Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Dil, varlığını sürdürüp bir toplumun geleceğinde söz sahibi olabilmek için olumlu yönde gelişim göstermelidir. Dilde son zamanlarda artan yozlaşma, dilimizin geleceğini olduğu kadar milli varlığımızın devamı için de çok büyük bir tehlikedir. Prof. Dr. Sadık Tural'ın güzel bir tanımlamasıyla " Türkçe Cumhuriyeti" başta olmak üzere emperyalist güçler tarafından, ulus devletlerin yok edilebilmesi için başta dile yapılan saldırılar olmak üzere toplum mühendislerinin faaliyetleri doruk noktaya ulaşmıştır. Dilimizde çok güzel karşılıkları bulunan kelimeler yerine yabancı kelimeleri imlalarıyla beraber kullanmak "entellik" olarak algılanarak "sözde aydınlarımızın" sayısındaki artış oldukça endişe vericidir. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun bir kitabına verdiği ad gibi "Büyük Uyanış" başladı. Ancak hızlanmasına engel olunmaya çalışılmaktadır.Dilimize sahip çıkması gereken bizler, toplumun birer ferdi olarak dilimize yapacağımız çok küçük bir katkı bile toplumun genelinde gittikçe büyüyen bir dalga gibi bilincimizi güçlendirecektir. Buna sözlü ifadelerimizde başta olmak üzere daha sonra yazılı anlatımlarımızda" atıyorum" ile başlayan kelimelerle cümleler kurmayarak başlayabiliriz. Niye atıyoruz? Attığımız nedir? Türkçe “örnek vermek” varken , dilimize Arapça’dan girmiş ancak Türkçeleşmiş “misal” kelimesi varken niye atıyoruz? Misal kelimesinin Türkçe Sözlük’te iki anlamı verilmiştir. 1. Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek. 2. Benzer, eş gibi. Örnek kelimesinin ise Türkçe Sözlük’te altı anlamı verilmiştir. Ayrıca devamında “örnek almak”, “örnek olmak”, “örneğini çıkarmak” gibi türevlerinin anlamları açıklanmaktadır. “Örnek vermek” kullanımının yerine kullanabileceğimiz şekli olarak, Türkçe Sözlük’te “örneğin” kelimesinin de; söz gelişi, söz gelimi, söz misali, örnek olarak, mesela şeklinde açıklamaları verilmiştir. Hal böyleyken niye atıyoruz? Niye söz gelişi , söz misali, örneğin…. Kelimelerini kullanmıyoruz? Ahmet ÇAYLAR Kaynakça: 1.Türkçe Sözlük (1998), TDK 2.Ergin, Muharrem (2000), Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Çaylar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |