..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her şey ancak sevgiyle satın alınabilmelidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




4 Haziran 2023
Totemi Dil 7  
Bayram Kaya
Yoksa gemisi karaya oturan(!) Nuh, gemiden çıkar çıkmaz bağ dikmeyi, şarap yapmayı sarhoş olmayı nerden bilecekti? Bunlar Nuh'un kolektif alanda arakladığı ve arakladığı kolektif bilgiydi. "El öğretisi" diye herkese yutturduğu bilinç düzeyi aslında kolektif kapasiteli bilinçtiler.


:BFH:
Mülk sahipliği ve kul sahipliği köleci sistemin en temel özelliğiydi. Köleci sistem mülk sahipliği anlayışını uygulamaya dönüşmekle kolektif sistem mutlak monarşin bir yapı içine girmişti. 

Musa'nın öyküsü bu tarz mutlak monarşin giydirişlerine bir örnektir. Musa öyküsü çeşitli zamanda çeşitli rivayetlerle değişe birleşe bugünkü metnine bürünmüştür.

Öyküye göre Musa Firavunlar yönetimindeki mutlak bir monarşin içinde olan oligarşiler döneminde hikâye edilmektedir. 

Musa'dan önceki kolektif hafıza silikse de bunu Nuh hikayesi ile tamamlarsak daha iyi bir anlam sentezi ortaya çıkarırız. 

Nuh; mevcut paydaşları ya da ortaklıkları olan kolektif alana karşı tamahla "Mülkün sahibi El 'dir. El mülkünden istediği kadar payı istediğine verir" der. 

Nuh; bu söyleme inandırdığı müritleriyle birlikte kolektif alandan ayrılır ya da kolektif alanda sürgün yer. Nuh, bu ayrılışı "ben kolektif alanın zenginliklerine göz dikip çökmek istedim" diyemediği için ayrılışı kendi açısında ve kendi öyküsünü oluşturmak için dramatik tufan mantıklarıyla açıklar.

Oysa Nuh kolektif alandan ayrılırken bile kolektif alanın kolektif hafızasında olan bilgi beceri eylem ve kolektif düşünüş mantığıyla ayrılmıştı.

Yoksa gemisi karaya oturan(!) Nuh, gemiden çıkar çıkmaz bağ dikmeyi, şarap yapmayı sarhoş olmayı nerden bilecekti? Bunlar Nuh'un kolektif alanda kazandığı (arakladığı) kolektif bilgiydi. "El öğretisi" diye herkesi yanıltıp illüzyonlarla oluşturduğu bilinç düzeyi aslında kolektif kapasiteli bilinçtiler. 

Yoksa şarap yapmayı da sarhoş olmayı da El vahiy yoluyla mı öğretmişti? Veya Musa'nın sarhoş olma eylemi Musa'ya rüyasında mı öğretilmişti?

Nuh kaya kovuğunda değil, kolektif alandan geliyordu. Nuh gemi yapıyordu. Gemi yapımı arkasında kolektif bir bilinç olmadan yapılabilecek bir teknik değildi. 

Süngerin suda emip ağırlık kazandığı gibi "kolektif alan geçen, kolektif alan da yaşayan Nuh’ta kolektif alan içindeki kolektif yükten, kolektif kapasiteden bir ağırlık kazanmıştı. 

Zaten mülkiyetçi sistem hile ve tuzaktı. İşte Nuh'un, kolektif alandaki paydaş tanıklığa karşı paydaşlar tanımaz anlayışı savlamıştı. Tüm kolektif geri bağlanımı ve kolektif yeteneğin üzerini örtmek için hile ve tuzakları "Mülkün sahibi El" söylemine yüklediği gibi gemi yapımındaki hile ve tuzakları da vahiy, rüyada görme diye kurmaya devam ediyordu.

Nuh, kolektif hafızayı her an kullanıyor olmasına rağmen ve gelecekte de kolektif hafızayı kullanılacak olmasına rağmen kendi öğretisini yerleştirmek için "kolektif hafızayı yok" sayıyordu. 

Kolektif hafızayı yok saymak için, kendisine hareket alanı açmak için, kendisine yürünecek bir yol yapmak için, yeni bir düşünce ve eylem alanı açmak için Nuh, "Mülkün sahibi El" diyecekti. Gemi bir teknik ve teknoloji işiydi. 



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölçü 2
Ölçü 1
Ölçü 4
Hemcinslerin Tarihi 11
Hemcinslerin Tarihi 14
Hemcinslerin Tarihi 4
Ölçü 3
Hemcinslerin Tarihi 6
Hemcinslerin Tarihi 12
Hemcinslerin Tarihi 13

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bildin mi? III [Şiir]
Ayrılık Nedir? [Şiir]
Bildin mi? [Şiir]
Bildin mi? II [Şiir]
Bülbülü Öldürmek [Şiir]
Hata Yapmak [Şiir]
Asuman [Şiir]
Ne Devletsun Ne Devletlu [Şiir]
Köle 2 [Şiir]
İçimizdeki Yabancı [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.