• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1
|
|
|
|
Bundan 16 sene evvel büyük bir ses olan Erkan Ocaklı aramızdan ayrılmıştı. Türkülerini gönül heybesine doldurup genç denebilecek bir yaşta(59) bilinen meçhule yol almıştı. Karadeniz’in müzik üstadı, Karadenizlinin yürek sesi, gençliğimizi türküleriyle geçirdiğimiz Erkan Ocaklı "Ağla gozlerum ağla/Ben da ağlayacağum/Senun acilaruna nasil dayanacağum” diyordu bir güzel türküsünde. O ölünce Karadeniz türkülerini de yetim bıraktı.
Ocaklı, büyük bir sesti. Karadeniz’in gelmiş geçmiş en büyük türkücüsüydü. Biz onu yaşarken anlayamadık, kıymetini bilemedik. O; sesiyle, sözüyle, beyefendi kişiliğiyle yaşadığı zamana mührünü vurdu. Onu ekrana çıkarmayanlar, sesini görmezden gelenler kına yaksın.
Onun türkülerinde hep bir hüzün vardı. Ölüm, Ocaklı’nın türkülerinin vazgeçilmez temasıydı. Pek çok türküsünde ölüm acısını sözlere ve nağmelere dökmüştü. “Bu kara topraklarda ah sen yatacak mıydın?/Gönlüme doğan güneş ah sen batacak mıydın?/Ezanlar bizim için okunuyor sevgilim/Gözyaşım mezarına dökülüyor sevgilim” diyordu bir türküsünde. Türküyü söylerken o duyguları yaşıyordu adeta. Öyle ki acıdan iç çekiyordu. |
|
2
|
|
|
|
Başta gürültülüydü sessizlik. Haykırışlar, kahkahalar, hüzünlü hıçkırıklar fısıltılara döküldü.
Sonra, sustu. Ne telaş, ne de korku, geriye simsiyah kömür parçası suskunluk kaldı.
Ne boşluk, ne de anlamsızlık, duru bir bekleyiş gibi.
|
|
3
|
|
|
|
Hayat bizi küçük şeylerle mutlu olmaya mecbur eder. Hayatın izin verdiği mutluluğa erişmek için kavrayışımızın kapasitesi önemlidir. Hassasiyetlerimiz, beden sağlığımız, mizacımız saadete erişimin açarı. Bazı insanlar mutsuz olmak için bahane arar. Mutlu olmak için sebep çok bence. Şikâyet etmeye başladığında sonsuz arızalar, eksikler bulmak zor olmasa gerek. |
|
4
|
|
|
|
siz değerli okurlarımı asalet hakkındaki yazımla bilgilendirmek istedim görülmektedir ki insanlar asaleti gösterişten ibaret saymakta karşısında yer alan kimselere tepeden bakmaktan bir türlü vazgeçmemektedir ben de bu yazımla asaletin gösterişten ibaret olmadığını anlatmakla sizlere faydalı bilgiler vermek istedim. |
|
5
|
|
|
|
Canım… Olay sen ve senin benzerlerin değil… Hiçbir zaman da olmadı. Olmayacak da. Koskocaman toprakları elde etmek dururken niye sen ya da başka değerler dert olsun ki? İşte bu yüzden yazımın başlığını da bu ya. |
|
6
|
|
|
|
Hayat kısa belki uzun ama illa ki bir gün çürüyüp toprak olacağız.
Bir kere öpmedi beni babam hasret kaldım ellerine.
Sen ben insan oğlu şu velet kimin oğlu.
Aldım cebime 50 lira yarın meçhul bugünde ölmedik.
Adem hava babam anam hiç dünyaya gelmeyen de ölüyor köşkleri olanda.
|
|
7
|
|
|
|
hayatta insanların sözleri ile davranışları arasındaki tutarsızlıkları siz değerli takipçilerime kaleme aldığım bu yazımda elimin yettiğince dilimin döndüğünce anlatma gayretine girdim diyorum ki siz siz olun hayatınızda çelişkileri barındırmayın |
|
8
|
|
|
|
uy anam, uyu!..bu ne pahalılık böyle!..ey uçuyor hayat!..saklandığın yerden çık gel artık beh!.. |
|
9
|
|
|
|
Çok güzel yaşamak. Her nefeste ruhunun diğer yarısına sarılmak muhteşem.
