• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
241
|
|
|
|
İçimizdeki ve dışımızdaki etki alanı birbirine doğru; dışın içe, için de dışa doğru bariyerli bir girişme belirmesi vardır. Kültüre gidecek yolda, sosyal oluşa gidecek yolda, kolektif oluşa gidecek yolda bu girişim ilk belirmedir. |
|
242
|
|
|
|
Tıpkı geriye doğru gittiğimizde "yumurtlayan bir tek tavuk örneği" bulamayacağımız gibi geriye doğru gidildiğinde bir tek insanımsı tür de bulamayız.
Geride yumurtladığı halde emziren bir tek değil birçok türler buluruz. Yavruladığı halde emzirmeyen birçok türler buluruz. Altı milyon yılın başlangıcında "birçok primatlar" biyolojik olarak şimdiki insana göre insanımsıdırlar. Ve insanımsılar da hiçbir zaman "tek bir tür" temsilciliğiyle "tek bir tane" değildiler.
|
|
243
|
|
|
|
Bir yanıyla içine 13 milyar yıllık bir bilgiyi depolayan kolektif hafızayı koymadığınız beyin, salt kendi deneyimleriyle oluşan sıradan bir beyinin düşünmesinde öte gidemediği gibi bu beyin çok yönlü de düşünemez. |
|
244
|
|
|
|
Kolektif süreç, kişi üzerine dağılımla birçok türlü olan başka-başka enerjiyi, kolektif birim zaman üzerindeki işlevsel ve görevdeş dağılımıyla işlerge (tahrik) eden enerjilere dönüşüyordu. Kolektif süreç işlevsel görevdeşlikle işleyim gücünü (farklı totem mesleği sektörleri atölyeleri) ortaya çıkarıyordu |
|
245
|
|
|
|
Bu bakımdan “Benlik” her zaman tekil değildir. Duruma ve şartlara göre tekilleştiği kadar kolektifleşmektedir de. Bir kişi benliğini aşırı decede yükseltip bu doğrultuda bir yaşam ortaya koymaya başlarsa, süper egoya dönüşmüş demektir. Süper egoya sahip kişiler çoğunlukla aile ve çocuklarını dahi düşünmezler. Onu için “Kolektif Benlik ile Süper Egoyu” birbirinden net olarak ayırmak gerekir.
|
|
246
|
|
|
|
Her şeyin sınırı olduğu bir dünyada, büyük ya da küçük şekilde sınırsız sahip olma güdüsüyle yaşamak, hayvandan daha aşağı bir varlık demektir. |
|
247
|
|
|
|
Kolektif bağ ilişkisi sinerji verir. Sinerji kişi üzerindeki sağlama zorluğu olan enerjiyi, yokuş aşağı enerji kolaylamasına çevirir. Yükü kolaylaştırma sinerjisi oldukça çekici bir sosyal bağ ve kolektif bağ ilişkisidir. Kişi ve kişiler kişi sel duyum ve kişi sel doyum farkları nedenle, kolektif alanın hem aksağıdırlar hem düzenleyicisidirler.
|
|
248
|
|
|
|
Çokluk olmadan, birlik veya teklik olası değildir. Birlik olmadan da çokluk bilinir değildir. Biri diğerinin var olanı ve yok olanı olmakla geri bağlanım ilişkisi içinde birbirinin çağrılanlarıdır. |
|
249
|
|
|
|
Yoksa gemisi karaya oturan(!) Nuh, gemiden çıkar çıkmaz bağ dikmeyi, şarap yapmayı sarhoş olmayı nerden bilecekti? Bunlar Nuh'un kolektif alanda arakladığı ve arakladığı kolektif bilgiydi. "El öğretisi" diye herkese yutturduğu bilinç düzeyi aslında kolektif kapasiteli bilinçtiler.
