Cennetle Kardeş Ağva
(FUNDA BİLGİLİ) 22 Ağustos 2008 |
Yerler |
| |
Ilık bir rüzgarın tenimi okşadığı, cennetin köşesinden çalınmış bir zaman aralığındayım. Rüzgar denizden mi esiyor, denize mi? Hiç önemli değil. Lodos, meltem, poyraz olabilir adı. Sıfatların, tanımların anlamsızlaştığı, sınırların kaybolduğu öznel bir dünyanın çocuğuyum şu an. Hiçbir şey keskin değil. Acıtmayacak kadar yumuşak burada yaşam.
|
|
Beni Benden Kurtarsana...
(FUNDA BİLGİLİ) 8 Ağustos 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ne vakit Boğaz’a dalsa gözlerim, kulaç atıyor sana düşlerim. Ne vakit düşsen aklıma, isyan ediyor aklım aşkıma. Gece siyah kollarına alırken beni, istemsiz adımlarla yine geldim kollarına. Düş te olsa, bir göz kırpışta ortalıktan yok ta olsa, hayali kollarınla sarıl son kez, aşkınla kavga eden bu kadına. Kendimle daha fazla mücadele edecek gücüm kalmadı. Beni benden kurtarsana... Bendeki seni geri alıp, beni benimle bıraksana... |
|
Mor Bir Düşün Düşüncesiz Düşmanlığında...
(FUNDA BİLGİLİ) 24 Temmuz 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Erguvan rengi bir pelerin bu gece üzerimde... İmparatorluk moru de istersen. Gücün, kudretin, kuvvetin simgesiymiş bir zamanlar firavunlar diyarında... Hayallerimde sarıldım sımsıkı mor bir düşün düşüncesiz düşmanlığına... Hem düştü hem düşmandı. Mor, düş ve düşmanlık sarhoşluğumda cılız adımlarla boş sokaklarda sallandı...
|
|
Hiç Bir İlişki Tekrarlamaz Kendini!
(FUNDA BİLGİLİ) 25 Haziran 2008 |
İlişkiler |
| |
Aşkta ne mutlu olmak şarttır ne mutsuzluk! Kendi bildiği yollarla gelip yerleşsin hayatımıza, bize katacağını katsın ve gitmek istediği zaman da lütfen bırakalım gitsin. Zorla elde tutulmaya çalışılan her şey gibi, aşk da, baskıyla yüreğe oturtulduğunda anlamsızlaşıp değersizleşiyor.
|
|
Hangi Kışın Karını Haziran'a Sakladın?
(FUNDA BİLGİLİ) 31 Mayıs 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Hangi kışın karını, Haziran’a sakladın? Hangi beyazlıkla yüreğini akladın? Ben veremezken seninle yaşananların hesabını kendime, sen kendini kendi gözünde nasıl bağışladın? Zamanın sihirli silgisini hangi elinle yokladın? Sahi hep parmaklarımın arasındaydı parmakların... Hangi vakit becerdin de iki ayrı yüzü, iki yüzlülüğü avuçladın?
|
|
Tedavülden Kalktı Aşk!
(FUNDA BİLGİLİ) 21 Şubat 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Tedavülden kalktı dediler aşk bu sabah. Yerine ne geldi acaba diye döndüm dolandım sokaklarda yarı ayyaş. Ceplerimde senden kalan aşk kırıntılarını kime vermeliyim ki acaba? Eski aşkları verdiğinde tüm cömertliğinle, yeni aşklar için bir kredi açılıyor mu duygu aleminde? Denklik sorun olur dedi biri aşkın tedavülden kalkmasından hoşnut. Hangi aşk hangi aşkı ikame edebilmiş ki, alsınlar elinizdekini geriye? Ellerim ceplerimde, başım önünde, dönüp sırtımı geçmişe adımladım güne. Benim yerime bir değer biçebilir misin cebimdekilere? Değerlere dair tüm bildiklerimi alıp götürdün de sen giderken… |
|
Ben Seni Hiç Sevmedim Ki…
(FUNDA BİLGİLİ) 21 Şubat 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ben seni hiç sevmedim ki… En lezzetli halinde erirken dilimde, çekirdeğindeki acının tadını hissettim istemeye istemeye. Yaralı bir attı umut; yaşatmak için mücadele etmek sanki bir suçtu. Bir kurşun uzaklığındaydı. Gez, gör, arpacık! Ve bumm! Öldürmek daha kolaydı! Acıya odaklı sevdalarda, aşk yüreğe çok uzaktı. İşte bu yüzden hiç sevmedim ben seni. Sevemedim. Acının tekelindeki bir kadın sevmenin uzağında yitti, gitti…
|
|
Sakın Seni Seviyorum Deme Bana!
