• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1361
|
|
|
|
Sal artık neredeyse bir metre suya gömülmüştür. Kulübenin tavanında beş adam; de Bisschop ve dört yoldaşı sadece yıldızların aydınlattığı bir Pasifik gecesinde, açlıktan ölmek üzere, bilinmeze doğru sürüklenmektedirler. Birbirine kenetlenmiş bu beş adamın artık tek dileği içecek su ve yiyecek bir şeyler bulabilmektir. Tuamotu adaları, Starbuck ve Panrhyn uzaklarda kalmış; Tahiti Nui II pruvasını Rakahanga resifine çevirmiştir. Ve biraz ileride resifin keskin dişlerinden saçılan köpükler görünmektedir artık. |
|
1362
|
|
|
|
Kaç şişe şaraptan sonra akmayı bırakırsın damarlarımdan, bir günde tüketilmiş kaç paket sigara seni unutturacak dertler verir başıma, kaç yüzden sonra silinir yüzün aklımdan? |
|
1363
|
|
|
|
Babamı ilk kez, bana getirdiği haşlanmış tavuktan tanıdım. Fabrikada çalışırken, ona verilen öğle yemeklerini bir kenara koyar, akşam olunca bize getirirdi. O mert adamdı. Açlığa dayanırdı, yemediklerini biz yiyelim diye... Elinde yaz helvası, biraz haşlanmış tavuk ve bir kutu gazozla evden girdiğinde bayram sanır kollarına atılır, sonra da nasibimize mutlu iki çift gözle bakardık. Kaç defa topuz yapılmış havlu yedim bilmiyorum ama, en büyük rakibim ağabeyim di. İki yaş büyüktü ve müthiş güreşirdik onunla...
|
|
1364
|
|
|
|
Başımıza gelen en kötü şeyin, aslında olabilecek en iyi şey olduğunu düşündünüz mü?
Bir acıyı kabullenmek, hayatın kendini kabullenmemiz değil midir?
Reddettikçe acıtır canımızı gerçek..
Bir tek yol var.. Kabullenmek.. Boyun eğmeden... |
|
1365
|
|
|
|
Onu ilk gördüğümde ılık bir Mayıs sabahıydı. Gece yağmurun çiseleyerek ıslatmış olduğu sokaklar yavaş yavaş kurumaya yüz tutmuştu. |
|
1366
|
|
|
|
Dilimizden hiç düşürmediğimiz şu cümleler beni çok rahatsız ediyor “ Allah yardım etsin”, ”Allah korusun”. Topu Allah’a havale ederek sorumluluklarımızdan kurtulduğumuzu sanıyoruz. Tam bir kandırmaca. Zihnimiz bizi kısa süreli de olsa oyalamayı başarıyor bu şekilde. Ama nereye kadar! Şöyle bir bakalım gündelik hayatımıza! |
|
1367
|
|
|
|
Hayatımı,,karşılaştığım güçlükleri,anılarımı,kısa bölümlerle kaleme aldım.İlerde bir araya getirebilrsem hayatımı romanlaştırmayı düşünüyorum. |
|
1368
|
|
|
|
hayata anlam katan sonlardır. |
|
1369
|
|
|
|
Bana göre hayat galip geliyor her zaman... |
|
1370
|
|
|
|
Tek başıma sokaklarda yürüyorum. Tek başına olan sokaklar değil benim. Bir sürü insanın içinden geçiyorum. Hepsi bir ayrı. Hepsi gösteriş meraklısı. Hepsi görünüş manyağı olmuş. Süslü teyzeler, metro seksüel! amcalar, kafasına kurdele bağlanmış zavallı sü |
|
1371
|
|
|
|
Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini, yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara, bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı, dizlerinin yerine dayasaydım taşlara .... |
|
1372
|
|
|
|
Hansel’in ucundan tırtıkladığı “pastadan yapılmış ev” düşüncesi hep cazip gelmişti bana ama büyünce bir de baktım ki zamanında o hikayeyi okuyan erkek çocuklar- şimdinin sapıkları olup çıkmış, elma şekeriyle çocuk kandırmaya çalışıyorlar |
|
1373
|
|
|
|
Konusamadigim zamanlarda yaziyorum ben. Edebi bir kaygi tasiyor muyum? Edebiyattan anladigim kadar, belki! Ne kadar mi anliyorum? Bilemem ki. |
|
1374
|
|
|
|
etrafımızda o kadar çok yıkılmış hayat görüyoruz ki, |
|
1375
|
|
|
|
Ne hayatlar gördüm zamanı tüketmiş , ne hayatlar gördüm zamanda tüketilmiş. |
|
1376
|
|
|
|
Parçası olduğum veya olacağım puzzle'lar, affedin yerleşemediysem veya yerleşemezsem eğer, puzzle'ımın geçmiş gelecek parçaları affedin bulamadıysam veya bulamazsam eğer, sizde gelmezseniz bir nedenden ötürü bakarım başımın çaresine, dert etmeyin kendinize… |
|
1377
|
|
|
|
Günümüzde banliyö yaşamından esintiler... |
|
1378
|
|
|
|
2006 yılının sonbahar aylarında tanışmıştık Sevgi’yle. Tanıştığımız yer bir hastane odası. Ben refakatçiydim O ise hasta. |
|
1379
|
|
|
|
dakikaların saniyelerden , saatlerin dakikalardan , günlerin saatlerden ve bir ömrün sadece zamandan oluştuğunun unutulduğu bir yüzyılın umursamazlığı üzerine |
|
1380
|
|
|
|
Öyle ise takın saçlarınıza tokalarınızı, geçin karşısına eşinizin..Hatta ona inat bir sevgili bile bulun kendinize; genç kalın genç!..... |
|