..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Ramazan




26 Aralık 2007
Alıp Başımı Gideceğim  
Ramazan
İki Dünyam olsun benim, alıp başımı gideceğim, onlaradan birşeyler öğreneceğim iki dünyam... Anlatsın bana hayatı sadece bana ve bana inat...


:BJFD:
   Birgün alıp başımı gideceğim buralardan. Hayattan, kargaşadan, kavgalardan ve her türlü sıkıntıdan kaçmak için. Alıp başımı gideceğim buralardan hayalin kurduğum, yalnızlığımla beraber yaşayacağım, ondan bir şeyler öğreneceğim, bana bir şeyler anlatan yere gideceğim. Hasretinin yüreğimi yaktığı yere; sadece benim olan yere...
   Bir yer istiyorum... Temiz hava... Gökyüzü her zamankinden daha mavi daha sonsuz. Güneş, maviliğin arasında parlayan bir yıldız... Sıcacık okşuyor bedenimi. Sıcak bir şefkatli el gibi okşuyor ama yakmıyor bedenimi. Ve bir sahil... Deniz gökyüzünden gelen maviliği derinlerinden gelen diğer renklerle harmanlayıp sunuyor gözlerime. Ilık ve masum su bir çarşaf misali... Uzanıp gidiyor ufaka. Taa ki gökyüzüyle birleşinceye kadar uzuyor. Ve kumlar... Ufacık altın renkli kumlar parmaklarımın arasından kayıp gidiyor. Belli ki Güneş onları da ısıtmış; denizin ufak dalgaları sıvazlıyor sıcak sırtlarını. Arkamı dönüyorum. Toprakananın gökyüzünü kucaklayan elleri... Ağaçlar, çalılar... Yeşilin her tonundan var sanki. Ağaçlar olabildiğince uzun, yaprakları devasal. Hani bu çarşaf gibi denizin üzerinde bir sal edasıyla süzülebilecekler gibi geliyor. Yükseklerde bir meltem var belli. Yapraklar küçük homurtularla dans ediyor.
   Akşam oluyor. Deniz dalgalarının kıyıya vuran şırıl şırıl sesi... Bir ruh terapisi için birebir. Ağaçların arasında bir Ağustos böceği raks ediyor. Baykuş bile susuyor bu melodiyi duyunca. Bir saygı duruşunda gibi dinliyor bu usta besteciyi. Kıskanıyor belki de... Gökyüzünde şimdi dost yıldızlar var. Gecenin karanlık yüzünü göstermiyorlar bana. Ateş böceklerini kıskandırıyorlar. Biri göz kırpıyor sanki. Uzansam tutacakmışım gibi yakınlar bana. Birkaçının acelesi var, selam verip sonra da arkalarında parlak izler bırakarak kayıveriyorlar. Ağustos böceği bir aşk şarkısı söylüyor şimdi. Hafif bir rüzgar yaprakları dansa kaldırıyor. Gece huzur veriyor ve her şey çok tatlı geliyor...
* * *
   Ve bir yer istiyorum. Gökyüzü yine mavi. Ama bu kez kucağındaki Güneş masum değil. Yaksın bedenimi okşamasın. Işınları bütün hücrelerimi yakarcasına deysin vucuduma. Beynimi buharlaştırırcasına sıcak sıcak vursun başıma. Vursun, yaksın bedenimi okşamasın; sahildeki güzel Güneşime inat...
   Yaksın vucudumu çöl Güneşim. Yaksın da bir yudum suya hasret bıraksın. Suya hasret kalayım o sonsuz denizime inat. Susuz yaşamayı ve susuz yaşamanın ne demek olduğunu öğretsin. Öğretsin bir damla suyun "hayat" olduğunu. Yansın çöl kumlarım, Güneşin sıcaklığıyla yansın kavrulsun. Sahilimde denizin serinlettiği altın rengi kumlara inat... Yaksın ayaklarımı üzerine bastıkça. Rahat yürümenin anlamını göstersin bana. Her adımın, her rahat atılan adımın değerini fısıldasın ayaklarıma. Yükselsin tepemde güneş. Kaçacak yer bırakmasın. Aratsın bana o göğe uzanan ağaçların gölgesini. Gölgelenecek ağacım olmasın o devasal ağaçlara inat. Ve rüzgarım olmasın yüzüme serinlik vuran. Yapraklarla dans eden rüzgarım olmasın. Olacaksa esen rüzgar; yüzümü yaksın sıcaklığıyla. Ateş püskürterek vursun yüzüme; Ağustos böceğine aşk şarkıları söyleten melteme inat...
   Bir çölüm olsun bana güzellikleri aratan. Yükselsin Güneş. Bir akbaba olsun leşini beklerken ölüm şarkısı söyleyen. Ötsün, bağırsın acı acı, Ağustos böceğine inat. Ölüm şarkıları söylesin, göstersin bana sevgi dolu sözlerin değerini. İki Dünyam olsun benim; alıp başımı gideceğim, onlardan bir şeyler öğreneceğim iki Dünyam... Anlatsın bana hayatı "Sadece Bana" ve bana inat...

Ramazan ADIGÜZEL



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Benden Önceki Sözler
İtirazım Var Sayın Hayat
Ölüm de Var

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yâr! Feryadımdır Bu Sana
Başım Belada


Ramazan kimdir?

Yazar olmak için can atan, kendiyle ve kalemiyle barışık, edebiyata düşkün bir deneme yazarı adayıyım. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ramazan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.