Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu |
|
||||||||||
|
İnsanoğlunun hayatı boyunca gerçekleştirmek için gayret gösterdiği bir amaca odaklanmadan yaşamasının mümkünatı olduğu düşünülebilir mi? İnsan, üzerinde bulunduğu dünyada her daim amaçsız yaşamanın hiçbir anlamının olmadığı fikri ile hareket eden bir canlıdır. Hayatlarını kendilerine yön veren amaçlarına göre idame ettirmektedirler. Onun için de rotasını topluma yararı olacağına inandığı herhangi bir amacını gerçekleştirmek uğruna çizmekten geri durmaz. Üzerinde yer bulduğumuz dünyada, amaçsız yaşamaktan hiç kimseye fayda gelmeyeceği bilinmesi gereken bir gerçektir. Önümüze yaşamımızı değiştireceği düşünülen, adapte olmamız icap eden, büyük önem arzeden bir sürecin çıktığını görmekteyiz. Bizi çıktığımız hayat yolunda ilerleteceğine inanılan bu sürece atılmakta olan adımların odaklanmaktan geçtiği, her daim akıllarda bulundurulmalıdır. Hesapsız, amaçsız hiçbir boşluğun doldurulamayacağına şahıs ilk önce kendini, sonra da hayatında yer alanları inandırmalıdır. Bilinmelidir ki; kendi inanmadığı bir şeye başkalarının inanmasını beklemek de en büyük ahmaklıktır. Hayata sımsıkı tutunmak istiyorsa bir kimse, hayatta elinde bulunan en değerli varlığını -umudu ve inancını- kaybetmemelidir. Çünkü ulaşmak için çabaladığı başarının kökleri daima elde tutulması şart olan bahsetmekte olduğum bu iki güzellikten ibarettir. Siz, değerli okurlarım için kaleme aldığım bu yazımı bir örneklendirme ile devam ettirmek istiyorum. Bilinir ki; geçmişimizde adı anılan bir çok büyüğümüz, yaşamaya değer bir amacı için gayretler göstermekten geri durmamıştır. Bunlardan birisi de çağ açıp kapayan Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’tir. Fatih 23 yaşında istanbul’u alabilmek için büyük bir savaşa hazırlanmış ve şu sözleri söylemiştir:Allah’ın izni ile Kostantiniye elbet bir gün feth olunacaktır ve Kostantiniye’yi fetheden komutan, ne güzel bir komutandır. Diyen peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem efendimizin müjdesine nail olma şerefine erişeceğim demiştir. Amacına ulaşabilmek için İstanbul’u feth etme yoluna çıkmış ve sonunda peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin müjdesine nail olarak İstanbul’u alan komutan şerefine erişmiştir. İstanbul kuşatmasına çıkmasına engel olmak isteyen komutanlara, vezirlere ise şu kararlılığını iletmekten geri durmamış, kuşatmayı kaldırmak yerine zafere giden yolda yürümeyi tercih etmiştir. Amacına ulaşmaktaki kararlılığını gösteren bu güzel sözleri, insanlara çıktığı yoldan dönmemeleri gerektiğinin en güzel örneğidir. Ya İstanbul beni alır ya da ben İstanbul’u alırım, bu kutlu yolun dönüşü yoktur. Fatih genç yaşta İstanbul’u alarak yüzyıllar sonra doğacak olan torunlarına, bir amaç uğruna çıkılan yolun elbette hayırla sonuçlanacağını anlatmıştır. Göz önünde bulunan anlattığım bu güzel duruma benzer bir sürü örnekler verilmektedir, bize hayatımız boyunca boşa yaşamamamız gerektiğini anlatmaktadır. Etrafımızda yer bulan kimseler tarafından adımızın iyi bir şekilde anılmasını istiyorsak; insanlık için güzel olan her ne varsa onu yerine getirmek için çaba göstermemiz icap etmektedir. Yer yüzünde amaçsız yaşamanın insanlığa kattığı olumlu hiçbir şey görünmemektedir. Amaçsız yaşamaya adapte olmak yerine, elimizdeki imkanları kullanarak bir adım daha ileriye gidebileceğimiz inancı ile hareket etmekten vazgeçilmemelidir. Vazgeçmek, işe yaramayan bir kimse olduğumuzu baştan kabullenmek anlamına gelir. Toprağın bile bir sürü amacı var, bizlerin de onun üzerinde yaşayan canlılar olarak insanlığın yararına olacak işler yerine getirmek için çaba göstermeliyiz. Düşünülmesi ve hiçbir zaman akıllardan çıkarılmaması icap eden bir şey daha var: Yaşamımız boyunca gerçekleştirmek için uğraş verdiğimiz kaderimizi belirleyeceğimiz bir amaç için ayaklarımızın yere sağlam basması,bize hayatın var olduğunu hatırlatan en önemli şarttır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |