"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Ya da tefekkür dünyam henüz olgunlaþmamýþ, kafamda taþlar yerli yerine oturmamýþtý… Bundan 15 yýl önce yazdýðým bir yazýda: “Türkiye’de kavram kargaþasý var! Dinci Faþist olmaz! Dinci yobaz olur! Ortaçað’a saplanýp kalmýþ örümcek beyinliler olur! O beyinler ki; balyozla çakýlmýþ paslý çivileri sökmek mümkün olmaz!” Mealen bunlarý yazmýþtým… *** Yanýlmýþým… Özür diliyorum… Rikkatli ve merhametli bir kalbe sahip, Mala mülke tamah etmeyen, Çalmayan, çaldýrmayan, Zulme rýza göstermeyen, Dininde, diyanetinde, Hulusi kalple ibadetinde olan, Namuslu ve ahlâklý dindarlarla; Her türlü ahlâksýzlýðý mubah sayan, faþistlere bile rahmet okutan dincileri ayýrt edememiþim… *** Dedim ya, yanýlmýþým… Özür diliyorum… Oysa tarihî sürecini çok iyi bildiðimi zannettiðim Emevî melânetinin tarihte kaldýðýný… Böylesine çirkin ve iðrenç bir zihniyetin bir daha asla zuhur etmeyeceði zannýna kapýlmýþým… Saftirikliðime verin lütfen! *** Saftiriklik de bir kimliktir. Sadece ben olsam, kahreder, kendimden utanýrým. Ama… Etrafýnýza bir nazar kýlýn, göreceksiniz ki nice nice iyi ve saf niyetli milyonlar; enva-i çeþit entrikanýn, hilenin, ahlâksýzlýðýn, gaddarlýðýn, zulmün ve baskýnýn burgacýnda boðuluyor… *** Boðmak… Ya da boðulmak… Yeni bir þey deðil ki! Ortaçað’dan, hatta insanlýðýn var olduðu günden çaðýmýza kadar; Kimileri boðdu, kimileri boðuldu… Kimileri dâraðacýna çekilerek; Hallac-ý Mansur’dan Deniz Gezmiþ’e kadar… Kimileri zindanlara doldurularak, Kimilerinin hakký yendiðinden açlýk ve sefalete mahkûm edilerek, Hep boðuldular! Kimileri hep boðdular… *** Bin yýllar evvelden baþlayan “haklýnýn, masumun ve mazlumun” üstünde kurulan “tahakküm” hiç eksilmedi… Emirle mahkemeler kurulup; emirle verilen kararlar hep vardý, ebediyete kadar da var olacak! *** Tarihe mal olan en ünlü savunmanýn sahibi Sokrat’a, baldýran zehri içirenler, Dünyanýn yarýsýný müstemlekeleri yapanlar, Ýþgal ettikleri topraklarýn sahiplerini soykýrýmla yok edenler, Giyotinle kelle kesenler, Gaz odalarýnda katliam yapanlar, Güya tarihten ders çýkarýp dâraðacýný kaldýrdýlar… Kapitalizmin köleleri… Kaldýrdýlar da ne oldu? Adlarýný “uygar dünya” koydular ama… Bu defa da dünyanýn yarýsýný sömürerek elde ettikleri “kapital” ile dünyanýn yarýsýndan çoðunu esir aldýlar… Bütün varlýklarýna, bütün güçlerine raðmen; Baskýdan, açlýktan, sefaletten kaçmak için yetersiz teknelere, botlara doluþan çaresiz mültecilerin önüne set çektiler. Nice nice zavallý kadýnlar ve çocuklar, denizlerin derinliklerinde boðuldular… *** Küçücük çocuklarýn cansýz bedenleri kýyýlara vururken; Güya idamý kaldýran uygar dünyanýn uygar insanlarý, Scotch viskileriyle Don Pérignon þampanyalarýný içip slow müzik eþliðinde dans ediyorlardý! Dâraðacýnda boðulmakla, Akdeniz’in derin sularýnda boðulmanýn ne farký var? *** Kilisenin toplum üzerindeki hegemonyasýný kýran sözde uygar Batý, kendisini, tanrýlaþtýrdýðý kapitalin kucaðýnda buldu… Yeni Tanrý, yeþil Dolar ile sarý yeþil karýþýmý Euro’dur. Buyurun size yeni put ve yüz milyonlarca putperest! Uygar Batý’nýn riyakârlýðý… Þimdilerde moda, Suudi sermayesinden bir þekilde milyon dolarlar kapma yarýþýdýr… Ýnsan haklarý savunuculuðu þampiyonluðunu kimseye býrakmayan sözde “Uygar Batý”, Cuma günleri þehir meydanýnda kýlýçla kelle kesen Suudi’nin ülkesine, dünya þampiyonu ünlü boksörleri götürüp, Riyad’ýn, Suudi Hanedaný mensubu bilmem hangi despotun adýna yapýlmýþ stadyum veya kapalý spor salonunda ringe çýkarýyorlar. Yüz milyonlarca dolarý cebe indiren boks federasyonlarý ve boks organizatörleri, Tyson Furi, Francis Ngannou, Deontay Wilder, Antony Joshua, Joseph Parker, Jared Miller, Oleksendr Usik, Otto Vallin ve daha nice ünlü boks figürlerini Riyad’ta ringe çýkarýyorlar! Karþýlýðýnda yüz milyonlarca dolarý cebe indirirken; her maç öncesinde, ring anonsçusuna Suudi prensi Turki Ýbn bilmem ne karýn aðrýsýnýn adýný anons ettiriyorlar. Anonsçu Ýngilizce “His Excellency Prince Turki urki Alalshikh” diye baðýrýnca; baþý çaputlu Arap, kahrolasý egosunu tatmin ederek orgazma ulaþýyor! Bir anons için bilmem kaç yüz milyon dolar feda eden Suudi despotu, Ýsrail’in soykýrým uyguladýðý, eþeðin koþulduðu ilkel arabayla yurdundan kaçmaya çalýþan fakir Filistin halkýna ise zýrnýk koklatmýyor. *** Bütün bunlar, benim gýrtlaðýmý sýkýp boðuyor! Sizi boðmuyor mu? Nesimi’nin derisini yüzenler kelle kesiyorlar! Ýslâmî rejim, ha? Dünyaca ünlü boksörlerin ringe çýktýðý bu ülkede, Riyad’ýn, El Batha semtine yakýn bir meydana, bizim Türk arkadaþlar “kelle meydaný” diyorlardý… Cuma günleri, cuma namazýndan çýkan halkýn önünde, ölüm cezasý verilen bir ya da birkaç mahkûm, bu meydanda kellesi kýlýçla kesilerek idam ediliyordu… Ve kendisine Müslüman diyen halk, kafa koptuktan sonra boyundan fýþkýran kaný seyredip sadistçe alkýþlýyordu… Ýftira deðil bu, Riyad’ta iki buçuk yýl yaþadým. Kendi arkadaþlarýmýzdan onlarca þahit var! *** Bu vahþetin bir benzeri de, dünyaya demokrasi ve insan haklarý götüreceðim diyerek milyonlarca insaný öldüren ABD’nin bazý eyaletlerinde var. Suçlular, elektrikli sandalyede tir tir titreterek ve altýna iþeterek öldürülüyor. Güya asmaktan daha insancýl bir durum… *** Ýslâmî Rejim iddiasýndaki bir baþka ülke de, suçlularý vincin bomundan sallandýrarak boðuyor! Oysa sorsan, Suudiler tarafýndan suçsuz yere kafasý kesilerek idam edilen Ayetullah Nemr için Suudilere nefret kusuyorlar. Ben de nefret hissiyle doluyum ama… Bu çeliþkiler de beni boðuyor… *** Hülâsa edersek: Nerede olursak olalým… Nerede yaþýyorsak yaþayalým; mutlaka baþýmýzda bizi boðacak veya kafamýzý kesecek bir cellat vardýr. Yani þunu demek istiyorum: Abdülhamid-i Sani’nin “Devr-i Ýstibdat”ýnda Sultanahmet meydanýnda hazýr ve nazýr bekleyen, meþhur cellat Arap Ýzzet’e (bazý metinlerde “Çingâne Ýzzet” diye geçer) benzer biri vardýr. Tarih boyunca hep olmuþtur… Maatteessüf hep olacak… Bu yazýdan baðýmsýz olarak, 18 Ocak 2024 tarihinde yazýp Facebook sayfamda paylaþtýðým kýsa metni de ilave ediyorum… Þark toplumlarýnýn iflâh olmaz hastalýðýdýr. Siyasetçisinden ilim adamýna, sýradan vatandaþtan din adamýna kadar: HERKES KENDÝSÝNÝ ELEÞTÝRÝDEN VE DAHA DA BETERÝ, HATADAN VE GÜNAHTAN MÜNEZZEH zannediyor. Hakikati söylersen onu bühtan addeder. Ýlla da kendisine yalaklýk bekler. Çünkü kendisine bir kutsiyet atfeder. Kendisinin mukaddes bir varlýk olduðuna inanýr… Sorarým size: Þark ülkelerinin hapishaneleri neden týka basa doludur? Fabrikayý satýp yerine neden hapishane inþa edilir? Çünkü maraza duçar olan bir toplumun yöneticisi de, ilim adamý da, sözde kanaat önderi de, din adamý da ayný marazýn pençesindedir. Ýflâh ve ýslâhý gayr-i kabili mümkündür…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |