• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
801
|
|
|
|
Büyük dünyada olup biten şeyler, büyük oranda neden seldirler. Ve makro dünyada “olgu ve olaylar çok küçük durumlarıyla ya da istisna durumlarıyla olup bitenler neden sel olmayan durumdurlar”. |
|
802
|
|
|
|
Bir nedenin kendi gerçekleşmesi oluşmadan, içinde sonucu yoktu. Sonuç belli bir aşamaya kadar neden içinde sonuç olarak yoktu. Sonuç, neden içinde belirdiği zaman da eğer sonuç dışta kendi yansıma bağıntılarını oluşmadıysa sonuç neden ile yer ve sıra değişebilir değildi. Oysa köleci sistem içinde dış bağıntılarını oluşan sonuçlar, neden gibi davranıp neden ile yerini ve yer sıralamalarını değişebiliyordu. |
|
803
|
|
|
|
Kendisinin bile yadsıyamayacağı sebebiyetinin, nedence gerçekleri karşısında, kendine göre söylem yapacağı durumla nefis sözcüğünü çok kullanacaktı. Neden sel oluşlarda bilgi gidecek, her şey nefis oluş ve tahrik oluşla anlatılacaktı. Kendisi kolektif ortaklığı bozmaya vesile neden olmuştu.
|
|
804
|
|
|
|
Bu gerekçeyle batı başkentlerinde bir nüfus kırımı hesaplanmaktadır. Bu durum baştan beri planlı olunacak bir süreç içinde hiç olmaması gerekirken şimdi vahşi bir yıkımla ya kendi elimizle kendi boğazımızı sıkacaktık.
Ya da 150° dereceye tırmanmış sıcaklığı ile bizler doğanın elinde geri döndürülemez bir süreç olmanın kırımlı bir dramı olarak gerçekleşecekti. İhmal olan buydu.
|
|
805
|
|
|
|
Kutsal kadın, yani şimdiki deyişle kutsal fahişeler gruplar arası ilk temasın bağlacı olmuştular. Cinsel dokunumla oluşan kandaşlık bağı, kutsal kadınlar sayesinde kendi totemi sinde; dıştaki totemilere doğru açılan bir sosyal mana anlaması olmuştu.
|
|
806
|
|
|
|
Mars’a siz gitmiyordunuz. Mars’a siz gitmeyecektiniz. Toplumunuz üzerinde türünüz Mars’a gidecekti. Kolektif olan türsel oluşu da içerir. Oysa kişisel olan kişisel olanı; yalnız kendisini içerir ile ben derdi. Siz kişisi çıkar oluş üzerinde kolektifi yok sayarak; kolektif bağıntılı sinerji ile ürettirip ama bu sinerjiyi yok sayarak (ortaklar tanımayışla) ortaklık eylemli sonuç üzerinde kâr diye ticaret diye kazanç diye ali cengiz oyunları oynuyordunuz.
|
|
807
|
|
|
|
Var oluş kendisinin beliren bir durumu karşısında, var olup ta beliremeyen birçok oyuk alanları üzerinde de yine kendi zıddıyla birlikte, bir ve çok oluşla bir arada belirişti. Bu bir asalağın oluşmasındaki “oyuk alan etkisiydi” de. Ve eylemler karşılık oyuk alan etkisiyle (zıddıyla) var oluştu. Yani var oluş çoklu “alan etkili” bir belirme durumuyla bir ve bir çoktu. Kolektifi ilik üreten bağ enerjisiyle TEKİL, paylaşan enerji ile ÇOĞULDUR.
|
|
808
|
|
|
|
Kolektif emekle üretim yapan üretileni takas edip tüketen hareketin üst yapı anlayışı ortaklaştıran mana anlayışı olukla; İLAHİ mana anlayışıdır. Efendileri mal sahibi yapıp ta kazanmayla sömürünün öğretisini ortaya koyan mana anlayışı EL mana anlayışı olan dinlerdir. Dinler tüm stratejileri kar zarar üzerine kurar. Öyle ki sömürü dili olan kârı, zararı dinler kendi ideolojisine temel öğreti yapıp; kendisini köleci dilin mantığı ve anlayışı olukla ifşa etmekten de hiç çekinmezler.
|
|
809
|
|
|
|
“İşlev enerji düzenini” oluşan bağ durumlar, bu bağ durumların girdi çıktısının dıştan aktif ve pasif yolla edinilirler. Aktif seleksiyonlu sistemlere oto kontrollü canlı sistemler diyoruz. Bütün sistemler az çok pasif durumla edilgin olabilmektedirler. Dışta temin edilen bu enerji; bağ enerjiyi oluşan elemen ter öğeler üzerinde farklı farklı girişimlerle farklı farklı belirimle olurlar.
|
|
810
|
|
|
|
Hücrenin yalıtım içerikleri kadar girişmesinin toplamı kadar etki sel duyum alışması, hücrenin kendi bilinci olmasıydı. Yine en az bu iç duyum kadar hücreyle az çok girişen çevrenin de hücrede yaptığı dış alışmalar da hücre bilinci, olmuştu. İşlevler, fiziki işlevi kadarla kendisinin bilinciydi. |
|
811
|
|
|
|
Bir uyarı sinyali geldiğinde denge durumu ters polarmalı duruma dönüşür. Yani bu kes dış zar gerilimi – polarmalı, iç zar gerilimi de + polarmalı olur. İlk durum + – yönlü polarite iken gönderilen sinyal impulusu ile zar gerilimi - + yönlü potansiyele dönüşür.