(FUNDA BİLGİLİ) 30 Kasım 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sakın “seni seviyorum” deme bana. Tüm sıfatlar isim artık kurduğum cümlelerde. Değil ünsüzler, ünlüler bile düşüyorlar karşılarına sevgi dikilince. Büyük ünlüler vazgeçiyorlar uyumlarından. Küçük ünlüler dağılıyorlar dört bir yana. Sadece Aşk büyük harfle başlıyor cümlelerimde. Kıyamet kopuyor tüm atasözlerinde, tüm deyimlerde. Bağlaçlar bağlayamıyorlar kelimeleri öpmeden kelamları. Yıkılıyor alfabe, yıkılıyor kurallar aşkın alfabesinde. Aşkı yaşıyor aşkı anlatıyorum ben senin asla anlayamayacağın bir tümce düzeninde. |
|
Eksik Sevdaların Sabıkalısı
(FUNDA BİLGİLİ) 30 Kasım 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Aynadaki buharda esrik izler bırakan bedenim kadar silikti düne kadar yaşam gözümde. Bir banyo küvetinde aşk girdi içime, aktı dudaklarımın kenarından yedi tepe kıvamında… Öpen dudakların mıydı Ege’yi? Ah kirpiklerinde alev saklayan adam, tülünü yırttın soluksuzluğumun. Kabuğumda en derinlerde sakladığım istiridyem inci beyazı oldu artık sana. Üst perdeden bir ses sesleniyor. Duyuyor musun? “Beni yoldan çıkarsana”!
|
|
Şah Damarındaki Üç Beş Sarı Saç Teli
(FUNDA BİLGİLİ) 20 Ekim 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Yastığında izi olmayacak başımın, dudakları dudaklarıma aç çocuk; senin ruhun duymadan yüreğine yaslandım ben. Dikkatle dinlersen duyacaksın o üç beş sarı saç telinin şahdamarına yaptığı basıncı... Sen dokunamamanın hırsında boğulurken bu gece, gecenin en ücra yerinde; ben sevişeceğim benimle senin yerine. Ten tene değmese de bu gece, yürek eriyecek tenin ateşinden daha tutkulu bir alemde. |
|
Ayrılık Ülkemin Lanetli Cenaze Törenleri
(FUNDA BİLGİLİ) 20 Ekim 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Acaba kaç intihar sonrası burada olmayacağım? Kaç intihar sonrası bitecek bu lanetli cenaze törenleri? Bilmiyorum…Sen kurtuldun, ben battım. Sen gittin, ben kaldım. Sen yaşadın, ben öldüm. Ölümün kucağına ittin beni önce aşk sonra ayrılık kokan ellerinle. Lanetli bir tohum ektin kalbimde sevdanın olduğu yere. Sen gittin o büyüdü, sen gittin o önce kalbimi sonra tüm bedenimi ardından da ruhumu kapladı. Lanetli tohumundan başka bir sevdaya yer kalmadı…
|
|
Minik Bebeğim
(FUNDA BİLGİLİ) 24 Ağustos 2007 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Şimdi yeni bir gündoğumunda kelimelerim. İki kızımdan sonraki üçüncü çocuğumun doğum sevincini yaşar gibiyim. “İmzamı Bıraktım Teninde” adını verdiğim minik bebeğim artık kucağımda. Bu güzel doğumu paylaşmak istedim sizlerle. Çünkü beni destekleyen, bana yazma gücü veren dostlar sayesinde kavuştum bu kitaba. Okuduğum, beni okuyan, yorum yapan, yazılarımı kütüphanesine alan tüm İzedebiyat dostlarına teşekkürler!
|
|
Yoksulsan Aşkta Yeniksin Savaşta
(FUNDA BİLGİLİ) 1 Ağustos 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Kaybetme korkusu mu acaba hep bu hazin sonları hazırlayan? Kaybetme düşüncesi mi çağırıyor bu kederli ayrılıkları? Hani diyorum ki acaba inansaydık ikimiz de bu aşkın gücüne, bitmeyeceğine dair inandırabilseydik kendimizi, acaba farklı mı olurdu? Çarpışan iki kocaman yalnızlıktan bir bütünlük doğar mıydı ki? İkimiz de korkaktık düşüncelerimizin gücü önünde. Bu yüzden ben kaçarken senden, sen vazgeçtin kovalamanın zahmetinden…
|
|
Mazinin Silgisi Yok
(FUNDA BİLGİLİ) 1 Ağustos 2007 |
Yüzleşme |
| |
Kendine gelebilmesi için, bazen kendini tokatlaması gerekiyor insanın. Bunun için ellerine ihtiyacı yok üstelik. Zamana dair algıları kaybolduğu an, soyutluğun o muhteşem, kendine özgü gerçekliğinde bunu kolayca başarabiliyor. Hiçlik ve gerçeğin o sınır ötesi zıtlığı mıknatıs gibi çekiyor insanı kendine. İşte o zaman, yüzüne patlatmak istediği tokat için ellerine ihtiyaç duymuyor insan oğlu ve insan kızı.
|
|
Yaşamın Yolları Tıkalıdır Kimi Zaman!
(FUNDA BİLGİLİ) 14 Temmuz 2007 |
Yüzleşme |
| |
Ya geç kalıyorsundur yaşamın tazeliğine, ya erken düşüp yollara kayboluyorsundur tuhaf yolculuklarda. Kimi zaman dünyaya gelişinde bile bir zamanlama hatası ararsın. Serseri bir mayın gibi patlamışsındır istemeden yaşam tomurcuğunda.
|
|
Çilingiri Yok Aşkın
(FUNDA BİLGİLİ) 14 Haziran 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Aslında seni özgür bıraktığımda, benim de kanatlarım açılmalı yeni bir aşka. Açılabilmeli. Ama öylesine kilitlemişim ki seninle kendimi, anahtarsız kaldım apansız. Çilingiri yok aşkın. Tek kapı, tek kilit, tek anahtar. Şafağa kadar uzasa arayışlarım, gün yine de aşka kilitli başlar, ayırdındayım…
|
|
Döndün Ama Dönmedi Sarmanın
(FUNDA BİLGİLİ) 14 Haziran 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bıraktığın minik kedicik büyümüş, kendi ayaklarıyla koşturur olmuştu dilediği yöne. Gitmek istediği yönde sen yoktun. Yağmurlar da bitmişti zaten. Şimşekler çakmıyor, onu korkutmuyordu. Islak da değildi tüyleri. Çoktan vazgeçmişti bulduğu her sıcaklığı dost sanıp sarmalanmaktan. İnsanlar olgunlaşır, kediler büyürdü. |
|
|
www.fundabilgili.com
fundabilgili@hotmail.com
MİNİK BEBEĞİM “İMZAMI BIRAKTIM TENİNDE” KİTAPÇILARDA!
Yazan insanların yazmaktan aldıkları en büyük haz; okuyan insanların yüreklerine dokunmayı başarabildiğini düşünmektir. İzedebiyat’ta yıllardır yazıyorum. Her yazı eklediğimde aynı heyecanı yeni baştan yaşıyorum. Yeni paylaşımlar, yeni yorumlar, dokunulan yeni yürekler… Türkiye’nin en iyi yazar ve okur kitlesinin buluştuğu bu site benim bir parçam haline geldi zamanla. Eksik hissettim kendimi satırlarım buradaki gözlerle buluşmayınca.
Şimdi yeni bir gündoğumunda kelimelerim. İki kızımdan sonraki üçüncü çocuğumun doğum sevincini yaşar gibiyim. “İmzamı Bıraktım Teninde” adını verdiğim minik bebeğim artık kucağımda. Bu güzel doğumu paylaşmak istedim sizlerle. Çünkü beni destekleyen, bana yazma gücü veren dostlar sayesinde kavuştum bu kitaba. Okuduğum, beni okuyan, yorum yapan, yazılarımı kütüphanesine alan tüm İzedebiyat dostlarına teşekkürler!
|
|