• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
681
|
|
|
|
Sunu ile, kurban ile rüşvet ile grup canını kurtarıyor diğer yandan da kendisini, yamyam hayatın içinde çekiyordu. Üreten grup yeni durumla bu yeni tutumun doğumu ve eşiği içindeydi. Bu doğumun gebelik süreci ve ayağını basacağı eşiğin gerçek olmakla belirmesi ön ittifaklarla ortaya çıkacak olan uygarlıktı. |
|
682
|
|
|
|
Her şey gibi duygu da bilgi de bir süreç işidir. Kimyasal evrim biyolojiyi ortaya koymuştu. Biyolojik evrim sosyal yaşamı güdümleyişle bir sosyal evrimle neden olmuştu. Sosyal evrim insanlarda totem kült yaşamlı bilinçlenmeyle totem mesleği olan ilk üretim hareketlerine dönüşmekle toplumsal evrime sıçramıştı.
İşte insan bilinci bu arkaikti seyredişin bir izahı olmaktan kurtulamayacaktı. |
|
683
|
|
|
|
Oysa ilk üretim hareketine girişen atalarımıza, kimse iş vermiyordu. Atalarımızın işvereni ve patronları yoktu! Doğumlar herkes için mallı mülklü doğumlar da, değildi. Öyle olsaydı zaten; El sürecine ve bunca illüzyona gerek kalmazdı. Ama El; El yasasıyla rızklarınızı daha siz ana rahmine düşmeden önce veriyordu. Böylesi özel ve bencil bir gayret yoktu. Ama yine de kişiler bu rızk ve nasipleriyle, doğduruluyorlardı. Yani El Kayralılar anadan babadan mallı mülklü özgür doğuyordular!
|
|
684
|
|
|
|
Arz-talep, ön talep toplama gibi sülük yapışkanlı illet, üretim hareketinin kimi kişiye göre olan bu kâr mantıklı sömürü anlayışlı bu belirme düzeyi; köleci sistem içinde gelip bu zorunluluğun üzerine ilinekti takılıp kaldı. Kapitalist kölecilik kendisini zorunluluk gibi ve kendisini o işi özü gibi göstermekle kapitalist esaret afyonu ile bu kavramlar kendisini bize gözbağı illüzyonu ettiler.
|
|
685
|
|
|
|
DÜŞNCELER, OSİLASYONA GÖRE FARK DÜŞÜNME ÜZERİNDE PITIRCIKLANIYORDU. DÜŞÜNME DE FİZİKSEL ALANLI SALINIMLARI ÜÇ BOYUTLU MOLEKÜLER KİMYA YANSITMALI BİR ÖZELLİĞE ÇEVİRMENİN YENİ BİR ENERJİ FORM DURUMUYDU. |
|
686
|
|
|
|
Suç üreten sistem içinde olduğunuz sürece; siz ne anlamda söylerseniz söyleyin; herkese göre olan bir adalet herkese lazım olacaktır. Herkese göre adaletle olmak, herkesin kafasına göre keyfi adaletle olması değildir. Ortak üretim değeri olmayla fiili çalışma üzerinde, üreten; karşılıklı ortaklaşan emek değeri üzerinde herkese göre olukla paylaşım yapan adaletinin kast edildiği her halde anlaşılmaktadır.
|
|
687
|
|
|
|
Hiç bir özel yaşam kolektiften bağımsız olamamakla sınırsız sorumsuz da olamaz. Köleci inşa; kolektif oluşum gücünü ve ortak üretim bağıntılı entgre bilinçlerin, ortam içinde birden bire çevrim sürecine sokulma bağıntısını görmezden bilmezden gelmektedir. Bu görmezden geldiği şey kişi üzerindeki amortisman olan toplumsa entegredir.
|
|
688
|
|
|
|
Sosyal birlikti kaide ve kurallar, "benzer ortak özellikli tutum ve benzer ortak özellikli yapıların birbirini çekme itme yasaları ile oluştu. İçinde doğaya karşı direnç koyan, güç birliğini oluşan direncin; çekme itme yasaları" da vardı.
|
|
689
|
|
|
|
Ön ittifaklarını sürdüren hayli gelişmiş yapılar içinde kişisi sahiplik bilincini içinde taşıyan Ubartutu, Nuh gibi simge isimler vardı. İçte tutulan düşünce, içte belli bir uygulanabilirlik düzeyine kadar olgunlaştırıldı. Aslında bu düşünce akıp gelen tarihi nesnelliğe karşı münafıkça olan bir düşünceydi.
|
|
690
|
|
|
|
Bu yanılgı yine bir mantık hatası olan paradokstan ileri gelir. Bu paradoksta şudur; üretim ancak ve ancak insan biçimli anatomiye uygun olmakla olasıdır demenin kibridir. |
|
691
|
|
|
|
Oysa dış dünyada 1 teneke buğday = 1 koyundu. Yani 1 koyun bir lira ve bir teneke buğday da bir liraydı. Siz bir koyun ile bir teneke buğday almak için sizin iki lranız olacaktı ve siz bir koyun ile bir teneke buğdaya iki lira ödeyecektiniz. |
|
692
|
|
693
|
|
|
|
Toplumun, nüfus artışının sizin dışınızda, sizden bağımsız olmakla "zorunlu bir doğal ve kolektif olan karakteri" vardır. Kolektif karakter kolektif iş demekti. Kolektif olmayanı içermemektir. Süreç yapı, işi olmak ve işi olmamak gibi bir ikilem ile inşa olmamıştı. Süreç inşa başladığında böylesi bir ikilem belirememişti. |
|
694
|
|
|
|
Dumuzi'nin totem kız kardeşi Geştinna'dır. İnanna'nın totem erkek kardeşi Enkidum'dur. Dumuzi, İnanna'nın; Enkidum da Geştinna'nın ilah kardeşidir. Yeni yasayla ilah kardeşler temas edebilir |
|
695
|
|
|
|
Ey Fransız ırkı! Tanrı’nın sevdiği ve seçtiği ırk! Kudüs dolaylarından ve Konstantinopol’den acı haberler geliyor. Tanrı’ya bütünüyle yabancı, lânetli bir ırk (Türkler’den söz ediyor), Hıristiyanların topraklarını vahşice işgal ve |
|
696
|
|
|
|
Daha iyi sağlık! Daha iyi eğitim! Diyen yutturmaca ve denetimsizliklerdi. Bu söylemler demokrasinin içinin ve demokrasinin altının oyulmasıydı. Parayı ve paranın satın alma gücünü tek ve mutlaktı olan egemen güç yapmaktan başka bir şey değildi.
|
|
697
|
|
|
|
Burada tüketenler asalak bir tüketiciler değildi. Karşılık olan üretime karşı verileni tüketmeydi. Yani bir üretim karşılığı mütekabili olan denkliği vermekle "üreten tüketiciydi". Ve yine tüketilecek olan mukabili denklikte bir karşılığı vermekle "tüketen üreticiydiler |
|
698
|
|
|
|
Bir arada olan süreçlerle, kendisini yineleyen. Kendi eylemini tekrarlayıp kopya hareketlerle; kendisini eşleyen. Kendisini çoğaltan tepkileriyle ilişkin süreçli sentezlerin organizasyonu ile bir aradaydılar. |
|
699
|
|
|
|
Bunlar köleci sürecin hemen başında olan söylemlerdi. Arada geçen onlarca sene sonra değişen nesille birlikte unutulanlardı. Kolektif geçmişin motifleri köleci mantığa adapte olmuş kişiler elbette abuk sabuk gelecekti. |
|
700
|
|
|
|
Böylece sürecin gelişmesine bağlı yeni durumlarla hiç beklenmedik biçimde öznel ve nesnel yeni eğim alanları ortaya konuyordu. Bu eğim alanlarından birisi mülk dağıtma yetkisiyse; diğeri de bu “mülk dağıtmayı kendisinde güç olarak görmenin haşmetini oluşan yönetici kuruntularıydı.
|
|