..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Din
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Elif ve Nun
Osman Akçay
Şiir > Tasavvuf

Kırağı düşmüş çiçekler nem kokar, Bilirsin. Dünya bana şuan, Mavi Marmara gemisini bekleyen, Duvarları nemli bir mahpushane; Gazze şeridinde. Ama ben, Rotamı Aşdod’a çevirmedim. Bandıramda Komorlar yazıyor diye, Ne sandın? Kalbimi yaran, Ürettiğin depremlerden sarsılmadım. Ardından oluşan tsunamiler, Okyanusların tuzlu sularını taşırsa da, Benekli sırtlanlarla kaplı karalara doğru. Yatağından taşmadı nehrim. Boranlar esip dur

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Deneme > Din
261 
 Kur’ân İslam’ı ve Geleneksel Din Anlayışının Çatışması: Doğru Anlayışa Giden Yol  (Rıdvan Kaya )

İslam, insana özgür bir irade tanıyan ve insanları zorlamadan, onları hakikate çağıran bir din olarak tanımlanır. Bakara Suresi 256. ayette açıkça ifade edildiği üzere, “Dinde zorlama yoktur. Şüphesiz, doğruluk sapıklıktan apaçık ayrılmıştır.” Bu ifade, İslam’ın dayatma ve baskıyla değil, akıl ve kalp yoluyla benimsenmesi gerektiğini ortaya koyar. Ancak modern zamanlarda, bu yaklaşımın yerini genellikle geleneksel din anlayışının dogmatik ve zorlayıcı tutumu almıştır. Bu durum, birçok insanın zihninde sorular ve kafa karışıklıkları yaratmıştır. Bugünün insanı, bilimsel ve felsefi akımlarla şekillenmiş bir zihin yapısına sahiptir.
262 
 Haram Nazar Hurafesi: Geleneksel Anlayışın Eleştirisi ve Kur’an’ın Mesajı  (Muhammed Rıdvan Kaya )

Günümüzde, "haram nazar" ya da "harama bakma" konusu, özellikle geleneksel anlayışlar ve dini yorumlar tarafından sıkça gündeme getirilmektedir. Bu kavram, genellikle karşı cinse bakmanın bir tür tahrik ve dolayısıyla zinaya yönlendiren bir eylem olarak değerlendirilmektedir. Ancak, Kur’an’a dayalı bir analiz yapıldığında, bu görüşün birçok eksiklik taşıdığı ve yanlış anlaşıldığı söylenebilir. Geleneksel yaklaşım, özellikle “karşı cinse bakmanın” şehvet uyandıracağı ve kişiyi zinaya yaklaştıracağı şeklinde bir görüşü benimsemektedir. Bu anlayışa göre, bir kişi sürekli olarak karşı cinse bakarsa, sonunda bu bakışlardan etkilenir ve zina gibi büyük bir günaha yol açar. Bu görüş, İsrâ Suresi 32. Ayeti’nin yalnızca bir kısmını dikkate alarak yapılan yorumlardan biridir: “Zinaya yaklaşmayın, gerçekten o, çirkin bir hayâsızlık ve kötü bir yoldur.” Ancak burada göz ardı edilen önemli bir nokta vardır: İsrâ Suresi, zinanın ne kadar kötü bir davranış olduğunu vurgularken, aynı zamanda bu tür kötülüklerin toplumda yayılmaması için alınması gereken tedbirleri de belirtmektedir. Sadece karşı cinse bakmanın haram kılınması gerektiğini savunmak, bu ayetin tamamıyla uyumsuz bir yoruma yol açmaktadır. Nûr Suresi 30. Ayet’te, “Mü'minlere söyle: ‘Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir.’” buyrulmaktadır. Bu ayet, özellikle müminlere harama bakmaktan kaçınmalarını ve genel anlamda tüm ahlaki sorumluluklarını yerine getirmelerini emretmektedir.
263 
 İman ve Müslümanlık: Gerçek İnanç ve Yaşam Arasındaki Bağlantı  (Muhammed Rıdvan Kaya )

