..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Matematiğe, yalnızca yaratıcı bir sanat olduğu sürece ilgi duyarım. -Godfrey Hardy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yaşam
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Gibi (Bestelendi)
Osman Akçay
Şiir > Tasavvuf

Müslüman dediğin olursa gafil Kalır ne yazık ki mahşerde sefil Öyle bir aymaza kim olur kefil Eskiyip atılan bir çorap gibi Dünyada amaçsız boşa gezilmez Hasat yapılacak bahçe ezilmez Uykuya dalınca hata sezilmez Çöllerde görülen bir serap gibi İnsan terk ederse farzı sünneti Nasıl hak edecek söyle cenneti Tembellik etmenin yoktur mesnedi Enkaza dönüşmüş bir harap gibi Son nefeste insan korkup yutkunur Sanma sana ipek kefen doku

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam
1321 
 Kuyruğun Önemi  (Zeynep Küçük)

Benden size bir dost tavsiyesi; bundan sonra yüzmeye kuyruktan başlayın. ‘Kuyruk’ deyip geçmeyin. Meğer kuyruk, postun en önemli kısmıymış. Kafa kesilmese de olur, yeter ki kuyruk kopsun.
1322 
 Salların Altınçağı - II -  (Hakan Tiryaki)

Deniz ve insanın ilişkisinin destanı iki günce bırakır arkasında Willis. Sayısız şiir, denize dair. Belki de en önemlisi, kendi deyimiyle “insanoğlunun sınırlarını” keşfetmeye çıktığı yolculukta aynı Heyerdahl gibi sınırların olmadığını haykırır. Yeteri kadar istek ve inançla yapılmayacak şey yoktur. Tautai O Le Vasa Laolao, El Viejo del Mar, The Thoreau of the Seas… Ona takılan isimlerden bir kaçı. Ve bir de mektup bıraktı ardında, 1965 yılında düşler limanı Callao’dan yola çıkmaya hazırlanan Carlos Caraveda Arca’ya, Salların altınçağında Pasifik’e açılan bir diğer gözüpek serüvenciye. Diğer serüvencilerden iki önemli farkı vardı ilk bakışta; yaşlıydı ve tek başınaydı. Ama belki de en önemlisi hangi koşul altında olursa olsun denize ve kendine dair sarsılmayan inancı.
1323 
 Salların Altınçağı - III -  (Hakan Tiryaki)

Sal artık neredeyse bir metre suya gömülmüştür. Kulübenin tavanında beş adam; de Bisschop ve dört yoldaşı sadece yıldızların aydınlattığı bir Pasifik gecesinde, açlıktan ölmek üzere, bilinmeze doğru sürüklenmektedirler. Birbirine kenetlenmiş bu beş adamın artık tek dileği içecek su ve yiyecek bir şeyler bulabilmektir. Tuamotu adaları, Starbuck ve Panrhyn uzaklarda kalmış; Tahiti Nui II pruvasını Rakahanga resifine çevirmiştir. Ve biraz ileride resifin keskin dişlerinden saçılan köpükler görünmektedir artık.
1324 
 Yaşam Hangi Dilde Güzellik Demekti?  (sıla havva şahin)

neden sonsuz bir inatlaşma içindeyizdir ki yaşamla? oysa onca guzel şeyi bize hiç hesap sormadan veren kac sey vardır?! gozlerimizi kaldırmak vakti ayak izlerimizden... ve bakmak vakti ayak basabileceğimiz yıllanmış güneş yanığı yollara!
1325 
 Yapacak Birşey Yok  (Aylin Alemdar)

Gölgelerimi gölgede bırak
1326 
 Son Sayfa  (bilgeperi)

Yılların izlerini taşıyan günlüğünün son noktası mıydı?
1327 
 Hayat Dediğin (1)  (Hatice Öztürk)

Hayat dediğin, bencil olduğunu fark etme erdemine ulaşmaktır.
1328 
 Dünyada Gülümseyecek Bir Yaşam Vardır  (serdar özdemir)

Bir dünya düşününki!yedi milyar insan,yedi milyar can,yedi milyar düşler,tutkular,özlemler,hasretler,ayrılıklar,nefretler,acılar,göyaşlarında akıp giden umutlar ve yaşayışlar.
1329 
 Baş Üstüne  (İbrahim Kilik)

Baş olma sevdasının moral değerleri aşındırdığı günümüzde, her koşulda , hiçbir dünyevi çıkar uğruna eğilip bükülmeyen adsız kahramanların selamı da kelamı da baş üstüne diyerek “baş” ile ilgili dilimize yerleşmiş; sözcük, söz grubu ve deyimlerden müteşekkil bir sözcük geçidiyle baş başa bırakıyorum sizi.
1330 
 Tükendi...  (elif yıldız)

Kaç şişe şaraptan sonra akmayı bırakırsın damarlarımdan, bir günde tüketilmiş kaç paket sigara seni unutturacak dertler verir başıma, kaç yüzden sonra silinir yüzün aklımdan?
1331 
 Bağ - Daş  (Mustafa Durukan)

etrafımızda o kadar çok yıkılmış hayat görüyoruz ki,
1332 
 Az Kalsın Bir Çocuk Öldürecektim  (Ahmet Zeytinci)

Çocuklar, ah bu çocuklar! Hem yaramaz, hem akıllı, hem çok bilmiş, hem pek fazla bir şey bilmez, hem sevimli, hem bize dert ortağı zaman zaman. Siz sanki çocuk olmadınız mı, hep bu yaşlarda mıydınız? İçinizde sizi sürükleyen bir çocuk yok mu? Zaman zaman onlara özenmiyor musunuz? Aralarına bir girsem iki top tepsem ya da saklambaç oynasam onlarla demediniz mi hiç?
1333 
 2. Eşik  (Omerta Laxus)

Çatık kaşlı kumbaracının başı boynundan çıkık, sarılmış rüzgarın ateşesindeki çıplaklığa, bağlamış gövdesindeki özgürlüklerin her birini bir bataklığa, hem de öyle bir bataklık ki, görene de görmeyene de halis bir muamma.
1334 
 Film İzliyoruz 3 Yaşındaki Çocukla  (Adsız)

Film izliyoruz 3 yaşındaki çocukla, bana bu anılar eşlik ediyor... Zaman ne çok geçmiş diye düşünüyorum ne çok yaşamışım, ne çok yaş almışım ve ne çabuk geçmiş ve ne büyük bir hızla..
1335 
 Başın Sağ Olsun Şehit Eşi  (Funda BİLGİLİ)

Pek çok insanın, sadece cilalı kabuğunu gördüğü bir dünyanın çekirdeğinde yaşananların küçücük bir özeti bu yitiriş. Hani pek çok insanın çok özendiği sahte ışıltılı bir dünyanın gerçek yüzü bu işte.
1336 
 Bir Tutam Tebessüm  (Nilgün SARIGÜL)

Onu ilk gördüğümde ılık bir Mayıs sabahıydı. Gece yağmurun çiseleyerek ıslatmış olduğu sokaklar yavaş yavaş kurumaya yüz tutmuştu.
1337 
 Tel Örgüler Arasına Gideceğimi Bilseydim, Gömmez Miydim Kendimi O Toprağa...  (Orhan TURAN)

Babamı ilk kez, bana getirdiği haşlanmış tavuktan tanıdım. Fabrikada çalışırken, ona verilen öğle yemeklerini bir kenara koyar, akşam olunca bize getirirdi. O mert adamdı. Açlığa dayanırdı, yemediklerini biz yiyelim diye... Elinde yaz helvası, biraz haşlanmış tavuk ve bir kutu gazozla evden girdiğinde bayram sanır kollarına atılır, sonra da nasibimize mutlu iki çift gözle bakardık. Kaç defa topuz yapılmış havlu yedim bilmiyorum ama, en büyük rakibim ağabeyim di. İki yaş büyüktü ve müthiş güreşirdik onunla...
1338 
 Sıradanız...  (müge eralp kaya)

Bana göre hayat galip geliyor her zaman...
1339 
 Hasret  (Nilgün SARIGÜL)

Sokaklar ne zaman çiselediğini bilemediğim yağmurla ıslanmış durumda. Etrafta mis gibi toprak kokusu. Yürüdüğümüz yolun iki yanında sırasıyla ağaçlar var. Kimileri yapraklarını dökmüş, kimileri ise göz pınarlarımızda biriktirip de ne zaman nerde salıverec
1340 
 Bahar ve Bir Fotoğraf  (şirin aydın)

Konusamadigim zamanlarda yaziyorum ben. Edebi bir kaygi tasiyor muyum? Edebiyattan anladigim kadar, belki! Ne kadar mi anliyorum? Bilemem ki.

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 
31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 
62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 
93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 
124 125 126 127 128  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Kedi Kartı
Tayyibe Atay
Deneme > Yaşam
Szumski
Alp Şahin
Deneme > Yaşam
Küpeşte
Tayyibe Atay
Deneme > Yaşam
Küpeşte
Tayyibe Atay
Deneme > Yaşam
Araf’ta
eylül
Deneme > Yaşam
Mutluluk
Hilal Polat
Deneme > Yaşam
Asla Unutmam
İsa Kantarcı
Deneme > Yaşam

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.