• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1041
|
|
|
|
Temmenniler yetermi? isimli denemenin devamı niteliğinde yazdım. ALıntılar 'Evrensel İnsan' Ergün Arıkdal |
|
1042
|
|
1043
|
|
1044
|
|
|
|
Kırık dökük duygularımın cenderesinde bunalmış ruhumla tüm pişmanlığımın prangaları içinde günahkar ellerimi kaldırıyor kırılmış kalbimle huzurunda sımsıkı sarıldığım dua köprüleriyle gecelerime dilşad oluyorum. |
|
1045
|
|
|
|
Sevgi ve istek.. Hep eş değerde görülen ama bambaşka yönlere giden iki kavram. |
|
1046
|
|
|
|
Amatör sevdalarım,amatör hayallerim,amatör korkularım oldu benim. Nedense üst seviyeye çıkamadığım, hep amatör kaldığım...
Bu da sevgili, sensiz günlerimin ne kadar karanlık olduğunu anlatmaya çalıştığım amatör bir yazım...
|
|
1047
|
|
|
|
Sarıl bana, kaybettiğimiz bunca seneyi lanetlercesine... |
|
1048
|
|
|
|
Şiir yoruldu!
Şimdi saçlarının kokusu yok düşlerimde, paramparça etti beni kimsesizliğime sarıldığım sahilde sensizliği getiren denizin rüzgarı…
Ve titreyen yalnız sesim değil artık!
Kış çok sert geçti! |
|
1049
|
|
|
|
Verin elektriğinizi sarıldığınız ya da sarılacağınız kişiye, alın ondan pozitif elektrik... Çocuklarınıza, eşinize her gün sarılın, her gün olmasa bile iki günde bir sarılın. Boş geçmeyin günleri... Ülkemizin etrafı hainler ile sarılmışken biz de birbirimize sarılacağız ki onları birlik ve beraberliğimiz ile alt edelim... |
|
1050
|
|
1051
|
|
|
|
Sen yoksan neyleyim çiçeği, denizi, gökkuşağını.. neyleyim sırmalı köşkleri içinde sen yoksan... |
|
1052
|
|
|
|
eğerini sırtlamış bir at gibi hazırım seni sırtıma yüklenmeye.
|
|
1053
|
|
|
|
Duyguların paylaşılabildiği zemini hazırlayan şarkılara içerik olarak bakıldığında içimizde var olan, eğer yoksa yaratılan hüznü kullandıklarını görürüz. Bu saf bir zevk değildir. Ya birileri acı çekiyordur ya da ‘ben’ acı çekiyordur. |
|
1054
|
|
|
|
Gün, eteklerini toplayıp şehrimi terk ederken , ben gecenin karanlığını aydınlatacak gözlerine yalınayak koşuyorum. Şehrimin bozkırlarında filizlenen iğde dallarını toplayıp avuçlarından mutluluklarını içmeye geliyorum. |
|
1055
|
|
|
|
Adın yok artık senin çocuk. Haylaz gülüşüne sakladığım anlam var aklımda. Belki büyüdün sen, belki kirlendin hayatın utanmaz yanıyla. Ama bende yalnızca gülüşünle kalacaksın, yalnızca haylazlığınla...Adın yok sevgili çocuk, atfettiğim haylaz gülüşünden ba |
|
1056
|
|
|
|
İlk bakışta bunca şaşkın ve sakar olabilir mi bir insan? Seni ilk gördüğümde yüzündeki sıra dışı tebessüme, parıltıya takıldı ayaklarım; bir sakarlık yaptım işte, kendimi yere düşürdüm… Yıllar geldi geçti önümden bir kervan misali, yeri böylesi özlemedi dizlerim! |
|
1057
|
|
|
|
Aşkım apansız göçeceğini hiç hesaba katmamıştı, bir anda gidiverdi, üstelik daha da çok gençti zamansız oldu ölümü. Yokluğuna alışmak hayli zor oldu seven kalbime ve ben daha buna inanamazken, kocaman bir yalnızlık bırakıldı ellerime “al bu sana aşkından miras kaldı” diye. |
|
1058
|
|
1059
|
|
|
|
Yüreğimden tuza bandırılmış acılarımı elerken yine şehrimin soğuk kaldırımlarına bırakıyorum sensizliği. Sensizim. Senden sonra tüm sokaklar tek adresim. Öznesizim. Senden sonra tüm cinayetlerin tek failiyim. Davasını kaybetmiş sanık gibi boynu bükük cümlelerim.Sanki ayaklarından vuruldu geleceğim..(D)üşüyorum uluorta.. Soğuk kaldırım taşlarının arasına doluyor yol yordam bilmez harflerim..Kan revan içinde mevcudiyetim..Aşk tarafsızlığını yitirirken ben sensizliğin iktidarında sonumu hazırlıyorum..Eyyubvari susuyorum en yalın halimle.İçi kalabalık “ susmalar biriktiriyorum yüreğimin ipsiz uçurumlarında. Susuyorum olmuyor, konuşuyorum olmuyorum..Güpegündüz vuruluyorum sol yanımdan..Eksiliyorum yüreğinden / siliniyorum cümlelerimden. Yitip gidiyorum sensizliğin paragraf başlarında. Bu aşkın mağlubu ilan edilsem de, nafile..Eksiliyorum cümlelerinden..Siliniyorum adreslerinden |
|
1060
|
|