Muhteşem hayat, sen onu nasıl yaşarsan… |
|
10
|
|
|
|
Altyapısından, kupalar kaldırdığı A takımına kadar Trabzonspor'a büyük hizmetlerde bulunan ve bu takıma olan aidiyet duygularını her ortamda dile getiren Fatih Tekke'ye yanlış yapıldı. Önce Fatih Tekke'ye Trabzonspor Teknik Direktörlüğü için söz verildi. Bir kısım güç odakları devreye girince bu sözden bir anda cayılarak Şenol Güneş'le anlaşıldı. Bu ne insanî ne de etik bir davranıştı. Bu samimiyetsiz davranış Fatih Tekke'yi küçültmez ama hiç yakışmadı. Onun da bir gururu var, onun da bir itibarı var. Bu hiç mi hesaba katılmadı? |
|
11
|
|
|
|
Bulunmaz huzurun peşindeyim, sonu gelmeyen yolculuğum diye kandırıyorum kendimi. Başkaları adına mutlu oluyorum, üzülüyor, acı çekiyorum. Başkaları adına utanıp yerin dibine iniyorum. İsyanım çığlık çığlığa yalnızlığımda yankılanırken iyiyim diyorum. İyiyim ben. |
|
12
|
|
|
|
Ben hep kendimce, kendi bildiğim salt yolda ilerledim… Bu yolda haklı çıktım mı? Çıktım. Yine haksız çıkıp bu yolda bedeller ödedim mi? Ödedim. Sor bana pişman mıyım? Değilim tabi ki… Niye? Ben öyle istedim, yaşadım, hissettim ve öğrendim. |
|
13
|
|
14
|
|
|
|
Gerçek şu ki, insanları kaybetme, üzme korkusu ya da onların ihtiyaçlarını karşılama ve yetersiz arkadaşlıkları sebebiyle; yalnızlığı, sessizliği tercih ediyor oluşunuzun tek sebebi kafanızdaki; “…mı acaba” ve birtakım “endişe”lerden başka bir şey değildir. Kaygı ve endişenin insanı insanlıktan çıkardığına onlarca kez şahit oldum… |
|
15
|
|
|
|
Bu benim için mana ve anlam ifade eden eserlerden bir tanesi olacağını hayal ediyorum. |
|
16
|
|
|
|
O gece ervah sanki büyük bir vatan ve vazife aşkıyla doğruldu kutlu kabirlerinden. Ulubatlı Hasan büyük bir heybetle ve satvetle bayrağı bir kere daha dikti İstanbul surlarına. Minarelerden yankılanan ezanlar ve selalar bir milleti derin uykusundan uyandırdı; bir mıknatıs misali meydanlara çekti. Vicdanları uyananlar, meydanları kendilerine mescit edindiler. O meydanlar ki coşkulu kalabalıklarıyla mahşeri andırıyordu. Burada toplananların her biri Hamza'ydı, Bilal'di, Ebubekir'di, Ömer'di, Osman'dı, Haydar-ı Kerrâr Aliyyü'l Murteza'ydı; hak ve hakikat davasını kahramanca sırtlayan Muhammed(sav) ümmetiydi. |
|
17
|
|
18
|
|
|
|
Hava kapalı, deri ciltli sözlüğüm de. Havayı açamam ama sözlüğümü açabilirim. Elimi çağırıyorum. Kelimelere çağırıyorum parmaklarımı. Artık mevsim de döndü. Şimdi başıma gelen ne varsa hepsini hayra yorma zamanı… “A” ile “Z” arasında gidip geliyor dünya. |
|
19
|
|
|
|
Button doğduğunda adeta bir mahluk gibi, korkunç bir yaratığa benziyordu. Yaşlı biriydi, sıra dışıydı ve bildiğiniz sahtekâr bir o kadar da tehlikeliydi. Hayatı, bu dünyada süregelenin tersine işleyerek her geçen gün daha da genç görününüyordu. Hakikaten çok tuhaftı bu. |
|
20
|
|
|
|
Ömür boyu eğitim, öğrenim… |
|