|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
25 Aralık 2003
Sizinmiş Gibi Sahiplenirsiniz
Ahmet B.çulhacı
Yüzler vardır; hep gülen ışıltılı...Size bir aynadırlar karşınızda...Keder,hüzün, huzur ve sevinç kardeşmiş gibi durur yüzlerinde...Kucaklamak geçer içinizden; yanlarında öylece saatlerce oturmak... Susmaları dinlemektir, konuşmaları onarmak... |
|
Sizinmiş Gibi Sahiplenirsiniz...
Evler vardır; daha görür görmez içinize bir aydınlık salar...Yapan ustasına bir selam gönderirsiniz...Eline, emeğine sağlık dersiniz...Sizi büyüleyen bu evlerde insana, doğaya saygı vardır...Tuğlasından, harcına, doğramasından, kiremitine kadar sevgi doludur böylesi evler...İçleri boş, terk edilmiş olsalar da, siz yükselen çocuk seslerini duyabilirsiniz...Sofralarına konuk olabilirsiniz kalabalık ve mutlu mailenin...Toprağına ayağınız değsin istersiniz...Bahçesindeki yaseminden bir dal koparmak geçer içinizden...Saçak altındaki kırlangıca bir merhaba demeden geçemezsiniz...Sizin olmasa da böylesi evler, sanki sizinmiş gibi sahiplenirsiniz.
Çünkü, her gelip geçişte ruhunuzun yıkandığını bilirsiniz...
Ağaçlar vardır...Ulu, neredeyse başı göklere değen ağaçlar...Ömrü ömürlerimize denk düşmez onların...Cümlemiz bir araya gelsek, yaşanmışlıkta ellerine su dökemeyiz...Neler görüp geçirdiklerini hayal bile edemeyiz...Sarılmaya kalksak ellerimiz kavuşmaz birbirine...Her bir dalı, her bir yaprağı bilge bir bakış gönderir kendisini sevenlere...Altında gölgelenmek, dallarında çocuklaşmak istersiniz. İçinizden saklambaç oynamak gelir; devasa gövdesinin korumacılığına güvenerek...Size ait olmasa da bu ağaçlar, sanki sizinmiş gibi sahiplenirsiniz.
Çünkü, her gelip geçişte ruhunuzun yıkandığını bilirsiniz...
Sokaklar vardır iç içe geçmiş...Hiçbir yere çıkmazlar... Sonsuza dek saklarlar, kucaklarındaki sesleri...Çelik-çomak, yakantop, elimsende, körebe hep bu sokaklarda oynanmıştır...Kavgaları da duyarsınız bu sokaklarda,sevinç çığlıklarını da...Yalınayak yürümek geçer içinizden,her bir köşesini arşınlayarak...Sek sek çizgilerinin silinmediğini görürsünüz, misket izlerinin kapanmadığını...Bir seslenseniz her kapının açılacağını, onlarca kuşun kanat vuracağını, onlarca dostun merhaba diyeceğini düşünürsünüz...Sizin sokağınız olmasa da bu sokaklar, sanki sizinmiş gibi sahiplenirsiniz.
Çünkü,her gelip geçişte ruhunuzun yıkandığını bilirsiniz...
Yüzler vardır; hep gülen ışıltılı...Size bir aynadırlar karşınızda...Keder, hüzün, huzur ve sevinç kardeşmiş gibi durur yüzlerinde...Kucaklamak geçer içinizden; yanlarında öylece saatlerce oturmak...Susmaları dinlemektir, konuşmaları onarmak...Ben benim der, sense sen...Ne sen ben olabilirsin, ne de ben sen...Kimi annedir, kimi baba, kimi eş, kimi arkadaş...Hiç tanımasanız da bu yüzleri, kırk yıllık dostmuş gibi sahiplenirsiniz... Çünkü, her görüşte ruhunuzun yıkandığını bilirsiniz...
:: hümanist |
Gönderen: Zeki Kumova / İzmir
|
31 Mart 2004 |
|
| Yazınızı severek okudum. Edebi kaygı taşımayan, yumuşak tarzlı, iç geçirtici bir yazı. Hümanistliğiniz kelimelere yansımış. Lakin; o sokaklar, o evler, o ağaçlar artık öyle narin ve ender ki....
sevgiyle.... |
:: Sahiplenmek, hepimizin olanı.. |
Gönderen: İlhami Arslan / İzmir
|
16 Ocak 2004 |
|
| Sesler vardır.. diye başlayan bir paragraf da olsaydı kimbilir neler eklerdi Sn Büyükçulhacı.. diye düşünmekten kendimi alamadım, o güzel satırları keyifle okurken.. Ve tabii kaçımızın bu sahiplenme bilincini sözden çıkarıp,eyleme dönüştürdüğünü de.. İnanıyorum ki, bizimmiş gibi sahiplendiklerimizle aslında kendimizi sahipleniyoruz; bedenimizi, en çok da güzelliklere açık ruhumuzu.. Yeni yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.. |
:: Yitirdik mi ? |
Gönderen: Hatice Bülbül / İzmir
|
16 Ocak 2004 |
|
| Herşeyi hızla tüketiyoruz...Açgözlülükle, acımasızca... Güzel olan şeylere de eğer bize bir yarar sağlıyorsa güzel diyoruz... Ve yine ilişkilerimizi, dostluklarımızı ruhumuzu, yüreğimizi doyurduğu, güzel olduğu için değil bir çıkarımız varsa elde tutuyoruz... Çok mu karamsar oldu ? Öyleyse böyle olmamasını dileyelim. Güzellikleri, gülen ışıltılı yüzleri, içinde öykülerin yer aldığı sokakları, evleri, ağaçları yalnızca böyle oldukları için sevelim. Ahmet B.çulhacı'nın yazısında belirttiği gibi ruhlarımızın yıkandığını hissedelim onları görerek, onlara bakarak... |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Çokça okur, zaman zaman da yazarım. . . Yazdıklarım beni anlatsa da sizin yaşadıklarınıza benzer. . .
Etkilendiği Yazarlar:
Sabahattin Ali, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay...
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|