• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
881
|
|
|
|
Burada bir başka oyunun illüzyonlarıyla karşı karşıyayız. Aslan payı herkeste mota mot 0.111 olarak alınmaz. 0,50 ile 0,899 Aralığı içindeki değerlerle bu 100 birimlik aslan payı alınır. Kimin de 0.399 pay alınır, kiminde 0, 210; 0,300; 0,150 gibi bin bir tür dalavere ile muhtaçlığı göreceli yaparlar. En az aslan payı alınan da 0,111 pay alınır. Derece derece olan yoksulluğumuzla biz; bizden aşağıda olanlara bakıp, şükrederiz bizden yukarıda olanlara da imreniriz! Neyse yine konumuza geçelim
|
|
882
|
|
|
|
Mantık doğada vardı ve doğal sistemlerin entegresiyle bir işleyiş mantığıydı. İnsan bu yansımayı fark edip, buna uygun anlamaların soyutlama bilinci yapmakla mantıklı olmaktaydı. |
|
883
|
|
884
|
|
|
|
Gel titreşimli salınım üzerinde parçalanmakla git gele veya çekme itme ikili zıt karakterlere dönüşür. Böylece bambaşka bir var oluşun dünyasına adım atılır. Hiçbir oluşum hali ile geri bağlanımını oluşan tekillikteki tekilliğin temasını bulamayan oluşmalar, gelip geçici denge içinde olsalar da hep istikrarsız olmakla bu çelişkileri içinde dinamiktirler.
|
|
885
|
|
|
|
Kısaca sürekliliği ve bir çokluğu içinde insan yaşamı gibi bir duruma biz işte hayat budur dersek, hayat dediğimizin sentezi süreklilik içinde hiç te hayat olmadığını görürüz. Ya da hayat değil dediklerimizin de süreklilik içinde hem de vaz geçilmez bir hayat olduğunu görürüz. |
|
886
|
|
|
|
İhtiyaçlarını karşılama eğiliminde olan fakir ihtiyaçlarının çalışma nesnesini (enerji kaynağını)elinde tutanlara doğru çalışmak için eğimledir. Bu eğim kendisinde beliremeyene zenginliğe göre beliren fakirlikle aktiflikti. Bu aktiflik dıştaki zengine göre pasiflik olmakla sığınma ve teslimiyettir.
|
|
887
|
|
|
|
Bir zamanlar da El rızk sahiplerini gösterip; sizlerin mülk sahiplerine çalışmanızı hakkaniyet kılmıştı. Bu mütekabiliyet esasını bozmuştu. Mülk sahiplerine çalışma karşılığında alınan ücrette sizin "rızkınızdı". Şimdi de sistem aynı yolda gidiyordu. Özel mal, mülk, işletme ve üretim aracı sahipliğini size işsizlik olukla göstermekle sizi sömürüye razı ediyordu.
|
|
888
|
|
|
|
Kişilerin, El sahipliği üzerinde mal, mülk sahibi olması; geri bağlanım yasası olan som bencilliğimizin sahiplenmesi üzerinde kişisi bencilliğin karşılanma meşruiyetine çok uygundu. Buradaki çelişki şuydu. Bu sahiplik üzerinde herkes çalışsa, çalışırken kendisini paralasa da mal, mülk ve emek gücünün sahibi değildi.
|
|
889
|
|
|
|
Bir grup hareketi içinde grubun nüfusu kadarla tüketim olacakla üretim de bu tüketime göre firenle sınırlarına ulaşacaktır. Bu doygunluktur. Doygunluk noktalı belirme; hareketin sınırlı sonlu oluş eşiğine gelmesiyle, üretim hareketi bu sınırından daha fazla genişleyip; daha az durumlarını oluşamazdı. Buğdayını üretmediğiniz kunduranın üretilmesini de yaptıramazdınız. Kundura üretimi tam da buğday üretenlerin sayısı kadar tüketim olmakla sınırlı olur. Daha fazlasına kimse yorulmak istemez.