İman, sadece dilde değil, kalpte ve bedende de somutlaşan bir olgudur. “Elhamdülillah Müslümanım” demek, insanı gerçek anlamda Müslüman yapmaz. İman, yalnızca bir kelimeyle ifade edilen bir inanç değildir; insanın kalbinde kökleşmiş, düşüncelerini ve eylemlerini yönlendiren bir güç olmalıdır. Müslümanlık, sadece bir iddia değil, yaşanarak ve bilinçli bir şekilde yerine getirilen bir yaşam tarzıdır. Kur’an’da, iman ve inancın sadece sözde değil, amellerde de görülmesi gerektiği vurgulanır. “İman ettik” demek, yalnızca bir başlangıçtır. İman, insanın kalbinde yer edindikçe, bu inanç kendini hayatına yansıtır. Gerçek Müslüman, imanını yaşamına aktarabilen, İslam’ı sadece bir öğreti olarak değil, bir yaşam biçimi olarak benimseyendir. Yaşanan bir hayat ve gösterilen çabalar, kişinin imanını gösteren delillerdir. Her insan, imanını sadece dilinden değil, davranışlarından, tutumlarından ve kararlarından gösterebilir.
264 
 Din ve Toplum Üzerindeki Etkileri: Kur’an’ın Perspektifi  (Muhammed Rıdvan Kaya )

Tarih boyunca, zalim yöneticiler ve menfaat odaklı kişiler, dini bir baskı ve manipülasyon aracı olarak kullanmışlardır. Emevîler döneminden itibaren İslam toplumunda buna benzer bir anlayış ortaya çıkmıştır. Halkı baskı altında tutmak için kader ve itaat kavramları çarpıtılmış, zulme boyun eğmenin Allah’a teslimiyet olduğu öğretilmiştir. Bu anlayış Kur’an’ın özünden tamamen uzak bir yaklaşımdır. Kur’an’da ise, insanları zulme karşı direnmeye teşvik eden bir mesaj vardır:
265 
 Engellenen ve Engelleyenler  (Muhammed Rıdvan Kaya )

Kur’an-ı Kerim, insanları hakikate çağıran, onların doğru yola erişmesi için ilahi rehberlik sunan bir kitaptır. Ancak her çağrıya muhatap olanlar arasında farklı tepkiler oluşur. Bu bağlamda, Alak Suresi’nin 10. ayetinde yer alan “Engellemekte olanı gördün mü?” sorusu, insanların hakikati kabul etme veya engelleme süreçlerine dair derin bir düşünce alanı açar. Alak Suresi 10. ayetinde yer alan “salât” kelimesi, geleneksel çevirilerde genellikle “namaz” olarak yorumlanır. Oysa Arapçada salât kelimesinin birçok anlamı bulunmaktadır. Bu anlamlar arasında dua etmek, destek vermek, yardım etmek ve bir topluluğu bir araya getirmek gibi çeşitli bağlamlar yer alır. Kur’an’daki kullanımlarında her zaman “namaz” anlamında gelmediği açıktır. Bu nedenle, metni anlamlandırırken bağlama uygun bir analiz yapmak gereklidir. Burada salât, yalnızca bireysel bir ibadet biçimi değil, aynı zamanda bir topluluğun dirliğine ve hakikate olan desteğine işaret eden bir kavram olarak değerlendirilebilir. Bu destek, kimi zaman fiziksel engellemelerle, kimi zaman da manevi baskılarla kesintiye uğratılmaya çalışılabilir. Kur’an-ı Kerim, hakikati tebliğ eden, iyiye yönlendiren ve insanları kurtuluşa davet edenlerin çeşitli engellerle karşılaşacağını vurgular. Alak Suresi’nin 10. ayeti, salâtı koruyan, destekleyen ya da bu yolda çaba gösteren bir kişinin engellenmesine dikkat çeker. Hakikatin engellenmesi sadece bireylerin değil, toplumların da yozlaşmasına neden olur. Engelleyenleri fark edememek, onların yöntemlerini ve niyetlerini anlamamak, çoğu zaman hakikate zarar verenlerin başarılarına yol açar. Kur’an, insanların manevi körlük ve sağırlık durumuna sık sık dikkat çeker:
266 
 Halüsinasyon ve Dini İnançlardaki Sapmalar  (Muhammed Rıdvan Kaya )

