..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Serda Kranda Kapucuoğlu




4 Nisan 2005
Kabullenmek Sanatı  
Serda Kranda Kapucuoğlu
Başımıza gelen en kötü şeyin, aslında olabilecek en iyi şey olduğunu düşündünüz mü? Bir acıyı kabullenmek, hayatın kendini kabullenmemiz değil midir? Reddettikçe acıtır canımızı gerçek.. Bir tek yol var.. Kabullenmek.. Boyun eğmeden...


:BDII:
Geçen gün bir arkadaşımla oturmuş sohbet ediyorduk. Söz döndü dolaştı hayat boyunca yaşadığımız ve daha yaşayabileceğimiz sıkıntılara geldi. Tabii bu söyleşi, oldukça yaklaştırıyordu bizi birbirimize. Bu her zaman böyle olur, iki insan birlikte bir gülme anını büyüttükçe ya da tam tersi bir sıkıntıyı sözledikçe aralarındaki mesafe kısalır ve zamanla alışkanlığa dönüşür biraraya gelişleri. Belki bir dostluk büyür usulca, kıpırdatmadan tek bir kum tanesini bile.
Bir yerden sonra daha fazla acımaz derler ya, belki de bundandır. Acı, reddedilmediği sürece diner... Yavaş yavaş.. Acını kabullenmelisin.. Ve tanımalısın onu.. O senin anını işgal ederken bazen koca bir geceni hatta fütursuzca günlerini.. Sen, onu kabullenmelisin.. Ağırlamalısın onu mukaddes bir misafir gibi, başına tac etmelisin acını.. Acın, senin olandır ve o an için yaşayabileceğin en kötü şeydir... Bir duası vardı annemin “Allah acını unutturmasın”... Zamanla daha iyi anlıyorum bilgeliğini... Bir acıyı ancak ondan daha güçlü bir acı unutturabilir.. Belki acı geçer, eskisi gibi hissetmezsin; acının anısı unutulmaz.. Anımsadığın anda yeniden hissedersin.. Tıpkı Frodo’nun her Nazgul’da kılıç yarasının acısını yeniden hissetmesi gibi...
Ölümler yarattığı acıyı, ölenin yokluğuna alıştırmakla hafifletir. Ama bazen küçük hatıra, anımsanmak ister ve keder derin bir ağırlıkla çöker içine... Ölüm, ayrılığın diğer adıdır.. Belki bu nedenle her ayrılık ölüm kederi doğurur insanda.. Tam yüreğin ortasında, kocaman bir cam müthiş bir şiddetle patlar... Kanatır...
Acı, hep aynıdır... Acı duymayı yok sayamazsın. Acı, tıpkı büyük sevinçler gibi her an sana kavuşmayı bekler... Çünkü acı, sevilmeyi bekler... Acının tadını çıkaracaksın.. Acını yaşamayı öğreneceksin... Acını reddetmeyeceksin.. Acının yolunu gözleyebileceksin.. hayat sana cömert davransın isteyeceksin acılarında... Ve acını arkana alıp, onu hissetmeni engelleyecek şeylere karşı koruyacaksın... Tüm ciğerlerini doldurduğun bir ilkbahar tazeliği gibi, derin derin soluyacaksın acını... “Acı duymak ruhun fiyakasıdır”(1)... Unutmayacağın bir bilgi olacak bu... Acın, kendine acımadığın sürece anlam bulacak, amacına ulaşacak...
Kabulleneceksin işte... Ancak acılarını kabullenirsen hayatla barışık yaşayabilisin... Hayatla pazarlık yapmayacaksın... Sorumluluğun artacak kendine.. Çünkü sen, kendinle başa çıkmayı öğrendikçe hayat güzelleşecek.. Hayat, sevinçleri için güzel değildir... Bu güller ve dikenler gibidir.. Kabul edeceksin.. Acını unutmak isteyeceksin bir zaman sonra, çünkü artık hazır olacaksın daha büyük acılara... Başına gelen en kötü şey aslında en iyi şey, bunu göreceksin. İyileşmesi acının bundandır. Tatlı bir anı gibi yad edeceksin eski acılarını.. Acılarına gülümseyebilmen ancak böyle mümkün olacaktır... İyi bir habere dualanıyormuşsun gibi, sıkı bir acıyı bekleyebilmelisin. Göğüsleyeceğin, sakınacağın, esirgeyeceğin bir yeni acı.. Gözün yolda bekleyebileceksin. Hazır olacaksın her an. Ve geldiğinde, sevinçle kucaklayacaksın.. Sana gelen, senin için gelen acıyı... Senin bilgeliğin burada başlayacak... Ve başka hiç bir şeye ihtiyaç duymadan, sadece kendinle birarada yaşamak korkutmayacak seni.. Yalnızlığında çoğalacaksın...
Hayat, acılarını unutturmadıkça başını kuma gömenlerden olmayacaksın.. Mücadelen mukaddes bir yola dönecek... Ve bir zaman sonra öğreceksin “öldürmeyen şeyin yaşattığını”(2)
Acı duymayı göze aldıkça sen, özgürlüğü tanıyacaksın... Acı duymaktan korkmadıkça cesaretin artacak... Ve artık hayat, işte ancak o zaman hayat senin yaşam alanın olacak özgürce gezindiğin...

1.İsmet ÖZEL
2.Nietszche



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Serda Kranda Kapucuoğlu kimdir?

Yazmak bir ihtiyaç benim için. Alışkanlıktan öte. . Dıştakileri özenlere içime atıp daha sonra onları oldukları yerden çıkarıp, dışa vurmak. .

Etkilendiği Yazarlar:
Oruc Aruoba, Özdemir Asaf, Oğuz Atay


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Serda Kranda Kapucuoğlu, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.