• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1781
|
|
|
|
Yüzler vardır; hep gülen ışıltılı...Size bir aynadırlar karşınızda...Keder,hüzün, huzur ve sevinç kardeşmiş gibi durur yüzlerinde...Kucaklamak geçer içinizden; yanlarında öylece saatlerce oturmak... Susmaları dinlemektir, konuşmaları onarmak... |
|
1782
|
|
|
|
Gelişen olaylar karşısında bazen nefesimin daraldığını hissediyordum.
Kimseye söyleyemezdim.
Bunu sızısıyla sıkıca yaşamaya çalışıyordum. |
|
1783
|
|
|
|
hayatta kendimi kaybettiğim anlardan birinde yazılmış bir yazı..Boğaza karşı sabah saat beşte kendimle konuşurken... |
|
1784
|
|
|
|
Amasra... Bir balık lokantasındayız.Babama sarılmışım, tüm şımarıklığımla ve hiç büyümemişliğimle.Yüzümün hüznünü bir tek ben anlıyorum bakınca resme.... |
|
1785
|
|
|
|
Bazen kendimi severken buluyorum. Aferin diyorum benliğime, ben oluşuma... |
|
1786
|
|
|
|
Ölümün âdil olması için hayatın âdil olması lâzım Nazım Hikmet |
|
1787
|
|
|
|
yalnızlığımızdır geriye kalan.. |
|
1788
|
|
|
|
O akşam çeyrek asırlık bir adam olmasını kutlayamadık. Ağladık... Bizi tam yirmi beş sene boyunca sadece mutlu eden bir varlığın bir daha dönmemek üzere gidişine ağladık. |
|
1789
|
|
|
|
Ayak tırnaklarından, başın üstündeki saç teline, sende var olan her şey, hep aynı öyküyü anlatmalı sana; yarının sensin, bu günün de öyle...
Senden başka bir “sen” daha yok bunu bil!
Kar yağdığında, başını kaldırıp onlara bak! Hiçbir kar tanesi, diğeriyle aynı değildir. Hepsi diğerinden farklı ve hepsinin bir hikayesi vardır.
|
|
1790
|
|
|
|
Ruh mu yaşlanır sizce beden mi? |
|
1791
|
|
|
|
Ben unutan değilim aksine unutamayanım. Bir uyku istiyorum, beni uyandırmasınlar, düşüncelerim son bulsun orda, bir hayat olmasına gerek yok. Sonsuz bir dinginlik de olabilir oradaki, ya da güzel bir müzik, ve en büyük isteğim : ya da sadece SEN. Tanımadığım sen, tanıyamayacağımı düşündükçe beni kahreden sen... |
|
1792
|
|
|
|
Karamsarlık, yaşam kaygısı ve hasret olguları üzerine yazılmış anlık bir yazı ... |
|
1793
|
|
|
|
Sen geçen zamanımın en mavi zamanlarını bana cömertçe sunan kent,biliyorum unutmadık birbirimizin kollarında ağladığımız o hüzün akşamlarını. |
|
1794
|
|
|
|
Bir telefon çalmaz,her çalışında bana kötü haberler getiren telefon bu "babam kötüleşiyor,babam kötüleşiyor, babam ölüyor yetişemiyorum, |
|
1795
|
|
|
|
Zaten hiç olmadığın bir gözden dört ayağının üstüne düşüp buna rağmen batabiliyorsan hala o göze, mecazın dibine vurmuşsun demektir… |
|
1796
|
|
|
|
yanlızlık kişiye bağlı değilki... |
|
1797
|
|
|
|
Hayatta sadeleşebildiğiniz kadar özgürsünüzdür. |
|
1798
|
|
|
|
Büyüdükçe istemekle ilgili istekliliğimizi kaybetmeye başlarız. Kendimiz için birşeyler istemenin kötü olduğu öğretilir bize. Ailemiz tarafından, arkadaşlarımız tarafından, öğretmenlerimiz tarafından, okul tarafından, patronlar tarafından, iş arkadaşları tarafından... İstemek kötü değildir. Kötü şeyler istiyorsanız o başka. |
|
1799
|
|
|
|
Şehrin yükseklerini sis bürümüş , nem havaya yapışıvermişti. Bulutlar hüznün güze ait olduğunu unutmuşçasına belleksiz bir ıslaklıkla yok oluyorlardı. |
|
1800
|
|
|
|
geçeri olmayan keder,kasvet doğumlar.dun ne vardı bugun ne kaldı ... |
|