İnsanlık tarihi boyunca metafizik ve gayb âlemi, insan zihnini en çok meşgul eden konuların başında gelmiştir. Ancak bu alan hakkında bilgi sahibi olmadan yapılan yorumlar, hem dinî hem de akılcı yaklaşımlar açısından sakıncalıdır. Özellikle müşrik ve münafık zihniyetin metafizik âleme dair çeşitli iddiaları, gerçek bilgi yerine zan ve varsayımlara dayanır. Bu durum, İslam'ın kesin olarak reddettiği bir düşünce biçimidir. Kur’an-ı Kerim’de bu tür iddiaların batıl olduğu, insanları hak yoldan saptırdığı açıkça belirtilmiştir.
267 
 Akıl Kullanmanın Önemi ve İnsan Hayatındaki Etkisi  (Muhammed Rıdvan Kaya )

İnsanlar, akıl yeteneği ile diğer canlılardan ayrılır. Akıl, insanı sıradanlıktan kurtararak onu üstün özelliklere sahip bir varlık haline getirir. Ancak bu yetenek, doğuştan getirilen bir özellik gibi algılanmamalıdır. Akıl, geliştirilmeye ve kullanılmaya ihtiyaç duyar. Bu noktada, aklı aktif bir şekilde kullanmak ile akıl sahibi insanları sadece taklit etmek arasındaki fark oldukça büyüktür.
268 
 Şirk ve Taklitçilik: Kültürel ve Manevi Çöküşün Simgesi  (Rıdvan Kaya )

Kuran'da yer alan "İsrailoğullarını denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilen bir topluluğa rastladılar. Musa'ya dediler ki: 'Ey Musa, onların ilahları (var; onların ki) gibi, sen de bize bir ilah yap.' O: 'Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz'" (A’râf, 7:138) ayeti, insanın kendi aklını ve kültürünü taklitçi bir şekilde Allah’tan ve vahiyden uzaklaştırarak putlara tapma yolunda nasıl bir çöküş yaşadığını gösterir. Şirk, aklı karartır, insanın özgün düşünme yetisini kaybetmesine yol açar. Birey, aklını ve düşünce sistemini yitirdiğinde sıradanlaşır, anlam kaybına uğrar ve kültürel olarak yozlaşır. Vahyin dışındaki her şey, insanı derin bir körlüğe ve taklitçiliğe iter. Bu durum, insanın kültürüne ve medeniyetine dair orijinal fikirler üretme kapasitesini de yok eder. Şirk, insanın kendi içsel benliğini, değerlerini ve inancını kaybetmesidir. Şirk içinde olan insanlar, aslında kendi kültürel değerlerine tapar hale gelirler. Allah’a inanmayan ve vahyi referans alarak hareket etmeyenler, başka medeniyetlerin izinden gitmeye başlarlar. Kuran'da, "Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz" (A’râf, 7:138) ayetiyle dikkat çekilen bu durum, insanların kendi inanç ve kültürleri yerine başkalarını taklit etme hastalığına yakalandığını gösterir. Mısır medeniyetine tapınanlar, yeni bir değerler sistemiyle karşılaştıklarında onu da tapınılacak bir ilah olarak kabul etmişlerdir. Bu taklitçi düşünce, onların özgünlükten uzaklaşmalarına yol açmıştır.
269 
 Namaz Vakitlerinin Belirlenmesi: Kur'an'a ve Astronomik Hesaplamalara Dayalı Bir Yaklaşım  (Rıdvan Kaya )

