• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
301
|
|
|
|
Aşkla dolar ve yine aşkla asilleşir insan kalıpları, sevdası çekildiğinde geriye kalan yalnızca bir ‘dara’ dır ... |
|
302
|
|
|
|
Ey kara gözlüm! Beni bu gece rüyanda görür müsün? Rüyalarda saklanır, en gizli aşklar. Beni bir ömür boyu, gözlerinde saklar mısın? Gözlerini her sabah açtığında bile ve gözünde bir cam parçası halinde kalsam bile, ölünceye kadar bu acıya dayanabilir misin? |
|
303
|
|
|
|
Aradan onca mevsim geçmesine rağmen hala yakıştıramıyorum ayrılığı sevdamıza. Bana o sımsıkı sarılmalarının, “seni seviyorum” demelerinin, birlikte döktüğümüz gözyaşlarının yanında ne kadar soğuk duruyor o kara ayrılık. Ve hala gittiğine inana |
|
304
|
|
|
|
...sana bakıp gülümserim, her gülümseyiş bir bıçak yarası olur saplanır böğrüme ve yine her bakış ilaç olur sarar yaralarımı... |
|
305
|
|
|
|
Gitmek
Yarını olmayan o sonsuz ülkeye kanat çırpmak bir başına…
Sonsuz sevgiyi ve sonsuz sevgiliyi aramak.. |
|
306
|
|
|
|
Sevgi… Son günlerde su yüzüne çıktı, artık aksi gözlerimde; yıllarca kendimden bile sakladığım bu aziz sevgilinin. Aynada o, seherde o…
Sevgi… İsmini anmak bile içimi yakıyor. Nedir bu? Nedendir? Hiçbir mana veremiyorum. Ona biçtiğim her kılıf kifayetsiz, her his, her atıf yarım. |
|
307
|
|
|
|
Danışmanlığını yaptığım bir çok danışanımın temel sorunlarından birisi zaman programlama konusundaki yetersizlikleri oluyor.
“Zamanım yetmiyor, 24 saat çok az” diyenlerin ardını “ eğer zamanım olsaydı neler yapmazdım” serzenişleri takip ediyor.
|
|
308
|
|
|
|
Sol yaprak matbaa renklerinin huzursuzluk verici mükemmelliğinde; sağdaki ise becerisi şüpheli bir çocuğun titrek ellerine ve sınırsız hayal gücüne feda edilmeye hazır durumda. Boyama kitapları hep böyle mi olmalı? Bir çocuk içinse evet. Ya senin içinse? |
|
309
|
|
|
|
Şimdi Londra’nın karlı bir akşamından yazıyorum sana bu satırları. Hem de buzdan hayaller kurarak. Yokluğunda buz tutan ellerimle… Oysa sana sımsıcak düşlerle gelmiştim, sımsıcak umutlarla. Şimdi Pencerelerimden ışık sızmıyor, gece kendi karanlığında büyüyor sevgili… |
|
310
|
|
|
|
Ağlayamayan ben alışkanlık haline getirdim hep kırmızı olan yanaklarımı gözyaşlarımla ıslatmayı. |
|
311
|
|
|
|
Ah! Kalbimin adı konmamış, insan izi tutmamış sahili. Ah! Hükmedemediğim coğrafyamın onurlu İstanbul’u, nerdesin? |
|
312
|
|
|
|
Sevmek ; Hayatını başka bir hayat için sığınak yapabilmektir .... Atakan Korkmaz |
|
313
|
|
|
|
Ne olduysa oldu aklıma takıldı birden- durup dururken- Nedir aşk? Ayaklarımızı yerden kesen…Leyla’yla Mecnun mu / Ferhat’la Şirin mi bizi bizden eden?... |
|
314
|
|
|
|
Size göre aşkın bir kokusu var mıdır?Varsa nedir?Bana göre mi?Bana göre vardır ve okuyunca hakvermeniz ihtimaldir! |
|
315
|
|
|
|
Gönlünüzün kapısını birileri çaldığı zaman sizin de gözünüze girdiyse, gönlünüzün kapısını ardına kadar açarsınız... Heyecan dolar yüreğiniz, aklınızda hep sevdiğiniz... Kimi zaman uykularınız kaçar... Gece yarıları kalkar balkonda bir sigara tüttürürsünüz... Elinize bir kalem alıp sevdiğinize gönlünüzden kopanları yazarsınız... O an da dünyanın en büyük şairi sizsinizdir... Dünyanın en güzel dizeleri sizin sevdiğinize karaladığınız o güzelim satırlardır... |
|
316
|
|
|
|
Duvarlara bakıyorum, sokaklara, yollara, hangi şehir olursa olsun sen bana nefes olmuşsun, ben sana herkes olmaktan öteye geçememişim..... |
|
317
|
|
|
|
Sen geldiğinde takvimler cemreleri yeni geçmişti. Çiğdemler karlı tepelerin alacasında yeni yeni sararmaya başlamıştı. Kış bitsin artık, pılını, pırtısını toplayım gitsin istiyordum. Çok yalnızdım, çok yorgun ve hatta umutsuzdum. Dallar göversin, ateş |
|
318
|
|
|
|
Gitme,
çok ağlarım ben, gözlerim hep nem nem.
Gitmeyelim, bırak toplamayı aşkın valizini,
boşaltalım geri, ne varsa ceplerimizde.
Konuş ne olur,
ağlayalım, belki vazgeçeriz.
Gülsek kalır mısın?
Susalım o zaman ya da ne istersen,
gitmeyelim işte birbirimizden. |
|
319
|
|
|
|
Keşke varlığın beni bu kadar sarmadan vazgeçseydin...Şimdi git! -bile- diyemiyorum... |
|
320
|
|