|
|
812
|
|
|
|
GDO'lu sahipliğin ikinci tür köleli sahipler anlaşmasını vermenin nizasını veren çekişmeler içinde yeni gemiye binmekle tufanda kurtulacak olup, kurtuluşlu olacaklar kimlerdi? Hiç kuşkunuz olmasın ki Mustafa Kemal, Saddam ve Kaddafi olmayacaktı. Irak, Libya, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerde demokratik yollardan iktidara gelip te işbirlikçi olmakla görevli olanlar, kurtulacak kişilerdi.
|
|
813
|
|
|
|
Özetleyelim. Siz bencil oluşla eylemlisiniz. Eyleminiz de kendi dışınızda çok büyük zorluklarla baş başadır. Siz bencillikle doğadaki sağlama yaptığınız şeylerle; kendi eylemleriniz arasına bu zorluklar nedeniyle; biz olan boşluk devinmesini; sonra da üreten ilişkilerinizi oluşmakla, alan salınımı üzerine inşasınız.
|
|
814
|
|
|
|
Üretim hareketi bu bağıl hareketlerle bir üretim işi olur. Bunun boşluk devinme kalıbı da toplumla, toplumun içindedir. Toplum, parçalı ön süreçlerle entegre olandı. Ön süreçler de son süreçlere gider. Toplum son süreçleri ile de; başlangıçtaki parçalı oluşun kendisidir.
|
|
815
|
|
|
|
Bu ortak tanır olana karşı ortak tanımaz olan en az iki tane ayrı ayrı takdir ve iradenin çarpışmasıydı. Kolektifi iliği söyleyen irade ile kolektifi iliğe karşı olan iradeydi. Karşıtına göre inşa ve düşünce olmakla bu tecelli El’in bir çokluk karşısında belirmesidir.
|
|
816
|
|
|
|
Sanayi toplumu içinde, yalnız biçimsel olarak köleliğe karşı olunuyordu. Köleliğe karşı oluş köleleri feodal ya da derebeyleri dediğimiz sürecin toprak köleliğinden kurtarıyordu. Ancak toprak köleleri bu kez de parça başına ücret gibi ucuz işçiliklerle sanayinin kölesi yapılıyordu. |
|
817
|
|
|
|
Özgecil bir davranışlar da kişimizi; kişimizin kendisini, kendi grubu için feda oluşa götürüyordu. Çünkü kişiler burada sen yoksan veya grup yoksa ben de yokum türünden algıları ortaya koyuyordu.
Kendisini feda etme tutumlu sonuç, özgecil oluş nedenleydi. Ağ ilişkisi içinde özgecil oluş, fedakâr olmaya, fedakâr olmanın bir sosyal duyuşu da köleci sistem içinde ana olmanın baskı ve basıncına neden olmuştu.
Bu baskı ve basıncı oluşan köleci etkili güzel sözlerden birisi de “ananın bastığı yavru ölmez” denişle olan söylemdi. Hâlbuki ki özgecil olucu fedakârlık, kolektif davranmanın sonucunda edinilen paydaşlı bir bilgi olmanın sonucuydu.
|
|
818
|
|
|
|
El manalı sosyal anlayış ta; “El’inizden başkasına kulluk etmeyin. Kulluğunuz, başka El kulluğu gibi olmasın” demekle totemi sosyal süreçlere benzer yansıma içindeydi. El mana anlayışı kendi kendisine yeterli kalmamayı; en fazla olukla yerine getiren düşünce olmakla düşünce fırtınası içine sokuluyordu. İttifakı gelişmişlik süreci kendi kendisine kalmak isteyen ön ittifaka üstün gelerek, ittifakı El süreçli düşünce oluşla öne çıkardı.
|
|
819
|
|
|
|
İşte bu kesim yerleri sürecinde el vermesiyle yani totem meslekli grupların totem meslekli bol ürün almalarının zorunlu temasları nedeniyle bu yerler bu zorunlulukla tapınak alanlar oluşuyla işlev eşecekti. Grup kişilerinden arındırılmış bu yerler grupların temas ettiği; grupların birbiri eşiğine geldiği güvenli buluşma yerlerine dönüşecekti. İlk tapınak ve kült yerleri ilk temasın izlerini taşır.
|
|
820
|
|
|
|
Dengesizlik zıddıyla denge oluştu. Zıddıyla denge oluş aşağının yukarı olması, yukarının da aşağı olma bağıntısıydı. Çekilen itilen bağıntısıydı, itilen çekilen bağıntısıydı. Yani birinin ittiği diğerinin çektiğiydi. Elektrik yükü gibi, büyük küçük gibi parçacıklar bütünden bağıntı olan kısımdılar. İşte hayat ta bundan ötürü vardı. Sınama yanıma bu akla düşen temadan ötürü vardı. Tüm mesele bu temaydı!
|
|