Yaşam koçları; yani eski adıyla Psikolojik danışmanların, yaptığı iş nedeniyle; topluma faydalı olabilmek, kitap yazma konusunda yardım almak, Yaptıkları işin yaşam koçluğunun nasıl bir iş olduğunu insanlara anlatmak istediklerini ve Bunun ilk aşaması olan; Benimde gitmiş olduğum, etkin yazarlık kursuna geldiklerini belirtiyorlardı.
Kursa her hafta bir yazar veya bir derginin genel yayın yönetmeni geliyor Geçen hafta kursa gelen İnsancıl dergisinin genel yayın yönetmeni Cengiz Bey; Suat bey’in yaptığı yaşam koçluğu işini pek anlayamadı “yaşam koçu mu o da nedir; ne iş yapar, psikologdan farkı var mı?” diye sordu. Suat Bey “Yaşam koçu kişilerin hayatlarındaki hedeflerine ulaşma amacındaki engelleriyle uğraşıp o engelleri aşmaya çalışıyoruz Psikolog değilim; Ama psikoloji bilimini kullanıyorum. Kişinin hayat kalitesini yükseltmeyi amaçlıyorum. Zaman içinde hedef değişebilmekte, Ancak Sonucunda asıl hedeflenen noktaya ulaşmak için yardımcı oluyorum. Yaşam koçlarına ulaşma imkânı olmayan kişilere de yazdığım kitaplar ile o kişilere yardımcı olmaya çalışıyorum”. İnsancıl dergisi genel yayın yönetmen yardımcısı Deniz Hanım “ben yaşam koçlarını hep gazetelerin magazin sayfalarında okurdum ünlülerin peşinden ayrılmayan kişiler olarak biliyordum” Suat bey “o sportif anlamdaki koçluktur yediğiniz, içtiğinize bakarak kaslarınızın doğru çalıştırıp yağ yakılmasını sağlamaktadır.” “ben duygusal anlamda koçluk yapıyorum”.
“Siz bir danışanım ile ilgili örnek verebilirim, gelen danışanım hayat kalitesinin yetersizliğinden mutluluğu yakalayamadığını anlattı. Ailesi onu hassaslaştırmış, bankada üst düzey görev de, çok çalışmaktan hiperaktif olmuş, iş yaşamı ile sosyal yaşam arasındaki dengeyi kuramıyordu.”
“Çalışmaya başladıktan birkaç ay sonra kendine bir ev açtı, sıfır kilometre bir araba aldı, bir görüşmemizde pasaportun seyahat acentesinden alınabileceğinden bahsetmişti. Birkaç ay önce kendisini aradığımda Afrika da bir safaride hayallerini gerçekleştirdiğini söylemişti”.
“Bende danışanım sayesinde safarinin çok paraya mal olan bir şey olmadığını öğrendim. Yayın yönetmeni Cengiz Bey ise “parası varmış demek ki” sözüne karşılık olarak Suat bey “Para sahibi olmak yaşamdan zevk almak anlamına gelmiyor, biliyorsunuz ki.”
“Engeller siz olmasını istediğiniz için varlar, Engeller olmasını istemiyorsanız onu değiştirmek için çaba harcayabilirsiniz”.
Örneğin “trafikte arabanızla giderken yolda saatlerce gitmek var diye, sinir olmak yerine müzik çalarınıza istediğiniz tarz müzik koyup, o saatin kendinize adanmış saat olduğunu düşünebilir veya Uzun zamandır görüşmediğiniz bir arkadaşınızı telefonunuzdan kulaklık ile arayıp tabii ki trafiği sıkıntıya sokmadan sohbet edebilirsiniz. Siz o anda olayı durumu değiştiremezsiniz ama algınızı değiştirerek yaşam kalitenizi artırabilirsiz”.
Yayın yönetmen ise “öyküler didaktik ve ders verir nitelikte bu yüzden mesaj cümlesini oraya yerleştirmişiniz.”
Ayrıca yazı diliniz verdiğiniz mesajdaki gibi yalın bir ifade var. Suat Bey ise “ ben okuyucu kitlesi hedeflemiyorum yaşam koçuna gitme imkânı olmayan kişiler bu kitaplardaki mesajlarla hayatlarında birçok değişiklik yaptığını biliyorum”.
Yayın yönetmeni Cengiz bey, “Suat bey söylemek zorundayım işinizin modeli modern kapitalizmin oluşturduğu bir iş ayrıca yazdıklarınızda rehabilitasyon var, tüketime yöneltiyor, insanlar sosyalleşemediği için kendilerini kısıtlayıp size gelme ihtiyacı hissediyorlar.” Hocamız Beyazıt Bey bize “atları da vururlar” filmini tavsiye etti.
O anda yanımda oturan dilek hanımın sorusu ise; “sorunların çözümü var mıdır” Cengiz bey “sizin bu çabanızı güzel, ancak insanımızın sorunu bu sistemde çözülemez, devamlı kavga ortamı olduğu sürece sorun çözmek zordur……
Yukarıda anlattığım, yaşam koçluğu ile ilgili konu Cengiz Bey, Suat Bey ve Beyazıt bey arasındaki bu konuşma toplam sekiz, dokuz dakika sürdü, bana ilginç geldiği için sizinle paylaşmak istedim…