..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptınız mı yaşam öyle güzel ki. - Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Y. Aynur Öztürk
Y. Aynur Öztürk - Teşekkürler Hayatım
Site İçi Arama:


Ana Sayfa
  Bir An Der Geçerim (Y. Aynur Öztürk) 26 Ekim 2014 Sevgi ve Aşk 

Bir zaman boşluğu düşün, bir an hayatıma selam verdiğini bedelini ağır ödettiğin. İçimde sevgi kelimesine bile isyan başlattığın ismi hatırla.

  Beyaz Bir Sayfa (Y. Aynur Öztürk) 25 Ekim 2014 Yüzleşme 

Hayat uzun gelebilir. Oysa hiç de öyle değil. Zaman denilen kör yılan sokup duruyor dilini geçmişten geleceğe dair. Koparıyorum o dili, atıp gidiyorum saymadığım zaman için. Yeni bir sayfa çevirdim, okuyorum ve şimdi varım. Meydan okuyorum hayata, geçmişimde kalan ne varsa. Değmeyen yaşamları yük etmişim sırtıma. Önce onlar saplamadı mı sırtına bıçağı? Her defasında kendin kalkmadın mı ayağa? Onlar mı vardı? Hayat ve sen vardın. Kelimelerine döktüğün dertleşmelerin yanında oldu hep. Kimi zaman okuyan dostlar yargıladı kimi zaman alkışladı. Beyaz bir sayfayı yazılarıma açıyorum, imzamı hayata atıyorum. Yorumlar ön sayfadan benden beğeniler sizden.

  Kuralsız Yaşamın Sınır Tanımaz Geleceğine (Y. Aynur Öztürk) 7 Ekim 2014 Sevgi ve Aşk 

Belki bir bakışın bir tokat gibi yüzüme çarpıyor kuşatılmış gençliğinden, geçmişte bıraktığım gençliğime. Yalan olmaz aşkta. Karanlık fısıldadı aslında yaralı ardında bıraktığı kadını. Sırt çantasına yükledi tüm cümlelerini, koyuldu gitmeye kaldırım taşlı yoldan, kuralsız yaşamın sınır tanımaz geleceğine. Teşekkür ederim geleceğim. Bir gün hüküm giyen bir adaletle, kayıp sokaklarındaki şehrine elbet bir gün döneceğim.

  Adam Gibi Adam: Benim Babam! (Y. Aynur Öztürk) 30 Eylül 2014 Özlem Şiirleri 


  Son Gidiş (Y. Aynur Öztürk) 7 Eylül 2014 Sevgi ve Aşk 

Her gelişin mutluluktu. Seni ağırlarken, yüreğimin sözünü geçiremiyordum. Yalnızlığımla penceremden bakarken seni düşünüyordum. İyi ki geldin diyordum. Oysa her gelişin, alaysı gizlerinle doluydu. Aldatışların saklıydı ruhunda. Bakıyordum ve gülümsüyordum her seferinde. Mantığımın yüreğime dur dediği gecede, yüreğim sildi seni. İstem dışı gerçekleşti zannettiğim zamanlardı. Oysa bir kandırıştı, bedenindeki kadın tenlerinin kokusu. Şimdi, bedenimden seni uğurlarken, son noktayı koymuş olduğumu anlıyorum. Son olmalıydı. Evet, bu bir sondu. Son gidişin, dönüşü olmayan bir bekleyişiydi şimdi.

  Cengiz Nakliyat (Y. Aynur Öztürk) 6 Eylül 2014 İlişkiler 

Dilden dile, evden eve, elden ele, gönülden gönüle bir adamın kadınlar üzerindeki beş duyu merkezi. Biri aile biri huzur biri aşk ve para biri korku diğeri son nokta. Aradaki kadınların çerezliği cepte avanta. Beş kadın birbirinden haberdar adam arada kendini geçmişin sultanı sanmakta. Günümüzde evden eve nakliyatta taşıdığı sadece üzerinde bıraktığı kirli çamaşırları ve duygularını aldığı kadınları. Her birinin söylediği söz bir diğerinin bildiği Cengiz'in laf ebeleği. Tüketici kıvamında tüketilen kadınların her biri davetinde çerezlerin ve diğer kadınların varlığını tek bilen huzur.

  Olmuyor İşte (Y. Aynur Öztürk) 29 Ağustos 2014 Aşk ve Romantizm 


  Sihir midir Keramet midir Bu Şemsiye? (Y. Aynur Öztürk) 26 Ağustos 2014 Sevgi ve Arkadaşlık 

Şemsiyesini açan, yüzleştiğim içimdeki can dostuma: Sevgilerden yağmur damlalarının küçük dokunuşları

  İstanbul (Y. Aynur Öztürk) 24 Ağustos 2014 Kent 


  Adam Sende (Y. Aynur Öztürk) 23 Ağustos 2014 Aşk ve Romantizm 


  Nisanın Gizlisi (Y. Aynur Öztürk) 22 Ağustos 2014 Aşk ve Romantizm 


  Şimdi Gidiyorum (Y. Aynur Öztürk) 20 Ağustos 2014 Aşk ve Romantizm 


  İkili Dargınlık da Aşk (Y. Aynur Öztürk) 11 Ağustos 2014 Sevgi ve Aşk 

Başka basamaklarda başka anlamlar bulacak onlar. Kendilerinden ve birbirlerinden kaçmaktan vazgeçebilseler. Birbirilerini olduğu gibi kabul edebilmenin yanında, can yaktıkları anların ateşini kendi yüreklerinde de duyabilseler. Sıçrasalar birden o ateşi sade karşısındakinin değil. Kendi içlerinde de hissetseler. Şaşırsalar birbirilerinin acısına. Sarılıp ağlasalar, birbirlerinin saçlarını okşasalar. Ve yeni bir an geldiğinde ikisi de kendi ayaklarıyla. Bu sefer farklı bir adım atsalar. Birbirlerinin yüreklerini kanattıkları oranda, birbirlerinin yüreklerine merhem olsalar: Yaşam yorgunu iki kişi karşılaştığında, yüzdeki tebessümler farklı bir gülüşte selamlaşacak. Bu gülüşle beraber sakladığımız iç dünyalarımızın farklı dramları yansımalarda yoğunlaşacak. Geceler, güne merhaba diyecek, yaşanılanlar gecede kalacak. Gününde diğer bir yaşam gecedekine sırt dönecek. Yapmam neyse o yaşananacak. Kolay değil, elbette. Yaşattığın, yaşattıklarımın karşısında hiç kalacak. Sen hep bir arayışın kıstasında kalacak ve huzur dediğin geceden ayrılacaksın. İkili ilişkimizde yalan baş konuğumuz oluyor. Neden ?Saklanbaç oynamayı mı seviyoruz.? Oysa sevgi yüreğe hitap etmeli, mantık cevap versin. Her defasında incitirsen, incinirsin. Söylenecek bu kadar söz varken kırmayı seçiyoruz. Sırf üstün kalmak adına. Ne kadar doyurucu bir hayat olabilir ki... İki yaşamın en iyi tarafı ne olur dargınlıkdan başka. Aradan geçen zaman bile size selam vermez, kişi hoşlandığı şeyi sırf kendisi için istiyorsa. Farklı bir boyut daha vardı. Karşımızdakilere hissettirmek. Hayatın içindeki bizler yaşam denilen sadakatten habersizsek. Ve kendimizi kandırıyorsak. Yaşattığımız olsa olsa hüzün. Evresinde yalnız değiliz. Kimse kimseden habersiz. Sen kendinden bi haber. Keşkelere yer vermeden hayat alfabesini doğru okuyabilsek.

  Benden; İçeri Buyur, Ben (Y. Aynur Öztürk) 9 Ağustos 2014 Yüzleşme 

Yunus Emre nin dediği gibi, bir ben var ki benden içeri. Bazen o dışarda ben içerde, bazen ben dışarda o içerde. Ben, beni seviyor birbirlerine iyi ki varsın diyor. Çünkü biliyor, ben bende, bende ben olmazsa ben olamam. Benler bir arada bazen başka benler de çalıyor kapıyı, benlerimiz buyur ediyor yeni gelen beni. Yeni gelen ben de kendini benden sanıyor, bazen unutup kendini beni benden etmeye çalışıyor. Kendine gel, haddini bil ben. Ben ve ben seni içeri aldığımız gibi uğurlamayı da biliriz. Ne de olsa senden önce ve senden sonra da olacağız ben ve ben. İyi ki geldin, bize birbirimizin değerini gösterdin. Şimdi uğurlar ola sana benden ve bendeki benden giden benliğe özenen misafir ben: Sana söylemek istediklerimi söylüyorum bendeki ben, hazırmısın yüzleşmeye ? O halde sana sevdiğimi söylediğim günü de hatırlıyor olmalısın. Saçlarının uzun halinde saçlarını tararken aynada yüzleşmiştin kendinle. Eşinden ayrıldığında, yalnızlığın boşluğu vardı ;hani. Ama, gülerken ağladığın o günü de hatırla. Sonra o boşluğu dolduran insanı da. Karşında duran sen ve yansıman. Nasılda bütünleşmiştin!.. Şimdi buyur geç ;otur benimle beni konuş. O BEN, BANA SARIL DEDİM SANA. Neredeydin ? Yoktun yanımda savaşımda. Önce saçlarım bıraktı beni bana. Ayna değil ki. O biliyordu çünkü. Sır diye bir şey yoktu. Gizlenenler. Sadece kendini kandıranlar vardı. Yeminim vardı, bıraktığın bendeki ben. Şimdi hayat oynadığımız tiyatro sahnesinden. Devam diyorum, ben beni bana kazandıran bana