|
|
250
|
|
|
|
Aldatma ve aldatılma tuzağı El mantığı içinde cari olan bir söylemdi. Böylece yasağı aşma zorunluluğu içinde yasak olan totem yiyeceği bir grup tarafında diğer gruba sunulması işiyle, seremoniye edilmişti. |
|
251
|
|
|
|
Bazen hepimiz felseyi çok merak etmişzdir. İşte sizlere yaraladığım kaynaktan bir felsefi incelemesi paylaşıyorum. |
|
252
|
|
|
|
Simgeler dili bundan sonra oluşacak deneyimlerin ayrıntılarını artık iç seslendirmeleriyle değil de dıştan seslendirmeler totemi mana dili üzerinde kendisine hareket alanı bulacaktı.
|
|
253
|
|
|
|
Başkalarının cehaletine gülmek kolay halbuki. Yıllarca o cahillere güldük. Kendi elleriyle yaptıkları putlara tapıyorlardı; hayret bir şey ya..! |
|
254
|
|
|
|
Sündürülen lastik ya da gerilen yayadaki gibi git olup itilen kuvvetler, merkezdeki konuma doğru çekilen hareketler fizik dilinde alan ve gerilimdir. Kimya dilinde proton elektron yük hareketidir. Kişi öznesi ve kişi sosyo toplumu içinde güdülerin, isteklerin duyguların beliren eğilim ve karşılanması olan bilin, özne düzeyidir.
|
|
255
|
|
|
|
Mülksüz olup ta çalışacak olan, yani emek nesnesinden mahrum kalan yoksullar, El' e teslim olmakla İbrahim'in ilahı olan El 'e teveccüh ediyorlardı. İbrahim’i mülke boğan El 'e eğilim ediyorlardı. Köleci koşullar içindeki yoksulluk sonrası zenginleşmeyi; "O seni yoksul bulup zengin etmedi mi?" diyenle, kendi tarihselliğini dışa vuran El, aynı El 'di. |
|
256
|
|
|
|
El ‘e kulluk (vatandaşlık) üzerinde efendi köle eşitleri olmayı ittifak etmekten daha geçerli bir mülk sahibi tanın lığı ve kaderleri belirleyen rızk dağıtma tanımlığı icat edemezdiniz. Köleci sistem eskiyen yerine yeni sözcük üretiyordu. Mülk sahibini kutsayan tanıklıkta alan bir kez açılmıştı. Bu alan içinde kalmak koşuluyla hangi tür sözcükle ne yana koşarsanız koşun hep şırası çıkan olursunuz! |
|
257
|
|
|
|
Doğa bileşenli söylem bile tekil söylem gibi olmakla bir girişmenin, bir bütünlüğün adıdır. Girişme ya parçalar arası uyum veya uyumsuz durumla; fark durum, firen etkili durum, kıyas, oran durumlarıyla birbirini destekleyen, birbirini sönümleyen durumlar gibi türlü türlü girişmelerdir. |
|
258
|
|
|
|
DIŞ DÜNYA YÜKSEK ENERJİ ALANIYDI. İÇ DÜNYA YANİ HAYAT ALÇAK VE TAMAMLANACAK OLAN ENERJİ ALANIYDI. Dıştaki enerji yüksek basınçlı dış dünyadan, alçak basınçlı iç dünyaya doğru akan parçalı bir yük enerjisiydi.
|
|
259
|
|
|
|
Hayat çevresinde olup biten kısıtlı bir kütle, kısıtlı bir enerji, kısıtlı bir işlev durumlarla ve bunların kısmi bir reaksiyonları içinde yaptığı seçme ayıklamalarıyla kısmi bir yalıtımla oluyordu. Geçici olarak entropiyi durduruyordu. |
|
260
|
|
|
|
Enuma Eliş te anlatılan gök söylemini şimdiki söylem gibi uzay zaman diye yorumlarsanız: yerin ürettiği, göğün ürettiği nimetleri de: yerin göğün nimetleri sizin için, dersiniz. Gülünçlükler de kaçınılmaz olurdu. |
|