• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1841
|
|
|
|
Yine bıraktığım gibi simsiyah mı saçların
Dışarı çıkarken taktığın beren duruyor mu
Ya elinden çekmediği kalmayan telefonun
Yenisini aldınmı yine |
|
1842
|
|
|
|
kendini,duygularını ve aşkını aldatanlar bu sizin için |
|
1843
|
|
|
|
Yazmayaca ım artık.Eskimeyen yazıtlar var hala yüregimde onlarıda istanbula saklıyorum.İstanbuldur benim yüreğim.Bogazın sularında saklıdır serencamlarım umutlarım.Bakışlarımda gam,gözlerimde buğu.Yazmasam kızmaz istanbul.Yazmasam gönül koymaz.Gitmeler ka |
|
1844
|
|
|
|
Ve şimdi seni özlediğimi bile anlayamayacak kadar uzaksın benden... |
|
1845
|
|
|
|
Gönül kapım kapalı artık . SANA ve SEVGİNE kapalı . Ben seni sevdim . Sana rağmen sevdim. Hiç çıkarsız , yalansız , yürekten sevdim. Seni ben kendimden bile çok sevdim . Sevginin bir karşılığı yok . O da beni bu kadar çok seviyormu demedim . Öyle düşünseydim sevgi olmazdı . Sevginin zaten belli bir tanımı var mı? Ya da sevgi herkes için aynımı ? Değil galiba . Ben sevgiyi ve aşkı yaşayarak öğrendim . Acı bir tecrübeydi . Ama öğrendim işte . Ama artık çok mutsuzum ve üstelikte yalnızım . |
|
1846
|
|
|
|
Saymadım kaç dünya oldu
Üstüme serpilen ölü toprağının ağırlığı |
|
1847
|
|
|
|
İçimizdeki en güzel şeyi yok ediyor,sonrada onu bulabilmek için yollara düşüyoruz...biz insanlar ne kadarda aptalız! |
|
1848
|
|
|
|
sana kal diyemedim giderken ardından... |
|
1849
|
|
|
|
Ama dedim ya;Duygularım baskın çıkmıştır mantığıma.Ve eminim;Yüreğimin sesi,hiçbir zaman otorite boşluğu yaşamayacaktır mantık karşısında… |
|
1850
|
|
1851
|
|
|
|
Sevginin kocaman kucaklamasını bir avuca sığdıran, sonra da buruşturup atanlara |
|
1852
|
|
|
|
"vallahi kim ne derse desin gücü yetmez ayırmaya aşkımıza inanmaya aşkımıza inanmaya herkes mecbur" |
|
1853
|
|
|
|
Renklere mi küskünsün ki saçlarını bir fırça gibi savurup dünyayı siyaha, beyaza, yeşile, maviye boyamamaktasın. Bir küstüm çiçeği misin ki, bir bahar dalı gibi bana güzellik yaşatmazsın. Nedir sendeki bu telaş? Güvercinler gibi camlara yıldız yağmuru gibi yağarsın. Ruhun acısından bana billur bir göl bırakmaz. Çalkantılı ve bulanık sularda bedenimi sırılsıklam bırakırsın. Ve sonra alır başını gidersin. Gitmek bilirsin, terk etmektir. Gitmek, hiç geriye bakmamaktır. |
|
1854
|
|
|
|
Sensizliğin hain kışını yaşıyorum... |
|
1855
|
|
|
|
Herkesi Sevebilirim! / Ama hiç kimseye aşık olamam! / Aşkı ben sana tutsak ettim! / Aşk..Sensin Sevdiğim!!!... |
|
1856
|
|
|
|
YALNIZLIĞI ELLERİME KARANLIK BİR GECE GİBİ VERDİĞİN GÜN SİLDİRDİM KAYDIMI YAŞAMAKTAN.
Gittin...
Denizsiz,siyah kentlerin geceleri uyuyamayan kaldırım bekçisiyim artık,cümlelerim yankı,ellerim ayazında sokakların.
|
|
1857
|
|
|
|
Önce sessizce yüreğine al beni. Bir duygu yap beni. Bir imge olayım ardından düşüncelerinde, şiir diye yaz beni. Notalarla süsle beni ey yar. Al eline kemanı çal beni. Hangi şarkıysam gecelerinde, dudaklarından o tatla haykır beni. Kelimelerinin içinde kalayım ey yar. |
|
1858
|
|
|
|
Sana baktıkça ıslık çalmak istiyorum.
Sen bana yemyeşil çayırları, masmavi denizleri hatırlatıyorsun. Sana baktıkça atlar koşuyor dörtnala yaylalarda. Çiçekler açıyor yalçın kayalıklarda.Sana baktıkça içimde bir ateş yanıyor ve sanki içim seninle ısınıyor. Bütün takvim yaprakları bir mutluluk habercisi gibi bana en güzel yaşanmışlıkları bağışlıyor. Öyle huzurla doluyor ki gönlüm, Allah'ın yarattığı uzun saplı tüm güller gökyüzünün en ışıltılı yerinde açıyor. Ve ben sevmeyi şükrederek öğreniyorum o vakit. |
|
1859
|
|
|
|
biri ölür, biri kalır
biri öldüğüyle kalır
biri yaşadığıyla
|
|
1860
|
|