Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy |
|
||||||||||
|
Yüzlerce yıl önce yaşamış cahil insanlardı onlar. O putu kendi elleriyle yaptıklarını ise biliyorlardı. Kendimizin bile değil, bir başkasının yaptığı puta, üstelikte bu çağda, kitleler halinde taptığımızı düşünün birde. Bizim alnımız secdeye geldiğinde, uzaklarda birilerinin kahkahalar atıp, gülmekten karnına ağrılar girdiğini hayal edin. Sizi bilmem ama benim neşem kaçıyor, kendimi aptal gibi hissediyorum. İşte size de zaten, o yüzden söylüyorum; puta tapmayı bırak, tövbe et hey halkım..! Farkında değil misiniz; ülkenin ortasına diktikleri bu putu elleriyle yaptılar, elleriyle şekil veriyorlar. Durun artık; kıbleyi bırakıp, putun baktığı yöne çevirmeyin yüzünüzü. Deli olmayın..! Yağan yağmur, o putun yüzü suyu hürmetine değil. Bize bahşettiği nimetler için ona şükretmek anlamsız. Kaynaklarımızı teker teker satarak, biz alıyoruz onları. Aynı suda daha kaç kez yıkanacaksın..? Kaçıncı put bu kaderine hükmeden..? Pek yakında bunu da yıkıp, çıkan molozlarla kendi pisliklerini örtecekler. Her son, bir çok ayıbı örter aslında ve yeni başlangıçların kapısını açar. Bir yas ve nekahat dönemi sonrası, yeni bir put koyacaklar önüne. Secde etmeni isteyecekler. İnanma; O’nu da kendileri yaptılar. Sakın tapma o puta, isyan et hey halkım..! _______________ Tamam kestik, buraya kadar. Çünkü kelimelerin kifayetsiz kalacağını, biz eleştirdikçe puta daha çok sarılacağını biliyoruz. Şimdi, yukarıda anlatılmış olanları birkaç dakikalığına unutun. Mademki atomu parçalamak, bir önyargıyı parçalamaktan daha zor; bin yıl daha kendimize güldürmemek için, demek ki bir şok yaşamak gerekiyor. Bırakın kendinizi aldatmayı; sizin elinizde değil ipler. Ülkenin yeniden dizayn edilme vakti geldi. Ufkumuza bahşedilmiş nur büyük bir tehdit altında. Dış güçler putumuzu parçalamak istiyor..! Güç oyunu tehlikelidir. Tarih, o gücün kölesi olmuşların dramatik sonlarını anlatan bir anıtmezar gibidir. Yıkılmış bir anıtın molozları arasından değil, gücünün doruğuna ulaşmış bir mabudun karşısından sesleniyorum; her canlı tadacak ölümü. Hiçbir güç daim değil..! Güce giden yol politik bir beceri ve ayak oyunları gerektirir. Müşterek çıkarlar doğrultusunda, çeşitli güçlerle yapılan iş birlikleri, verilmiş sözler, bazen de kirli pazarlıklar üzerine oturur. Çıkarların çatışmaya başlaması ise, hiç beklenmedik büyüklükte yıkımlar getirebilir. Şu an ele geçirilen büyük güç, aslında güvenilir değil. Çünkü çıkarların çatışmaya başladığı yerdeyiz. Coğrafi konumumuzu da göz önüne aldığımızda, çatışmaların ucu her türlü ihtimale açık. İşte bu yüzden gücünün zirvesindeyken uyarıyorum; yıkacaklar hey halk..! Puta tapmayı bırak; tövbe et artık..! _______________ Mustafa YENER
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Yener, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |