• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
301
|
|
|
|
Spritüal akım Platon sembolizmiyle anılacaktı. Spritüaline Platon’un bulduğu bir düşünce değildi ama spritüaliler olan tüm düşünce Platonla bilinecekti. Platon'un idealar öğretisine göre bu dünya simülasyonlardan ve illüzyonlardan ibaretti. Dünya gölgeler alemiydi. İmmanuel Kant bu spritüali neyi "biz rüyanın rüyasını görmekteyiz" diye belirtecekti. Rüyamı değiştiremiyorum diyecekti. |
|
302
|
|
|
|
Acaba ölmeden önce son çırpınmalar mı bunlar? Yokluğa giden yolda var olmak için mi? Bu, insanların kısa bir hayatı olacağını bilmesine rağmen (ki belki dünyada bir insan ölmeyecek, bunu tümevarmadığımız sürece bilemeyiz) bu kadar çalışıp didinmelerinin, ev, iş, araba, kadın ve çocuk sahibi olmalarını açıklayabilir mi? İnsanların uğraştığı bütün bu işler ve daha niceleri (savaşmak ,sevişmek yarışmak..) yok olmamak için mi? |
|
303
|
|
|
|
İnsanlar dünyaya bakış tarzlarını ve dünyayı yorumlama tarzlarını, biraz bilinenin dışında değerlendirmeliler.
Bu yazı, bu türden yorumlamaya bir örnektir.
Gündeki cehaletin kalkması için bilginin kazanması lazım. Bilginin kazanması için de insanların binlerce yıldır kullana kullana küflendikleri at gözlüğünü değiştirmeleri lazım... |
|
304
|
|
|
|
“Bir ırmak’ta iki defa yıkanılamayacağını” biliyoruz, elbet. Irmağın yanına her gelişimizde, “hep yeni sular akmaktadır”; ancak, farkında olmamız gereken nokta şu ki: “sular hep akmaktadır”!.. |
|
305
|
|
|
|
Duyarlı kişilerimizin analizlerinin kökünde olmayanlar kolektif gerçeklerle, kolektif güvencelerdi. Kolektif olanın yerine, "BABA güvencesinin" konmak istenmesi daha baştan babanın kır zambaklarını keyfi donatıp; keyfi beslememesinin tehdidi olmakla köleci mantık çıkmaza girmişti. Bu açmazlığın yeri köleci sitem içinde "aile güvencesinin" ortaya konma sürecini doğuracaktı. Çünkü baba güvencesi ve aile güvencesi eşlin devamına katkıysalar da aile boyu sömürülmenize engel değildiler. |
|
306
|
|
|
|
Varlık belirmedir. Belirme Planck sabiti kadar sayısal nicelikle türlü türlü oluşla aynı andalıktır. Bu nedenle çokluk ta teklik, teklikte de çokluk asıl olan ve asaldır.
|
|
307
|
|
|
|
Küçüklüğün dünyasından büyüklerin dünyasına doğru geçişte türlü faz hatları vardır. Bu tür faz durum içinde olanlardan birisi iyon hareketidir. İyon hareketi bir yanıyla proton hareketiydi. Diğer yandan da bir kuark olan elektron hareketiydi. |
|
308
|
|
|
|
+1 kabili sembolik anlatımlı yazılı görselin yanında, 1'i çektiğimizde kalan + görseli 1 çekildikten sonra yerinde kalan + işareti yazılı görseldi. Bu yazılı görsel sembol "bir bağıntı ilişkisi içinde çözülmüş belirli bir etkileme gücü" veren hareketin simgesiydi. |
|
309
|
|
|
|
Olmasaydı....?
Olmazdı.
Adı başka olurdu.
Olmazdık.
|
|
310
|
|
|
|
Aynı şekilde Barış’ta anneye (özdeğe) abla, anne, teyze diyememekle yok olan bu bağıntıyla bir stres yüklenecek. Barış’ın enerji düzenleşimi olan akış yolları tıkanmakla Barış gerilim ya da stres yüklenecektir.
|
|
311
|
|
|
|
El takdirine göre "bana var-sana yok" demenin üssel açılımla olan çatışmacı olgu ve olaylar süreci El mana anlayışı üzerinde süreci teolojik hesaplaşmaya çeviriyordu.
|
|
312
|
|
|
|
Kolektif yapıya göre kişide olmayan, kişide asla olamayacak olan yüksek enerjili ortak akıldı. Ya da kolektif zekâ karşısındaki kişinin düşüncesi, kişinin fikri, kişinin aklı böylesine bir sıfır düzeyli boşluk enerjisi ruhu taşır olmasını artık anlamış olmalıyız. |
|
313
|
|
|
|
Kısacası ön ittifaklar üreten ilişki nedeniyle; birisi üreten ilişkinin kendisi olmak üzere sosyal mantıklı ikinci bir girişme seremonisini, öngörüyordu. Üreten ilişkinin kendisi iradeni, zorunlu, somut ve gerçekçi bir girişmeydi. Burada sosyal tabanlı ritüelin ikna edici kaynağı totemi mana anlayışıydı. Ve totemi hafızada var olan animizmdi (canlıcılıktı). |
|
314
|
|
|
|
Quantum kimyası ve fiziği…Parçacık ve dalga…Geleneksel idea ve madde ikileminin bir sürekliliği olarak ele alınabilir mi?
Buna göre, materyalizm bir parçacık teorisi olarak ele alınırsa ne olur?
|
|
315
|
|
|
|
İnsanın beyini içerisinde bulunan duyu, his, güdü gibi ruhsal ve enerjik yapılar her ne kadar soyut şekilde düşünülse de, aslında bunların hepsi somut birer yaşamsal pratiklerdir. Beyin denilen yapı et, damar, sinir, kas, kan ve sıvıdan oluşan biyolojik duyu mekanizmasının adı Ego'dur.
|
|
316
|
|
|
|
Kolektif alan kuvveti hem birleştirici, hem ayrıştırıcı, hem de ilk başlangıcı (kişilere dek temel özü) koruyan bir üçlü kuvvetti. Kolektif alan sabit düzlem alanı gibi çalışmıyordu. Kolektif kuvvet kişileri birleştirmişti. Kişiler üzerindeki bir birim zamanı beş ayrı öbeğe ayırmış ve bu öbekleri beş ayrı işin eylem grubuna dönüştürmüştü.
|
|
317
|
|
|
|
Toplumsal ittifak hızla değişip gelişirken, sosyal özneli mantık çok yavaş ilerliyordu. Ve yavaşlıktan ötürü geriden gelişle yavaş değişip gelişiyordu. Bu nedenle göz önüne alıp çıkarım yaptığı şeyler, ortadan kalkıyordu. Ama çıkarımları elinde kalıyordu.
|
|
318
|
|
|
|
Dördüncü yaratılış önce El 'e yeni isim vermenin ve El ‘in arkasında duracak bir El ahit anlaşması içinde ayrışmayla başladı. Bu yaratılış tutumu köleci hâkimiyeti. El Hakemi pekişir olacak El sahipliğini belirtir olacak köleci ulamlardan üç beşi şöyleydi.
|
|
319
|
|
|
|
Bir miktar buğday ile bir kundura, farklı bir üretim; farklı bir tüketim ve farklı bir kullanımdılar. Fark veren her şey kendi aralarında FARK POTANSİYELLİ durumdular. Aralarında FARK GERİLİM olan çekimin akışıydılar. İşte üreten ve iradi olan İLAHLAR; gruplar arasındaki bu fark potansiyelin çekimine uygun “temas etmenin ve ittifak yapmanın” kararlarını da alan İRADEYDİLER.
|
|
320
|
|
|
|
Olağan ve verili düzende sürekliliği olan bir istismarı otaya koyamıyordu. Kişiler yıldırımdan kaçınma gibi temel referans değeri olukla görülen kimi groteski imajları haz-elem bazlı seçme ayıklama mekanizmasına uygun biçimde seleksiyonlar yapmıştı. Doğal olan, doğru olan ve temel olan tutum buydu.
|
|