• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1241
|
|
|
|
İstanbul bu kadar darmıydı.Dünya bu kadar küçük. Oysaki senelerdir bildigim şehir bu değildi benim.Mavisine hasret kaldığım beldem.Şehrimde bu kadar yağmur yağmazdı.Sensizlik bu kadar koymazdı bana. |
|
1242
|
|
|
|
Ne zaman bir reyhan kokusu duysam, annem kokar her yan. |
|
1243
|
|
|
|
Büyümesen diyorum hani... İnan kal böyle. |
|
1244
|
|
|
|
günümüzde aşk için sevda için bir çok tanım yapılmış ve alakası olmayan yerlere bu kelime sığdırılmaya çalışılmıştır. oysaki aşkın; birçoğunun yanlış bildiği ve yanlış bilgilenerek yanlış yaşadığı bir sıradanlık haline gelmeye başlayacağını hiçbir insan akıl edememiştir.
|
|
1245
|
|
|
|
içimizde boğulan çocuk kimligimizi, daha kabuklaşmamış yaralarımızı, sığdıramadığımız gözyaşlarımızı, cümleleşmemiş çığlıklarımızı, beni işte... en çok da seni "protesto ediyorum" . |
|
1246
|
|
1247
|
|
|
|
Gözü tok, yüreği enkaz adamlardandın; Canın çekmesin cehaleti, bir anlık gaflet için iffet yakardın! |
|
1248
|
|
1249
|
|
|
|
Şimdi ışığında, sıcağında, yangınlarındayım...Vuslata çok var bilirim. Güneş öldü! Rüzgar korkuda! Mevsimler sıraya geçti...
Sen sus! Ses etme, öğrenmesinler rakiplerinin onlardan biri; bir BULUT olduğunu!
Kavgamı ben başlattım ben bitiririm.Ama bana söz ver? Kaybedersem ıslatmayacaksın toprağı!!! |
|
1250
|
|
|
|
Yağmur altında dolaşmak sevgili ile ne kadar güzel ise, yalnızlığın şemsiyesini alıp dolaşmak o kadar acı verir insana |
|
1251
|
|
|
|
Sustular, sarılamadılar. Dokunsalar bütün kent yangınlarında yok olurdu sanki. |
|
1252
|
|
|
|
Her dalında çiçekler açan bir bahar olamadım ömrünün son deminde affet… Lakin yüreğin yüreğime değdiğinde duyamadığın sessiz çığlıklarım karışırdı geceye, hiç bilmedin. Nefesin saçlarıma değdiğinde rüzgarlı bir Eylül gününde buldum kendimi. Gözlerimi çaldı yağmurlar, ufka bakan kirpiklerimden özlemler akıttım sana doğru. Sevdalı bir mektup olup savruldum, ümitsiz bir heyecan ile avuçlarında can bulduğum hayattın sen… Kirpiklerine dudaklarım değdiği vakit düşlerimde, yaşamanın daha kutsal bir amacı yoktu gönül memleketimde. Ne garip… Şimdi senden yadigar hüzünlerimle tam oluyor eksiklerim. Bir de şu hasret dedikleri sancı olmasa… |
|
1253
|
|
|
|
"Karanlıklarıma bir avuç güneşin yetiyordu meğerse herşeyin yalanmış. Bir Kasım günü ait olduğun kollara geri döndün. Bir nefes sanmıştım seni lakin bıçağın en keskin yerinde kanattığın yüreğimi farkededim. Bilseydim gözlerinin yalan olduğunu, bilseydim gözyaşlarınnda baharlarımın solduğunu. Şimdi yüreğimin tozlu raflarında " yalnızlığa " gömdüm seni. Gittin demiyorum sana çünkü sen bana hiç gelmemiştin ki ."
|
|
1254
|
|
|
|
günlük tarzında aklıma gelen iç seslere anlık verilen cevaplar. Bir direniş yazısı bence bu. |
|
1255
|
|
|
|
Seni seviyorum ama ....... diye başlayan konuşmayı unutmam mümkün mü? O AMA her şeyin sonuydu , gittin ve şimdi başka biri var hayatında. Aşkımız o güller gibi soldu. Ama ben senden kalan o güllerden bir tane sakladım , hep saklayacağım. O gül bana aşkın ne boş, acı veren ve yalan olduğunu hatırlatıyor. Belki yanlış birini fazlaca sevdim ama bazen kendimi teselli etmek için diyorum ki, iyi ki sevmişim. Kaç insan bu dünyadan hiç sevmeden sevilmeden göçüp gidiyor. |
|
1256
|
|
1257
|
|
|
|
canımdan çok sevdiğim ama erişmesi zor olan aşkıma olan duygularım bunlar. |
|
1258
|
|
|
|
Elim ayağım birbirine dolanıyor |
|
1259
|
|
|
|
Yokluğun..hiç alışamayacağımı biliyorum.Her mutluluk acımın gölgesinde tüllenecek.Ve ben seneler geçsede hüzünleneceğim.Acılarım yansımayacak güleç yüzüme.Ben seni hep seveceğim inci tanem… |
|
1260
|
|
|
|
...Sevmek, hayatın şifresini çözen bir anahtar, yaşantınızı anlamlı hale getiren bir tılsım gibidir. Çünkü sevmekle içinize ve ruhunuza pozitif bir enerjinin dolmasını sağlarsınız. Bu sayede ufkunuz öylesine genişler ki, bu güzellik sizden etrafınıza bir |
|