|
|
890
|
|
|
|
Filozofların, düşünürlerin tarih boyunca çok kafa yormuş olmasına ve düşünce olarak değişik kamplara ayrılmış olmalarına rağmen, bireyler de kendince bu sorulara cevaplar aramış -arıyor- ve bundan dolayıdır ki herkes kendince bir yaşam felsefesi oluşturuy |
|
891
|
|
|
|
Farklı kullanım ve farklı tüketim değeri olan ürünlerin karşılıklı takası da üretim hareketiydi. Böylece kolektif birim zamanlı olan kolektif artık zamanın üreten ilişkiye dönüşen yansıması; gruplar arasında da dolaşıma (tedavüle) çıkan yeni bir yansımaydı. Grup biriktirmiyor bir başka grup için değiştirilebilir emekleri üretiyordu. |
|
892
|
|
|
|
El nesnel gerçeklik olan algılar üzerinde kendisini eşletmektedir. O nesnel gerçekliğin algısını kendisini çağrışım yaptırmaktadır. Böylece El; soyut, öznel mana algılı ama somut olanla koşullu bir öğrenmedir.
|
|
893
|
|
|
|
Şimdi ittifakı girişme nedenle şimdiye kadar kendisine hayati derecede anlam olanlar önem değildi. Şimdiye kadar kendisine "hayati olan anlam"; "tanımın kendisi, tanım yapmanın merkezi" oldu. Bölge ve bölgedeki anlam kendisiyle özdeş "ben" olmuştu.
|
|
894
|
|
|
|
Bu çevre hayat için, hayat çevre için gibi kör bir anlayış ortaya konmamalıdır. Böyle bir şey yok. Bir değişme bir akış kendisinden sonrasından haberi yokken dahi çevresel koşullu belirme şartlarıyla kendisinden sonrasını belirler. |
|
895
|
|
|
|
Takas: zorunlu ihtiyaçların sağlanmasına karşılıktı. Takas edilenler farklı kullanım ve tüketim değeri olmasıyla, gruplar ekseninde üretiliyordu. Bu tür ürünler gruplar kullanımı için karşılıklı değiş tokuşla tapınak beyanlı mütekabiliyeti yükümlülüklerdi. Karşı grup için üretmenin taahhüdünden kaynaklı değiş tokuştu. Takas en az yedi bağlaşma ve bağıntıdan oluşur |
|
896
|
|
|
|
amansız mühür çıkagelmişse kader kapılarından, zamana sadece onu uygulamak düşer, ha şa! |
|
897
|
|
|
|
El mana anlayışı, ön ittifaka göre ön ittifaktan kopup ayrılmakla parça olan düşüncedir. Ama El mana anlayışı uygulamaya konacak olan kendi El süreçlerine göre de bütün olmanın kendisidir. Uygulaması içinde her biri ayrı ayrı olan El süreci de bütün olan El mana anlayışına göre, parça ve çoklu olan El süreci olmak demektir. El mana anlayışlı düşünce; ön ittifaktan kopmakla; kendisi de kendisi gibi parça düşünce şekline dönüşecekti. Böylece El mana anlayışı da tam bir kişi anlayışlı mana içerikli düşünceye dönüşecekti. Yani şimdiki deyimle kişi ilahı ya da kişi tanrısı; kişi rabbi olacaktı.
|
|
898
|
|
|
|
Köleci yapı ile birlikte kült merkezleri panteon olmaktan çıkmıştı. "El beyt" olmakla El'in evi, El'in tapınağıydı. Bel'in evi, hübelin tapınağıydı. |
|
899
|
|
|
|
Sistem dönmeye başlarken merkezle merkez arası alanda oluşan merkezkaç kuvveti nedenle element er yükler ve bağ enerjisi epey bir gerilir. Gerilme ekseni alan çevreyi eksen etrafında büker. Bükme eksenin alan çevresini merkeze doğru çekip sıkıştırmadır. Ağırlaşan sistemin merkezi, ağırlaşmanın bağ enerjili burgaçlarıyla döner. |
|
900
|
|
|
|
Doğada tüm süreçler tekil oluşla (yalıtımla) yola çıkıp tekil oluyordu. Çoğul oluşla yola çıkıp sentez ile tekil oluyordu. Bunlar birbirini doğuran, birbirine dönüşen; yansıma süreçler kesikli sürekliliği olmakla sürekliliktirler.
|
|