• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
261
|
|
|
|
İstediklerini elde etmek, yaşam kalitesini yükseltmek, etkilemek ve çarpıcı olmak... Zihinden geçen bunlar ise bir gelişim, ayırtedici bir özellik, deneyimin varlığı ve odak noktalarının değişiminin gerçekleşmesi gerekebiliyor. Yeteneğin, becerinin, ortaya koyulan eylemlerin çeşitliliği, rekabet alanlarını da belirleyebiliyor.
Bir mağazanın önünden geçerken, gözünüz bir şeye takıldığında " ben bunu almalıyım" ! derken çoğu şey devreye giriyor. Düşünce, fikir, nasıl algılanmak istendiği, modaya yani bir nevi çevreye uyum, inanç ve değerlerle örtüşmesi, elinizdeki kaynak yani paranın varlığı, kendini iyi hissetmek, mutlu olmak, ihtiyaçların karşılanması ya da ihtiyaç söz konusu olmadan sadece istemek, onaylanma arzusu vb. Sonuçta size uyuyorsa alıyorsunuz..
|
|
262
|
|
|
|
Hızlı, soluksuz, mağrur, arada duygusuz! Korku bir derin hayal, umut en azından faal! Kendinden önce, farklı çıkar sesin, nedendir bilinmez gerekli mi bu iyiliğin! Nasılda, derinden, soluğunda asılı kalır, kırılan bardak yerine konur. En azından yeni bir başlayıştır, yeni bir dünya, sonu belki de bu olur! |
|
263
|
|
|
|
kibir; güçlünün zayıfı ezmekten zevk aldığı zenginin fakire tepeden baktığı dünyayı yaşanılabilmesi imkansız bir hale getiren bir duygu yoğunluğundan ibarettir. |
|
264
|
|
|
|
bin türlü yalnızlık vardır... |
|
265
|
|
|
|
Her yağmurlu günün sonunda, belirir farklı ve gri boyalı gemi. Farklı olsa da aynıdır, söylenen sözlerin benzeri. Bu karmaşık olmayan ve dünyanın ayrı rotalarındaki iki buz dağının parçalanmasına eşdeğerdir. Görünen ve görünmeyen, yollarda iz süren ve baharda tazelenen.. |
|
266
|
|
|
|
fikir ayrılıkları, insan yaşamında belli bölünmelerin başında gelen sebeplerden bir tanesi olarak gösterilmektedir. |
|
267
|
|
|
|
Kent tarihçisi A. Sefa Odabaşı'nın ardından... |
|
268
|
|
|
|
Hayat üç kelimeden ibarettir; Aptal için ... Hayret, Akıllı için ... Gayret, Tembel için ... S.ktiret ... Atakan Korkmaz |
|
269
|
|
|
|
Sakın indirme yumruklarını yüzünden aşağıya diye öğretilirmiş hayat çocuklara, indirme ki aldığın darbe burnunu dağıtmasın. Ama kendi yüzünü korurken öyle bir indir ki yumruğunun birini karşında ki bedenin boş olduğu anda zayıf yanına, devrilsin boylu boyunca, kalkamasın bir daha… |
|
270
|
|
|
|
Bu gün havada bir acayiplik var. Üreğil Köyü İznik gölüne bakıyor. Sazlar zeytinlerin kadar uzun, kıpırtısız. Ne bir kuş, ne bir dalga… Gölün kıyısı var ötesi yok. Geniş sular sisler içinde kaybolmuş. Günün hangi saatindeyim, bilmiyorum. Yağmur gelse ansızın acaba yıkanır mı gökyüzü? Güneşi özledim ben |
|
271
|
|
|
|
hüzün, insan ruhunda derin izler bırakan kalplerde kararmaya yol açan duygu yoğunluğuna verilen addır. |
|
272
|
|
|
|
nasıl olduysa bir ara silmeyi becermişim
daha önce eklenmiş bi yazıydı |
|
273
|
|
|
|
Zaman, her şeyin ilacı olan zaman, türlü bahanelerle ızdırapları çoğaltan zaman, acıttığı kadarda acıyı dindiren zaman bence en büyük günahkar sensin şuan...
|
|
274
|
|
|
|
Bu yazıyı sırf kıllık olsun diye yazdım; ama siz kıllık olsun diye okumayabilirsiniz. "Kıldan ince köprü yaratanın affına sığınarak..." |
|
275
|
|
|
|
şarkılar; en güzel güftelerle ruhlara dokunan en güzel seslerin birleşmesi ile insanların yüreklerinde yer bulan hayatın farklılığına inandıran duyguların tercumanıdır. |
|
276
|
|
|
|
Yaprakların üzerindeki ince ışık oyunları gibi, güzel bir sadelik olur gecenin rengi.. Yağmur damlaları süzülür, doldurur caddeleri iri taneleriyle.. Sıcacıktır kelimeler, yine ışıldar sevgiler..
Ruhun serinlikte oyalanır, kulakların müziğin ritmine kapılır. Akşam başka bir anlamı çağrıştırır. Dağılır zihninde kemikleşen her şey. Sonsuz bir hayaldir, gelir yavaş yavaş odağın olur, mutlu eder, davetsiz de olsa..
|
|
277
|
|
|
|
Ben hayat oldum.
Canını sıkmak istemem ama çok yalnızmışsın sen be dostum. Acıdım sana. Canının sıkıntısından kime ne yapacağını sapıtmışsın. Bana da saydığım ve daha sayamadığım birçok şey yapmışsın. Başkalarına da. Ama biliyor musun neyi fark ettim? Herkes muhtaç sana. Herkes bir şekilde hep seni anmak zorunda kalıyor bir yerde. O yüzden şımarıksın sen.
Şımarık!!! |
|
278
|
|
|
|
Herkes kendi hayatının başrol oyuncusudur, kendi senaryonu başkalarına yazdırma kendin yaz!.. |
|
279
|
|
|
|
Cihangirlerin, cihanı titrettiği, korku egemen bir dünyada hâkimiyetin simgesi olan,(bir zamanlar) su verilmiş çelik kılıç; çoktan yerini modern zamanların daha acımasız, daha kalleş silahlarına bıraktı. Hani Köroğlu “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu.”demiş ya! Acaba bugünkü kitle imha silahlarını görseydi ne söylerdi?
|
|
280
|
|
|
|
insanoğlunun yaşamında yer bulan iki türlü karanlık vardır. |
|