• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
141
|
|
|
|
Mutluluk ve yaşam kalitesi, her toplumun bilinç yapısında oluşan bilgiyle, göreceli bir durumda arz etse de, mevcut eğitim fırsatları, teknik ve maddi olanaklar baz alındığında, ortalama evrensel bir yaşam kalitesi ve mutluluğun varlığını hiç kimse inkâr edemez. |
|
142
|
|
|
|
Bir
Gerçeklerden sıyrılıp hayallerde yaşamak mı, yoksa gerçekleri kabullenip hayallere hapsolmak mı? Bu soru uzun süre kafasını karıştırıyordu. Aslında bu soru aklından geçen yüzlerce sorudan birisiydi sadece. Fakat insanı nasıl da can evinden vuruyordu. Nasıl da Leyla’yı gözbebeklerinden kıskıvrak yakalıyor, müthiş sancılarla bir boşluğa savuruyordu. |
|
143
|
|
|
|
Küçük bir çocukken bir an evvel büyümek için sabırsızlandığımı düşünüyorum şimdi… Belli ki bir şeylerden hoşnut değildim. Yani, 7 kardeşin en küçük olanıydım ve annemle babamdan sonra büyük kardeşlerimin ayak işlerinin hepsini ben yapmak zorunda kalıyordum. Her ne kadar bu duruma sinir oluyor olsam da kardeşlerim tavır alırlar endişesiyle yapmak zorunda kalıyordum.
|
|
144
|
|
|
|
Bugünlerde en çok istediğim sevdiklerime sarılıp şapur şupur öpmek, öpmek. Biz ailecek kahvaltıda sohbet etmeyi çok severiz, bugünlerde herkes mesafeli oturuyor, aynı anda sofraya oturamıyoruz, sofrada konuşmak yasak, zira çalışan olarak ben arada dışarıya çıkıyorum, alışverişe dışarı çıkıyorum, eve her getirdiğim şeyi sürekli yıkamaktan ellerim alerjiden yara oldu. O basit ama güzel günlerimi çok özlüyorum.
Peki siz en çok neyi özlüyor ve bu günler geçince ne yapmak istiyorsunuz, sizce insanoğlu bu beladan dersini alır mı? |
|
145
|
|
|
|
"...ve asıl muhteşem olan; o mercimek kadar şeyin kalbi atıyordu gözümün önünde! İşte o an benim için mücadele başladı, o kalbin durmaması için her şeyi yapacaktım; ne pahasına olursa olsun…" |
|
146
|
|
|
|
sanatın ve sanatçının önemi |
|
147
|
|
|
|
Sümüğü buz tutmuş bir çocuk kapımızı çaldı. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Neredeyse yirmi gündür elektrikler kesikti. Kar hatları koparmış diyorlardı. Yemeği yedikten sonra yatağıma girip uzanmıştım. En son radyoda haberlerin başladığını anımsıyorum. İşte tam orada kopup gitmişim. Radyoda haberler başlamıştı Alışkanlık işte önce pencereye koştum. Dışarısı sadece sisli ve cılız bir aydınlıktan ibaretti. |
|
148
|
|
|
|
Düşündü. Bir ocakta fokurdayan demliğe baktı, bir de az ileride ağzına kadar dolu bekleyen çöp tenekesine. ‘Altı üstü bir bardak çay değil mi?’ dedi içinden el arabasını özenle park ettikten sonra oturdu kaldırımdaki tahta iskemlelerden birine.... |
|
149
|
|
|
|
Her şey tanımadığım, bilmediğim Orta Doğu bataklığında yaşayan ünlü bir generalin öldürülmesiyle başlamıştı. Süper Güç bu generali ya da kendi deyimine göre teröristi öldürdüğü için medyada güç gösterisi yapıyor, Orta Doğu ülkesi ise bu generalin intikamını alacağına dair yeminler ediyordu. |
|
150
|
|
151
|
|
152
|
|
|
|
Hayat dediğimiz bu şey nedir? Yemek, içmek, barınmak ve üremek. Daha Türkçesi var olmak. En basit ve kaba haliyle hayat var olmak. Lakin bu kadar da basit değil insan hayatı. Biz bitki ya da hayvan değiliz. Bundan biraz daha ötedeyiz. Öyleyse nedir bu hayat.
|
|
153
|
|
|
|
Onların ne doğumu ne yaşantısı ne de ölümü haber değeri taşır bu ülkede.. Onlar ki gözlerinin karası kadar derin ve sessiz yaşarlar hayatı.. Öyküleri de bu sebepten her zaman meçhuldür ve sadece kendilerinde saklıdır… Onlar, başkalarının gündemine ancak “3. sayfa” haberi olarak girebilirler. |
|
154
|
|
|
|
Kötülük, erdemlik karşısında saklanıyor ama başka bir kötülük karşısında dize geliyor. Bu yüzden kötüler gibi düşünmeli, belki karanlığa da çekilmeyi göze almalı ama ince çizgilerde dur demeyi bilmeli...
|
|
155
|
|
|
|
Niye atıyoruz? Attığımız ne? |
|
156
|
|
|
|
Bir Psikiyatri Servisinde yattınız mı hiç ? Yoksa Dışarıdakilerden misiniz ?
Bu yazı, içeridekilerden biri tarafından yazılmıştır. Dışarıdakilerden biri olduğunda, bir yanı içeridekilerle kalacak olan biri tarafından.. |
|
157
|
|
|
|
İskelesine gitmeden önce kenarına yaklaşın ve kenarından su içen karıncalara bir bakın. Onlar giriyorlar mı yüzme bilmedikleri halde, girmiyorlar, sadece su içiyorlar kenarından. Kediler giriyor mu denize yüzme dilmedikleri halde? Ayak parmaklarınızı şöyle bir değdirin ve denize ısınmaya çalışın. Burada brrrrrrrrrr çok soğuk, sesi çıkarmak serbesttir... İnanın o brrrrrrrrrrrr sesine deniz bozulmaz... |
|
158
|
|
|
|
Amatörüm, profesyoneller zulm ediyor |
|
159
|
|
|
|
Ne bilirdim bu hüzün duvarlarını örerken, güneşli günlerdeki sevinçlerin hüzün duvarlarından sızamayacağını... Kendi ellerimle kapatmışım kendime dünyanın tüm kapılarını...
|
|
160
|
|
|
|
Mutlu bir yaşam, huzur dolu bir yuva ister... Ailesine bağlıdır. Eşini sayar. Kendini onlara adar…
Özgür değildir istese de…
Gece dışarı çıkamaz tek başına, gezemez, tozamaz istese de… Dilediği gibi yaşayamaz kırk yaşına gelse de… Söz olur, göz olur, dedikodu olur, vuruverirler damgayı, bakmaz kimse gözyaşına istemese de… |
|