"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak… Bir gece kayan bir yıldızın son kez parlamasından doğan hüznü solurken, yürüdüğümüz kar beyazlı yolların kaldırım taşlarında geziniyor benliğim. Yalnızlığın ikliminde özlemlerle büyüyen sevdaya dayanmaz oldu artık yüreğim… Ben sevda yüklü bulutlardan zülfüne süzülen damlaları hissetmek, kömür gözlerinde dilediğimce gezinmek ve gül yüzündeki tatlı tebessümü hissetmek istiyorum gönlümün en derininde. Sevda anlamarını yaşamak istiyorum tüm renklerin, seher vaktinde esen badı sabanın serinliğinde. Mavinin sonsuzluğunu göz bebeklerinde, siyahın hüznünü kömür gözlerinde, kırmızının çekiciliğini can dudaklarında, beyazın masumiyetini al yanaklarında… Yeşil pencerenden bir gül at bana Işıklarla dolsun kalbimin içi Geldim işte mevsim gibi kapına Gözlerimde bulut saçlarımda çiğ Tanpınar’ın sonbahar yapraklarının hâtıra rengine bürünürken bedenim, damla damla süzülmekte geçmişin bağrına kelimelerim. Hani sormuştun ya bana kül rengi bulutların kucağında, deniz mavisi bir akşam kızıllığında, ve kuş cıvıltılarının arasında “en çok sevdiğin kelime hangisi” diye. Hiç düşünmeden “Sen” demiştim, dalgalar da şahitti bu sözüme, hedef alınan ve vurulmaktan kendini kurtaramamış, sahile vurmuş balon parçaları da, umarsızca bırakılmış çekirdek kabukları da, ve göz kırpıp kayan mavi yıldız da… Sen demek mavi demek, mavi demek sevgi demek, sadakât demek, aşk demek, uğruna varolabilmek demek mavi. El ele tutuştuğumuzda kelimelerin yerini bakışların aldığı an demek mavi. Huzur demek mavi, mutluluk demek, yaşanmış ve yaşanmaya dair ne varsa hayatta, hepsi mavi demek benim için.. En sevdiğin renkten sesleniyorum sana ” Ey Mavilerin Prensesi, ey mavilerin mavisi, dön maviler ülkesine, nemli gözler hep seni beklemekte” Bu yürek geleceğin o gün yeniden doğacak... Sevgi Maviydi, aşk Mavi Hayat Maviydi, ölüm Mavi Gerçek maviydi, Düş Mavi Sen Maviydin Ben Mavi….
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © yusuf çopur, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |