• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
2501
|
|
2502
|
|
|
|
Birisi kendi için bişey yapınca nasıl mutlu olur anlamıyorum? |
|
2503
|
|
|
|
Gerçek adalet, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan adaletle hükmetmek, zulme asla rıza göstermemek ve mazlumun yanında olmaktır. Sahip olduğu Kur’an ahlakı ölçüsünde ön yargısız, tarafsız, dürüst, hoşgörülü, merhametli olan kişi, duygularının etkisinde kalmayacak, her durumda doğrudan yana olacak ve Nisa Suresi’nin 48. ayetindeki gibi, "insanlar arasında hükmedildiğinde adaletle hükmedilmesi " buyruğuna uygun adaletle hükmedecektir.
|
|
2504
|
|
|
|
Akıp giden hayatın içinden geçen billur bir ırmaktır çay. Tevazu merdivenin gümüşten basamaklarından inerken çıkılan huzur aşiyanı. Aşina olduktan sonra vazgeçilemeyen sevgili. Vefalı, mütevazı, asil. Busesi iz bırakır yıllarca. Camdan ışıl ışıl bakışı içten bir davettir. Çay, özünde huzur ve sükunu cem etmiştir. O günün her saatinde huzura ve sükuna merhabadır. İtibarı bu yüzdendir… |
|
2505
|
|
|
|
Oysa gece masumdur. Yaratılmıştır. Yaratanın kullarına ihsanıdır. Nimettir, berekettir gece. Gece yarısı kalkıp huzura durabilenler ne bahtlı ve nasiplidir. Gece dinlenmek için lütfedilmişse de. Kulluk makamını hamt makamı ile harmanlamaya en elverişli zaman dilimidir. Leyla’nın gözündeki sürme, çaydanlığın isi geceden alır ilhamı. Şairler en çarpıcı mısralarını gece vakti ete kemiğe büründürür. Bedri Rahmi “ Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası./ Ayak seslerinden tanırım”derken kendi sezgi gücünün yanında gecenin büyülü gücünü de ifade etmiştir bence. Gece zamanın efsane kesitidir.
|
|
2506
|
|
|
|
"Elbiseler güzelliğin çoğunu örten ama güzel olmayanı saklayamayandır. Kıyafetler, mahremiyet özgürlüğüdür ama aynı zamanda bir prangadır. Çünkü edep, saf olmayanların gözlerine karşı bir kalkandır. Saf olmayan kalmadığında edep bir zihin kirlenmesinden başka bir şey değildir. Asıl elbise ‘hâyâ’dır" - Halil Cibran(Ermiş) |
|
2507
|
|
|
|
Şu çok kesin gerçektir ki; Allah’ın buyruklarını yerine getirmeye vakit bulamadan, ölüm apansız gelip çatabilir. Oysa insan kalbini Rabb’ine bağladığında, her şeyi Allah’ın yaratmakta olduğu gerçeğini düşündüğünde, Allah’ın dilemesiyle hem dünyada hem de ahirette en büyük nimetleri kazanabilecektir.
|
|
2508
|
|
|
|
Yaşama dair fikirlerinizi yorumlayın, her zaman her zaman sorgulayın yaşamı gücünüzün son zerrresine kadar... |
|
2509
|
|
|
|
Elimde bir tohum... Tarlam kıraç. Su çok uzakta. Gölgesine sığınacağım bir ağaç yok. Ben kendi gölgeme sığınıyorum. Elimde bir tohum var; başımda kızgın güneş... Avuçlarıma su verecek kimsem yok. Bir bulut görmese de gözlerim bir dere gibi bakıyorum. Yüreğim su gibi akıyor. Gönlümü serin tutmaya çalışıyorum. Küp küp sözler taşınmakta bana; ama bir fincanı doldurabilecek işe yarar söz yok. Bir çakal dışkısı ne kadar tavuk kokarsa, herkes yanımda o kadar insan kokuyor. Elimde bir tohum... Yanımda kasa kasa buğdaylar kaldırılıyor. |
|
2510
|
|
|
|
Huzur ve sükun bir mevsim olsaydı, o mevsimi en güzel ifade eden simge çay olurdu sanırım. Huzur sükun mevsiminde erguvanlar çayın hatırına çiçeğe dururdu. Sudan sadır olan güzellik, demlikten bardağa süzülürken görenler albenisine vurulurdu. |
|
2511
|
|
|
|
Dünyanın en samimi ve sıcak ismidir anne!..Varlığımızın sebebidir onlar…Ufacık bir bebekken bizlere bütün mesaisini ayıran,gecesini ve uykusunu bölen,yemeyip yediren,içmeyip içiren ve merhamet kanatlarını ardına kadar açıp bize sığınak yapan bu c |
|
2512
|
|
|
|
Demliğin baş eğdiği billur tenli. İpek albeni yumağı çözer nazarlara. Her mevsim onun hatırına erguvan bakışlıdır. Mütevazı sofralarda boy gösteren cerendir o. Pırıl pırıl tebessümüyle cezp eder görenleri. Gümüş sahillerde salınan periler misali hayalleri süsler her dem.
|
|
2513
|
|
|
|
Benson, inançsız bir kişi olmasına rağmen, Allah’a olan inancın ve ibadetlerin insan sağlığı üzerinde başka hiçbir şeyde görülmeyecek derecede olumlu bir etki meydana getirdiği sonucuna varmıştır. Benson, ayrıca “diğer hiçbir inancın, Allah’a olan inanç gibi zihne huzur vermediği sonucuna” vardığını açıklamaktadır. Seküler bir araştırmacı olan Benson’ın vardığı sonuç, kendi ifadesiyle, insan bedeninin ve zihninin “Allah’a iman etmeye göre ayarlı” olduğudur. |
|
2514
|
|
|
|
‘Hala, trip yapmak ne demek, mimar ne demek, sen neden yüzünü devamlı boyuyorsun?’ |
|
2515
|
|
|
|
Haberi kendim okumadım, yalancı durumuna düşmeyeyim, eğer doğruysa Alman bir bakan evliliklerin 7 yıllık bir süreç olması ve sonrasında tamam yada devam diye gözden geçirilmesini önermiş.
Kınıyorum!
|
|
2516
|
|
|
|
Bir yağmur danesinin kar piramitlerine davetiye çıkarmasının adıymış, kış.
Nefeslerin buhur buhur çöreklenmesiymiş genizlere.
Ve hasretin ılgıt ılgıt esmesiymiş denizlere.
|
|
2517
|
|
|
|
Güleriz, konuşuruz, yemek yeriz, düşünürüz ama bu işlemler için bir çabamız yoktur. Ufak bir gülümseme için dahi yüzümüzdeki onyedi kasın aynı anda çalışması gerekir. Bunlardan birinin çalışmaması gülmeyi farklı bir yüz ifadesi haline dönüştürür. Sahip olduğumuz bilinç ve zekaya rağmen, bu işlemler tamamen bilgimiz dışında oluşur.
|
|
2518
|
|
|
|
Laf aramızda yalnızlığın merhemi çaydır. Çay bardağı bile yalnızlığınverdiği hüznü onun sımsıcak nefesiyle unutur. Biz de bu hususta çay bardağından geri kalmayız hani… |
|
2519
|
|
|
|
Yeter diye haykırasım var, en yükseğinden, en yeterinden. |
|
2520
|
|
|
|
Saygı…
Ne çok boşalttık içini…
Her fazla söylenen ve olduk olmadık yerde sarf edilen, söylenilip de uygulanmayan her söz, her kavram gibi…
|
|