..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Doğallık sahip olunan değil, kazanılması gereken bir erdemdir. -Cervantes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




5 Kasım 2022
El Felsefesi ve Tarihsel Yaratılış 12  
Bayram Kaya
El ‘e kulluk (vatandaşlık) üzerinde efendi köle eşitleri olmayı ittifak etmekten daha geçerli bir mülk sahibi tanın lığı ve kaderleri belirleyen rızk dağıtma tanımlığı icat edemezdiniz. Köleci sistem eskiyen yerine yeni sözcük üretiyordu. Mülk sahibini kutsayan tanıklıkta alan bir kez açılmıştı. Bu alan içinde kalmak koşuluyla hangi tür sözcükle ne yana koşarsanız koşun hep şırası çıkan olursunuz!


:CGB:
Dördüncü tarz yaratılışa göre köle boğaz tokluğuna çalışıp, efendisi için üreten ve emeği de efendisi tarafından meşruiyetle sömürülen kişiydi. Oysa mülk sahibi huzurlu, huzur hakkı olan kimselerdi. Huzuru amadeydi. Köle gibi huzursuzluk beylere, bey efendilere yakışmazdı!

Üreticiler başka tarz mülk sahibi olmayı meşru kılan tacirlerin ve ihracatçıların “ticaretin on da dokuzu kazançtır” deme meşruiyeti içinde kandırılıp sömürülürler. Yani aldatmanın onda dokuzu hileli kazançtı. Köleler, üreticiler efendi karşısında hiç bir hakkı olmayan ve efendi kapısında aradıkları rızıkları üzerinde aldatılan kişi modeliydiler.

Artık bakış açınız ve değer yargılarınız kolektif üreten, üretim ortakları girişmeli değildi. İtibar ve değer yargılarınız mülke ve mülk sahipliğine göre bir mülk ve mülk sahibi kutsamasıydı.

Mülkü ve mülk sahibini kutsayıcı bağlamla örneğin “servet düşmanı” gibi çok özlü ve veciz bir değer yargısına tabii bakış açısını, meşruiyet ile ortaya koyuyordunuz!” Gerçek nesnel ve inşacı temeller üzerinde meşru olamadığınız için insanlara böyle si sözlerle saldırıyordunuz!

Bu tarz sözlerin hiçbir geçerliliği yoktu. Serveti, servet yaratmıyordu. Bir bavul parayı odaya koyduğunuz zaman o bavul sabaha kadar iki bavul para olmuyordu. Serveti de servet sahibini de yaratan kolektif emekti. Servet düşmanı demekle kolektif emeği de yok ediyordunuz.

Mal, mülk kutsamalı sahip olucu ayrışmalarla ve isimlendirmeleriyle kişiler birbirinin eşit olamıyorsa, El 'e kulluk bağlamı içindeki bir köle efendisine eşit olmaz mıydı?

Olurdu hem de bal gibi olurdu. Hem de El ‘e kulluk etme yarışı içinde efendiye eşitler olmak demek, El ‘in mülk sahibi olmasını kabul etmek demekti. Ezmeyi, ezilmeyi ahit ilemedemekti. El ‘in kendi mülküm dediği kolektif birikimli zenginliği El ’in istediği gibi ihalelerle dağıtacak olma meşrulaşmasını kabul edip onaylamak demekti.

El ‘e kulluk (vatandaşlık) üzerinde efendi köle eşitleri olmayı ittifak etmekten daha geçerli bir mülk sahibi tanın lığı ve kaderleri belirleyen rızk dağıtma tanımlığı icat edemezdiniz. Köleci sistem eskiyen yerine yeni sözcük üretiyordu. Mülk sahibini kutsayan tanıklıkta alan bir kez açılmıştı. Bu alan içinde kalmak koşuluyla hangi tür sözcükle ne yana koşarsanız koşun hep şırası çıkan olursunuz!

Bu nedenle köleci mana içinde yeni anlamlı sözcüklerle köle ile efendi arasındaki çelişkilere karşı çelişki dirençlerini ortaya koyma şekli de oluşmuştu. Bu kes de köle dirençlerini haklı ya da meşru kılmak için efendi ile kendi arasına vatandaş gibi bir El mana anlayışı koymuştu.

Bu nedenle size hep vatandaş muamelesi yapılır. Köleci mantığın kendisi ile efendisi arasına koyduğu kul oluşta eşitlik gibi bir El mana anlayışı köleye iki bakımdan iyi geliyordu.

Bu mantığa göre efendi de bir kuldu. Efendi de El 'in kuluydu. Bu durumda El mülkü olan efendi olmaktan sıyrılmış insanların eşitliğini kulluk üzerinde gerçekleştiren bir bağlama dönüşmüştü.

Yani köle zannı efendiyi sözde kendisi gibi El' e kul yapmıştı. Bu zan köleye haz veriyordu. Köle, efendinin kulluğu ile kendi köleliğini eşitlemişti.

Oysa kullukta eşitlik fikri hesaba çekilme düşüncesinden doğuyordu. Kölenin efendiye soramadığı hesabı köle kullukta eşitleşme üzerinde efendiye soruyordu. Fakat efendi hayır ve hasa netlerle bu duvarı aştığı gibi kendi mülküne olacak tarizleri bu düşünce ile korkutacaktı.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölçü 2
Ölçü 1
Ölçü 4
Hemcinslerin Tarihi 11
Hemcinslerin Tarihi 14
Hemcinslerin Tarihi 4
Ölçü 3
Hemcinslerin Tarihi 6
Hemcinslerin Tarihi 12
Hemcinslerin Tarihi 13

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bildin mi? III [Şiir]
Ayrılık Nedir? [Şiir]
Bildin mi? [Şiir]
Bildin mi? II [Şiir]
Bülbülü Öldürmek [Şiir]
Hata Yapmak [Şiir]
Asuman [Şiir]
Ne Devletsun Ne Devletlu [Şiir]
Köle 2 [Şiir]
İçimizdeki Yabancı [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.