  Masumiyetin Sırları (Y. Aynur Öztürk) 8 Ağustos 2014 Sevgi ve Aşk 

Öyle bir nefes al ki içinde olayım, dışarı verirken yanında. Nefesimizi boşa harcamayalım. Diyebilseydik keşke birbirimize: Hatırla, her yaptığın hatanın bedelinde sustuğumu, susarak kaybetmediğimi. Sabrettikçe zorluyordun sevgiyi. Oysa sana aşık olamazdım, arayışlarında binlerce kadın varken. Aslında yalan söylerken bile kendini kandırıyordun. Bilmiyordun; dimi gözlerine bakarken bütün dünyanı gördüğümü. Herkes masumum derde: Masumiyet sorar? Masumiyetin sırları ne?-Masum : Söylersem nasıl bakacaksın gözlerime? der.-Masumiyet: Kabuğunun dışına çıkma, yargılanırsın, iyisi mi sus! Susar!!! Masum bakış bir süre. Mahşer çıka gelir:-Mahşer: Kabuğunda kal, vurup kırmaya çalışanlara diren. Kırmayı başaran senindir. Kırıp da gider o başka.-Masumiyet: Sadece kendini kandıran susma payı var. Gözlerim, gözlerinde sustuğunda vazgeçtiğimi anladım. Hala masum rolü oynamana alışıyorum. Zor olan masum masumiyetin değerini bulabilmekti. Aktığım suyun önüne bend koyamazdım. Ne küçük bir sel ne de durgun bir göl. İçimizde suskunluğa daima bir gözlemci olacak. Nefes alabilmek susmak kadar elinde. Nefesi alırken içindedir. Nefes verirken atmakta. Kandırma kendini, bak susmak da, susamamak da nelere sebep.

  Aşk Mevsimi (Y. Aynur Öztürk) 31 Temmuz 2014 Aşk ve Romantizm 


  Kristal Yürek (Y. Aynur Öztürk) 20 Temmuz 2014 Aşk ve Romantizm 


  Bir Sebep Yaratılıyor Sorguladığımız Hayatımızda (Y. Aynur Öztürk) 20 Temmuz 2014 Sevgi ve Aşk 

Uyanış: Bir rüyanın dönüşüm sonrası. Aslında bir yalanı yakalamak. Her insanın tercih noktası. Şimdilerde yeni tanıştığım rol; insanı insana tanıştırmak. Bir yanım "O" diyor diğer yanımsa "Hayır". Gülmekten kendimi alamıyorum, hayatım hüzünlerime gülümsüyor. Ustalıkla nasıl da kaya olmayı seçenleri yeğliyorum.

  Şaşmaz Bir Yargının Kader Çizgisinde (Y. Aynur Öztürk) 18 Temmuz 2014 Sevgi ve Aşk 

Sana dair sözlerim aslında kendime. Güven veren her şeyi yok ediyor sonra da olmadı diyorduk. Aşk adına suçlanıyorduk. Şimdi ikimizde Nisan, içimizde yüzleştiğimiz sesimiz var.

  Meraklı Duvar (Y. Aynur Öztürk) 14 Temmuz 2014 Sevgi ve Aşk 

Yalnızlığın yansımaları, meraklı bir duvarın aracılığıyla dile geldi ve düşündürdü beni. Yansımalar, yalnızlığa dairdir. Aynalar hep duvarda var aslında, Baktığımızda, yüz yabancı değil. Ardındaki sır da, bir dolu insan. Alkış tutsa da, içinde insan, hep yalnızlığıyla baş başa kalan. Yaz dedin, yazdım yalnızlığım, İçimi kanatan kırılganlığım, sözlerinde. Ama silgisi yok dil yarasının. Git dedin, gittim, içimde yalnızlığım.

 

 



Aşka Dair

Bazen yakın dediklerimiz, nasılda uzak oluyor, bazende uzak dediklerimiz yanı başımızda. Size yabancıdır oysa. Bir bakıyoruz ki dost oluyor.İnsan en çok sevdiğine kırılır oysa. Unutmaz aslında geriye bıraktığı boşluğu. Geriye bıraktığı biraz endişe, biraz pişmanlık, birazda öfke kalıyor. Sen hiç seni sevmeyen birine aşık oldun mu? Aşk bir umuda bağlanmaksa, birbirimizin gözlerine baka baka kayboluyoruz, nereye gittiğimizi bilmeden. Ben seni kendime davet etmişim de farkında olmamışım. Karşılıksız aşk yakar, yıkar hem de çektirir. Aşk acıtır. Aşk kaç yıllık saklambaç oynuyor aslında, hafızaların görüntüsüne. Aşkı çabuk tüketen, ömrü de bitirir. Kırarsın, parçalara bölersin. Gidecek hiç bir yeri yokken. Sana sığınan değil, gideceği yeni yeri olmasına rağmen senin yanında kalandır değerli olan. Aynur Öztürk



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Y. Aynur Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 21.11.2024 12:48:53