Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper |
|
||||||||||
|
Çok yorgunum... Yüreğim yorgun... Hayatım her şeyin belirsiz olduğu bir dönemden geçiyor. Ben bu belirsizliklerin içinde yıpranıyor ve doğruyu bulamıyorum. Bulsam da yine ısrarlarla yanlışlara yöneliyorum. Ne oluyor bana? Tüm karar verme yetilerimi yitirmiş gibiyim... Bana yol gösterecek bir ümit ışığı da yok etrafımda... Yani ne ses var, ne soluk... Tek bir yürek bile duymuyor beni. Yalansız bir dostluk ve aşk yaşamak adına acıdan kıvranmayı bile göze alıyorum almasına da, yok işte... İçime gizlenmiş sihirli anahtarı bir bulsam, kapıyı açıp tüm hüzünlerimi serbest bırakacağım... Ne bilirdim bu hüzün duvarlarını örerken, güneşli günlerdeki sevinçlerin hüzün duvarlarından sızamayacağını... Kendi ellerimle kapatmışım kendime dünyanın tüm kapılarını... Hüzün duvarımı yükselmesini sağlayan üç ayrı insan var. Biri bana çok uzaklardan ulaştırdığı sesiyle sarsıyor, biri duyduğu arzuyla, bir diğeri yalan sevdasıyla... 4000 km öteden bana sesini ve acısını ulaştıran insan onu unutmama bir adım kala her şeyi yeniden hatırlatıyor. Beraber içilen şaraplar, sıcak sarılışlar, mumlar, tütsüler, aşkla bakan gözler geliyor aklıma... Özlüyorum... Hüzün duvarıma bir tuğla daha ekliyorum. Ondan sonra yaptığım hataları, gördüğüm kabusları, cehennem gibi geceleri hatırlayınca uzaklığın üstüne bir o kadar daha uzaklık koyup ondan ve her şeyden kaçmak istiyorum. O tüm vazgeçişlerimin adı olmuşken ben bir tek ondan vazgeçemiyorum... Hayatın bir köşesinde durmuş, yalnızlık duraklarında onu bekliyorum boş bir umutla... Gelse bile bu hüzün duvarını aşıp da elini tutamam biliyorum, yine de bekliyorum... Beni yeşil gözlerindeki arzuyla sarsan insandan uzak durmam gerektiğini hissediyorum. İçimdeki ses sürekli “Hayatına girmesine izin verme” diyor. Duvardaki resmine bakarak onu çok istediğimi düşünürken hüzün duvarıma bir değil beş tuğla daha ekleniyor... Onu düşünmenin bile hata olduğunu bilmeme rağmen içimdeki şeytan açık bir kapı bırakıyor bana ulaşmasına izin vermem için... Gözlerinde “Bekle” diyen ifadeyi her gördüğümde içimi uslanmaz bir heyecan kaplıyor. Benim bakışlarımı nasıl yorumluyor bilmiyorum. Onu çok istediğimi ve içimden geçen korkuları okumuş mudur gözlerimden? İçimde bu arzuyu taşırken ondan uzak durmayı nasıl başaracağım? En doğrusu arzularımı sabah vaktinde yürünen o sessiz sokaklara savurmak, belki o zaman kurtulurum. Peki o yeşil gözler? İşte onlardan kurtulmam pek kolay değil. Peşimi bırakmazlar... Yalan sevdalı insan ise bana acınası bir yalnızlığın ve çaresiz bir tükenişin şarkısını dinletiyor her gece... Söylediği o sevda sözlerinden hiç birisi yüreğimin kapısından geçmiyor, çünkü hepsi yalan... Hayatın kalesinde ondan daha büyük bir direnişle dikiliyorum... O ise karmaşık hayatının içinde nereye savrulduğunu bilmeden binlerce gol yiyor. Hüzün duvarıma onun için de bir tuğla ekliyorum... Yalan sevdasının içimi ne kadar acıttığının farkında değil. Hiçbir zaman da bunu fark edemeyecek... Hüzün duvarı günden güne yükseliyor işte böyle... Umutlarım çalınmış, yüreğim yağmalanmış, için için kanıyorum... Karamsarlıkların en koyusu dolmuş odama... Mum ışığı yetmiyor aydınlatmaya... Yanan tütsünün o büyüleyici kokusu yok edemiyor ihanetin keskin kokusunu... Her şeye rağmen yüreğim affetmesini biliyor... Her gece hüzün çöküyor içime, umutsuzca ağlıyorum... Yine de affediyorum bana karşı yapılan hataları, ihanetleri, söylenen yalanları, sahte dostlukları ve yalan sevdaları... En azından hayatımın bir köşesinde umut kırıntıları kalsın diye affediyorum. Affedeyim ki nefretler ve umutsuzluk yüreğimi tüketmesin diyorum. Bırakayım da herkes doğru bildiği yolda ilerlesin. Bu bir umarsızlık örneği değildir, sadece duyarlı bir yüreğin kendini kaybetmemek için gösterdiği çaba ve hayata direniş hikayesidir. Ben hüzün duvarlarının arkasında kalmaya razıyım, yeter ki nefret ve umutsuzlukla tükenmesin yüreğim.... Pelin KARCI
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © PELİN KARCI, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |