• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
381
|
|
|
|
Adalet köleci süreç ile birlikte geleceğe doğru anlam edilecekti. Adaletin bu durumla bilinmiş olmasını göz önüne alıp ta geriye doğru baktığımızda; şunu anlarız. Köleci sisteme kadar geçmiş olan kolektif yapılarda adalet; belirsizle belirli bir durum akışı olmakla, kolektif yapıların temeli değildir. |
|
382
|
|
|
|
Neden boğuluyorlardı? Nuh’un mal mülk sahipliğine meşruiyet vermeyenler “boğuldular” söylemli anlatım içinde açık açık boğulmalarına gerekçe olan nedenle “meşruiyetlik” kazanıyorlardı! Nuh’a verilen mala mülke ve gemilere doldurulan mala mülke iman yoluyla meşruiyet kazandırmadıkları için anlatım yolu hikayelerle suda boğuluyorlardı. |
|
383
|
|
|
|
Çevrenin üzerimizde belirme yapan bir alan etkisi vardı. Yaşam genellikle belli çevreye göre uyum içinde olmakla; yaşam belli bir totem bölgenin özgün alan etkisi altındaydı.
|
|
384
|
|
|
|
Kamu zenginliğini dağıtacak olan köleci düşünsel, eylemsel olgular; zaten adım adım geliştirilen süreç içinde kolektif kapasiteye sahip çıkmak isteyen kişi ya da kişilerin, kurguladıklarıydı.
|
|
385
|
|
|
|
El mana süreci kolektif geri bağlanım yasası içinde oluşan bu bolluğu; "bana var sana yok" sürecine çevirmişti. Köleci teolojiye göre kişi bana var dediği sürece de sabredecekti. "Sana yok" denen sürece de tahammül edip sabır gösterecekti!
|
|
386
|
|
|
|
Her sistemin sabit sayılan çekim noktaları vardı. Ortaklaşan av ve avcılık gibi iş bölüşmesi gibi sabit noktalar totem dönemin tekrar eden kendi çevrim eksenlerini oluşuyordu. |
|
387
|
|
|
|
Bilinç tarihseldi ve bütüne dek tanımlanamayan biçimle, özle olup bitene göre tamamlanmak istenen, aktarılan izleklerle görünüp kaybolan, düşünceden im imgeler de taşıyordu. Sanal diyagramda bütün şöyle böyle kabataslaklardı. |
|
388
|
|
|
|
Aitlik kavramı da zamana zemine göre içine değişmeler almıştır.
Şimdiki aitlik kavramı tarihsel olanı vermez. Geri bildirişimi yoktur. Aitliğin bir mülkiyet ilişkisi olmazdan önceki dönemi vardır. Bir de mülkiyet ilişkisi olan dönemi vardır. |
|
389
|
|
|
|
İnsanda mevcut olan açlık duygusu ve doyumsuzluklar, her kişide farklı şekillerde değişik amaçlarla kullanılır. Birisi yeterince bir şeylere sahip olmadığı için aç gözlülük gösterirken, diğeri en çoğu benim olsun en büyük ben olmalıyım mantığıyla doyumsuzca hareket eder.
|
|
390
|
|
|
|
Oysa spritüal bir ruhçu öğreti, üçüncü boyut hacimle üreten kolektif bir mülke, “mülk benim” diyen söylemin üs sel devinimli açılımları içine ikame edilmekle, bu çıkarım; Hay Bin Yaksan da kişi aklına bir şaşırtma vermektedir |
|
391
|
|
|
|
Bu köleci vicdani muhasebe yeni bir düşünce ve eylem, alanı açacaktı. Bu yeni söylemli eylem alanına göre vicdanınız “sağ elin verdiğini, sol el görmesin” diyecekti. Ama güzel söz değil mi? Bu güzellikle siz farkına varmadan kolektif referansa göre yanlış olanı meşrulaşıyordunuz. Emeği gasp edilen düşkünlerin sadaka alma işi El mantığı ile meşrulaşıyordu. |
|
392
|
|
|
|
Eylem kendisi kadarla düşünme, fikir, bilinç, istek, duygu, belirme olmalarla sınırlanır. Bu hal olgu durumdur. Olgu olay ile yeniden sanal bilinç üzerine etki iken bilinçte imaj bütündeki alanı kadarla eyleme etki tasarım olmakla eylem üzerine tekrar bilinç etkisidir. |
|
393
|
|
|
|
Bunları niye söylüyordum? Süreci anlamak için söylüyordum. Musa-İsa gibi duyarlılığı anlamak; vahiy ile oluşturulan köleci kolektif mantığı, geçmişi ile birlikte anlamamız için söylüyordum. Eğrilikler karşısında, köleci çıkarım ile yapılan doğrultmalar, olması gerekene göre yapılan doğrultmalar değildi.
Doğrultmalar temel eksene göre değil, sanal ve kişi tamahı iradeyi yansıtan vahye göreydi. İsa, Musa gibi duyarlı kişilerin intikaya uğratılmış bu tarz sanal belirlenmelerle oluşan köleci kolektif düşünce içinde olmaları; herkes gibi onların da neler çektiğini anlayabilmemiz için anlatıyordum.
Bazen okur hem zaman kıtlığı nedenle, hem ilgi alnı olup olmamakla her yazdığınızı değil de ilgisini çeken başlığa dek konuyu hasbel kader okuyor olacaktır. Bu nedenle siz başka yerde belirtseniz de her bir konu içinde de tekrarlar yapmak zorunda kalırsınız. Yazınız tematik bir devam olmakla bazı tematik konular o konu içinde tekrarlanıyor da olabilir. |
|
394
|
|
|
|
Köleci sistem yanılsatıcı bir imajdı. Köleci sistem kendisinin ezelden beri var olmasını söylemekle, güya kolektif sisteme açıklama olmuştu! Oysa köleci sistem gerçeği perdeler.
|
|
395
|
|
|
|
Tarihi anlamada ikinci uğrak, onun ne gibi işlevlere sahip olduğunu ve tarih yazımında belli başlı biçimleri görmektir. |
|
396
|
|
|
|
Avcı toplayıcı ve ittifakı kolektif birim zamanlar içinde doğal ve tekil za-mana ait kişisi zorluklar, kişisi kaygılarından olabildikçe arındırılmıştı. Şimdi ortam kişiyi, kişisi zorluklarından arındırılabildiği kadar KOLEK-TİFTİ. Ve kişi de kişisi zorluklarından arındırılabildiği kadarla, kolektifti. Kişiyi zorluklarından arındırılabildiği kadarla ortam kişiye kolektif etkiydi. |
|
397
|
|
|
|
Görsel olarak baktığımız durumlar bize türlü biçimle yansır. Büyük küçük; uzun kısa; renkli renksiz; eğri düzgün; biçimli biçimsiz; yakında uzakta; burada orada gibi birçok üssü durumlarla yansır. Bunlar siz ölçmediğiniz sürece belirsizdirler. |
|
398
|
|
|
|
Sosyal alan içindeki dışsal kuvvet bağ taşıyıcıları nelerdir? Nasıl belirlenir? Nasıl bir kesikli sürekli olmakla simetri kırılması verirler? |
|
399
|
|
|
|
Kolektif geçmiş köleci sistemle kesintiye uğratılmıştı. Ortak geçmiş, hatırlanamamakla geçmiş ile geri bağlanım yapılamıyordu. Her şeyin başına El in irade ve takdiri konmakla Düz mantık oluşuyordu. Düz mantık içinde özne nesnel geri bağlanım, ancak köleci öğreti olan El takdiri ile başlayabiliyordu. Köleci öğretiyi referans alan her çözüm de yeni bir başka köleci ilişki ortaya koyuyordu. |
|
400
|
|