• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1481
|
|
|
|
OLUR sandım bu İmkasızlıklar Cumhuriyetinde: OLMADI… |
|
1482
|
|
|
|
"O"öper buz gibi dukalarıyla, kalakalırsınız, içiniz donar, keşkeler ve akamayan gözyaşlarınız içinde boğulursunuz.... Ve bilirsiniz ki "O" aslında, varlığına gösterilen tokatsız, azarsız saygıyı öpmüştür... |
|
1483
|
|
1484
|
|
|
|
Doğuştan gelen yapımız ile bize sonradan kazandırılan yapay yapımız arasındaki çelişki mutsuzluğumuzun belkide ana nedeni. |
|
1485
|
|
|
|
Ne olacağını bilememek... Ne olmak istediğini bilememek... Ne olduğunu dahi bilememek... Bu bendeki karmaşa olsa gerek... |
|
1486
|
|
|
|
Bir kız varmış zamanın birinde... |
|
1487
|
|
|
|
kendimi buluyorum yıllar sonra bu eskimiş zihnimde. zihnimin çürümüş, kararmış duvarları arasında öylece duran ben, beni öylesine özlemiş ki... |
|
1488
|
|
|
|
BEN.. Nereye gidersem BEN... Ben'imle gelen...
|
|
1489
|
|
|
|
Nükleer santrallerin çevreye ve insanlara verdiği zararlar. |
|
1490
|
|
|
|
Sessiz dakikaların sesi , ağustos böceklerinin taksiminde dalgalanıp duran kainatın tüm yıldızları çok güzelsiniz bu gece |
|
1491
|
|
|
|
Aslinda paylasilmayan guzel seylerin
dostluk gibi, saygi gibi, sevgi gibi, ask gibi
bir gun kendi kendini yok edecegine inananiyordum
ve bir zamanlar guzel olduguna,
degerli olduguna inandigim hersey zamanla kendini imha etmeye baslamisti icimde....
|
|
1492
|
|
|
|
"Onlar on yıl önce evlendiler, şimdi on beş çocukları var. Üç ay sonra sahip olacakları çocuk sayısı on sekize çıkacak" diye söze giren spikerin, anlatmaya devam edereken yüzünde bir gülümseme belirmişti |
|
1493
|
|
|
|
Kaderinizi oylayın efendiler, lakin hırs, fesat, kin ile değil. |
|
1494
|
|
|
|
Bu ezgi, bu notalar, bir akşamüstü esintisi gibi ellerimde, yüzümde, saçlarımda dolaşan bu “sol”ler, “fa”lar, “do diyez”ler .. |
|
1495
|
|
|
|
İki Dünyam olsun benim, alıp başımı gideceğim, onlaradan birşeyler öğreneceğim iki dünyam... Anlatsın bana hayatı sadece bana ve bana inat... |
|
1496
|
|
|
|
Neler Oluyor ? sorusunu daha yüksek sesle sormak zamanı artık ! |
|
1497
|
|
|
|
parayla değil bir roman seçip okumak kütüphaneden,tam yarısına geldiğinizde roman kahramanını ne halt edeceğini bilmez halde bırakıvermek... |
|
1498
|
|
|
|
BARIŞ'ı hayata bağlayan minicik, miniminnacık bir kuş vardı içinde. Durmadan ötüyor, hiç susmuyordu. Neden biliyor musunuz? Çünkü BARIŞ BEBEK bu kuşun susmasına izin vermiyordu. |
|
1499
|
|
|
|
Yalnızlığım.Ölüşüm.
Evim.Yalnızlığım.
|
|
1500
|
|
|
|
Karanlık sokaklarda ürpererek dinlediğim bir sesti sesinle içime karanlıkları doldurarak gıttın. güneşimi toprağa gömerek gittin... |
|