• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
381
|
|
382
|
|
|
|
Artık çalışmak yok. Çünkü; din-le-ni-yo-ruz!
|
|
383
|
|
|
|
Akşam deyince, yine bir şarkının içli güftesi geçer içimden “Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun gelmiyorsun. / Çünkü seni çok sevdiğimi biliyor biliyorsun.” yahut bir başka şarkı:
|
|
384
|
|
|
|
Yanakları sararmış yapraklar gibiydi
Elleri kurumuş topraklar gibi
Sen ilkbaharda solan çiçek misin be gülüm!
|
|
385
|
|
|
|
Pazar ve pazartesi tatilim. Tum gunu evde gecirdim. Zaten dişarida ayaz var. Sicak yatagimda devleti aliyeyi okumak ve meditasyon yaparak gecirdim. Yatagi her zaman cok sevmisimdir. Boyle bir hayata itilişimin sanki bir nedeni var. Kendimle olmak ve kendimi bilmek |
|
386
|
|
|
|
insanoğlunun hayatı boyunca gerçekleştirmek için gayret gösterdiği bir amaca odaklanmadan yaşamasının mümkünatı olduğu düşünülebilir mi? |
|
387
|
|
|
|
Zor zamanlardayiz suphesiz. Belki bir Ilk caglarin geri zekaliligi, orta caglarin buhranlari yok ama kabul edelim beyinler de bir Ronesans degil artik. Guvenli kipte yasamaya calisiyoruz. |
|
388
|
|
|
|
insanların kaldıramayacağı yükün altına girmekte ısrarcı olması ne kadar doğru? |
|
389
|
|
|
|
Deneme yazarken ya da okurken sakın aynı anda televizyon seyretmeye de kalkmayın. Kafanız karışır, düşünceleriniz berraklığını yitirir, yazıyorsanız konu dağılır, okuyorsanız da okuduğunuzdan bir şey anlamamaya başlarsınız... Sakin bir ortam, okurken ve yazarken en büyük yardımcınızdır... Yine, kalem ile yazıyorsanız illa ki bir kaç tane kalem bulundurmayı ihmal etmeyin. Bilgisayarda yazıyorsanız gerek yok, şarjına dikkat edin bilgisayarın yeter... |
|
390
|
|
|
|
Aldatanla aldatılan daha cümleler kurulurken el değiştiriyorlar...Bu ne biçim duyumsama! |
|
391
|
|
|
|
Özel baba kokusu, hiç değişmeyen pırıl pırıl kokun... |
|
392
|
|
|
|
Hadi bana bir mektup yaz.. Mahsus selam et bütün arkadaşlarımdan..Bana burada yaramaz havadis yok yalanları yaz.. Çocuklar iyiler büyüyorlar de.. Evdeki çocuklar gibi sokaklarda yatan çocuklar da iyi, onları kimse horlamıyor, bankamatiklerde yatmıyor, |
|
393
|
|
|
|
İnsanlık tarihi bunların örnekleri ile dolu değilmidir. Alışılmışın dışına çıkarak düşünen zihinler, insanlığın bugünkü seviyesine gelmesinde rol oynamışlardır. Eğer atalardan gelen bilgilerin doğruluğuna saplanıp kalsalardı bu zihinler, herhalde insanlık hala ilk, belki de orta çağ seviyesini aşamıyacaktı. |
|
394
|
|
|
|
Bu havada şemsiyesiz mi çıktın?
- Şemsiyesiz çıkmadım, şemsiyeyi kaldırıp attım.
- Niye attın, aklını mı kaçırdın?
- Rüzgâr aldı şemsiyeyi ters çevirdi. Bütün tellerini kırdı. Baktım düzelecek gibi değil.
Kızdım, kaldırıp attım işte.
- Öyleyse iyi etmişsin. Özür dilerim. Havanın değişeceğini tahmin edemedim? İstemeden seni bu havada yürütmüş oldum. |
|
395
|
|
|
|
duyduğum bir ölüm haberinden sonra çevremde yaptığım gözlemlerin parmaklarımdan klavyeye dökülmüş hali |
|
396
|
|
|
|
kendimizi neden içimizde kaybolmaya mahkum bırakıyoruz? |
|
397
|
|
398
|
|
|
|
Hayatımda çok yara var, çok ölüm. yitik kaldım. kimsesizim. Ölmeliyim. |
|
399
|
|
|
|
Yeni bir şey değil bu.Asırlardır içimde yer eden bir yaranın biraz Picasso biraz Goethe, biraz Mozart ve biraz da Sezar tarzı kan akışı bu.Sanki içimde bir şehir var ve caddelerinde fahişeler günü kurtarmanın telaşıyla gururlarını ayak altında ezdirmekte. |
|
400
|
|
|
|
Ruhunuzda fırtınalar koparken, o gecenin sessizliği az da olsa huzur verir insanın ruhunun derinliklerine... Hele bir de ince ince tatlı bir müzik, alır sizi götürür kim bilir nerelere... Ay dolunay olmuş ya da hilal, ne fark eder? Işığını salıyor ya hem dünyaya hem de ruhumuza... |
|