek gibi çalýþtýrýlan zavallý.”
“Ayýp ettin, öyle deme be kýzým.”
Güldü: “O burada, yani Allah’ýn unuttuðu bu yerde, mutfakta gördüðüm en güzel þey. Bir görüþte aþýk oldum ona, buradan giderken onu da alacaðým yanýma.”
Nur güldü: “Alemsin!” Gülmekten kendini alamýyordu, gözlerinden yaþ gelmiþti, makara baþlamýþtý: “Bir kurbaða ya da sincap mý ki o.”
Ayla güldü: “Çok üstün bir þey var bu kýzda, bize ona katlar. Bakýþlarýnda bir asillik, benzersizlik var.”
Zarife, onlara yaklaþýrken bu diyaloðu uzaktan iþitmiþ, aðlayacak gibi olmuþ; ama kendini hemen toparlamýþ, onlarýn “þýmarýk piçleþmiþ þehir kýzlarý” olduðuna düþünmüþ; ama diyaloðun bütününü düþünceyle irdeleyince pek sevinmiþ, içerlemesi bir anda yok olmuþ ve kendiyle pek gururlanmýþtý.
Ama korktu, Nezaket bu davranýþýný fark ederse iyi olmazdý hem yapýlacak iþler onu bekliyordu.
“Heyyy, baksana!” diye seslendi Nur, gel gel iþareti yaptý eliyle.
|
|
8
|
|
|
|
Yaþanmýþlýklar geçmiþ zaman masalý deðildir. Þimdi ve burada var oluþumuzla bizi yüzleþtiren aynadýr. Bize geçmiþin hiç de geçmemiþ olduðunu anlatýr. Geçmemiþ günler hep canlýdýr. |
|
9
|
|
|
|
"Hayat bir tercih meselesidir,
Geçmiþi düþünürsen masal,
Geleceði düþünürsen hikâye,
Bugünü düþünürsen gerçektir.'' Mark Twain
#KadýrgaÇýkmazý
#gerçekhikaye
#yenikitap |
|
10
|
|
|
|
LÝSE SONRASI YAÞAMLAR.
OTOBÝYOGRAFÝK ROMANDIR.
ROMANDA GEÇEN YERLER, KÝÞÝLER GERÇEKTÝR. |
|
11
|
|
|
|
BU METNÝ SEVDÝM, ÜSTÜNDE ÇALIÞACAÐIM, BÝRÇOK ÖYKÜ GÝRECEK ÝÇÝNE. BUNU BAÞKASI YAZSA SEVERDÝM.
YAZDIKLARIMA DEÐER VERENLER….ROMANIMIN BÝRÝ BASILACAK…O ROMANI BU SÝTEYE KOYMADIM, TAM BÝTMEDÝ…ÇIKINCA DUYARSINIZ…BU ÝÞLER ÇOK ZOR…HA, PARA VERÝP BASTIRMIYORUM KÝTABI….ÇOK ÇALIÞTIM, ÝYÝ BÝR ÖYKÜ ÇIKARDIM, YOLLADIM, BEÐENÝLDÝ, ONU ROMAN YAPTIM, BÝRAZ ÝÞÝ KALDI, BU METÝN BASILACAK… |
|
12
|
|
|
|
Nimali sözlerine baþlarken ve devam ederken, Gri mavi gözlü arkadaþýna doðru ataða geçen elinde kalýnca zincir olan biri, onu zarar verici nitelikte salladý. Rakibi hiç tereddüt etmeden kýlýcý ile bir kaç hareket eþliðinde sanki bir müzik aletinin tellerine uyumlu bir þekilde dokunur gibi metal ve görünüþe göre paslý halkalarý keserek parçalara ayýrdý. Nimali ise buna tempo tutarak cücenin kaldýrýp ta kendisine doðru yönlendirdiði baltayý kýlýcýyla karþýladý ve ayný oranda saldýrganý hýzlý hýzlý kýlýç hareketleriyle sendeleterek geriye düþmesine sebep oldu. Soriol da notalarýn akýþýna uyum saðlayarak oklarýný diðer ikisine gönderdi. Öte yandan þaþkýnlýða uðrayan zincirli saldýrýnýn sahibi karþýsýndakinin bir yumruk darbesi davetini geri çevirme lüksü olmaksýzýn kabul etmek zorunda kalýp örtülü yüzüne yedi. |
|
13
|
|
|
|
LÝSE BÝTTÝ. |
|
14
|
|
|
|
Yýllar önce yazdýðým bir roman…baktým…hatýrlayýnca iyi ki yazdým bunu, en saf, yüce duygularla düþüncelerle yazmýþým bunu. Çok vahþi ve tehlikelerle dolu bir ormanda hayatta kalma savaþý veren ve ailesini bulmaya çalýþan bir çocuðun romanýdýr bu. |
|
15
|
|
|
|
TEK BAÞINA ORMANDA..... |
|
16
|
|
|
|
Beyaz Melek, bir hastane görevlisi ile bir hastanýn öyküsünü anlatýyor. Doktor Bilge Göker'in hastanedeki görevi, komaya girmiþ ve hayatý makinaya baðlý hastalarý son yolculuklarýna uðurlamaktýr. Çalýþtýðý yýllar içerisinde onlarca hastayý bu þekilde makinalardan ve hayattan koparmýþtýr. Bir gün Bayýndýr Hastanesine Melek Bilen isimli gizemli ve tuhaf görünümlü bir hasta gelir. Ancak Melek Bilen’in bu tuhaf ve gizemli görünümünün altýnda oldukça saf ve o dünyaya ait olmayan bir ruh yatmaktadýr. Melek Bilen'in günden güne gün yüzüne çýkan dünya ötesi güçleri, karakteri hakkýnda yeni ipuçlarýný anbean ortaya çýkaracaktýr. |
|
17
|
|
|
|
SOKAK ÇOCUÐU |
|
18
|
|
|
|
GENÇLÝK................. |
|
19
|
|
|
|
GENÇLÝK............ |
|
20
|
|
|
|
O ise arkadaþýnýn omuzuna hafif bir yumruk atmakla yetindi. Onlarýn binaya girmesiyle (üç uzun saçlý, fiziksel görünüþleri birbirine yakýn iri yapýlý, silahlar taþýyan…) handakilerin dedikodu kazaný, öncelikle yapýnýn kapýsýnýn yakýnýnda oturan aðzýndaki yaradan dolayý yamuk gibi görünen, savaþçýlarýn orklara karþý yaptýklarý þeklinde baþlayýp tekrarýnda bir diðer alt dudaðý þiþik ve içkiden pelteleþmiþ dilinde mola verip masadaki en son kiþinin dopdolu aðzýndan konuþtukça etrafa saçtýklarýnýn eþliðinde, onlarý alt etmeleri… þeklinde o tarafta son bulurken yolcu diðer masalara da atlýyordu.
|
|
|
|