Öncelikle, lise coğrafya dersinden Güneş’in ufuk düzlemindeki konumunu ve bu konumun nasıl değiştiğini hatırlayalım. Ufuk düzlemi üzerinde, Güneş’in yüksekliği ile ilgili açıları belirlemek, yerel saat hakkında bilgi sahibi olmamıza yardımcı olur. Kağıt üzerinde çizilen ufuk düzleminde sağ taraf her zaman doğuyu yani Güneş’in doğduğu yönü, sol taraf ise batıyı yani Güneş’in battığı yönü gösterir. Güneş, doğuşundan öğle vaktine kadar ufuk düzleminde yükselir, öğleden sonra ise alçalmaya başlar. Güneş’in gün içinde ufuk düzleminde en yüksek noktaya ulaştığı an, öğle vaktidir ve bu da günün tam ortasına denk gelir. Eğer gündüz süresi biliniyorsa, öğle vaktine göre ikiye bölünerek Güneş’in doğduğu ve battığı saatler hesaplanabilir. Ufuk düzlemi ile ilgili sorularda, gündüz süresi ve Güneş’in ufuk düzlemindeki açıları biliniyorsa, yerel saat hesaplamak mümkündür. Şimdi, Meteoroloji Genel Müdürlüğü web sitesinden Aydın ilinin gün doğumu ve batım saatlerini öğrenip, ardından Aydın’a ait öğle namazı saatini hesaplayabiliriz.
270 
 Çocuk Yaşta Evlilik: İslam Perspektifinden Bir Değerlendirme  (Rıdvan Kaya )

Evlilik neslin devamını sağlayan önemli bir toplumsal müessese olmasının yanı sıra bireylerin ahiret yolculuğunda birbirlerine destek oldukları bir birliktelik olarak da değerlendirilir. Ancak İslam dininde çocuk yaşta evlilik bulunduğuna dair iddialar Kur’an-ı Kerim’in açık hükümleriyle örtüşmemekte ve genellikle yanlış anlamalar ya da yanlış çevirilerden kaynaklanmaktadır. Bu yazıda İslam’ın çocuk yaşta evlilik konusundaki gerçek duruşunu anlamak adına Kur’an-ı Kerim ayetleri ve Hz. Aişe’nin yaşı gibi meseleleri ele alacağız.
271 
 İslam'da Recm ve Tartışmaları  (Rıdvan Kaya )

İslam, adaletin temel alındığı, insan haklarının korunduğu bir din olarak tanımlanır. İslam hukukunun en önemli kaynağı olan Kur'an, insanlar için yol gösterici bir rehberdir. Ancak, tarih boyunca İslam'da recm (zina eden evli kişilerin taşlanarak öldürülmesi) cezası konusu tartışmalara neden olmuştur. Kur’an, İslam’ın temel kaynağıdır ve onun eksiksizliği, korunmuşluğu, Allah tarafından indirildiği gibi muhafaza edildiği, Müslümanların inancının temel taşlarından biridir. Bu bağlamda, recm (zina eden evli kişilerin taşlanarak öldürülmesi) hükmünün Kur’an’da bulunup bulunmadığı ve Buhari gibi hadis kaynaklarında bu hükme dair rivayetlerin tartışılması son derece önemlidir. Bu makalede, recmin İslam’daki yeri, Kur'an'daki hükümler, hadislerdeki rivayetler ve İslam’ın temel prensipleri doğrultusunda ele alınacaktır.
272 
 Kur'ân'da Kadın Hakları, Hurafeler ve Rivayet Kültürü Üzerine  (Rıdvan Kaya )

Kur'ân, kadının konumunu ve haklarını sadece bir birey veya topluluk için değil, evrensel ahlak ilkeleri çerçevesinde ele alır. Bu bağlamda, Nur Suresi’nin zina iftirasıyla ilgili ayetleri, kadına yönelik ataerkil ve gelenekçi baskıların tarihsel ve kültürel temellerini sorgulayan bir perspektif sunar. Ancak bu ayetler, genellikle yanlış yorumlanarak, rivayet kültürünün etkisiyle tarihsel olaylara indirgenmiştir. Bu durum, hem Kur'ân'ın özünden hem de İslam'ın evrensel ahlak ilkelerinden uzaklaşmaya neden olmuştur.
273 
 Seyyidlik ve İslam: Kur'an Işığında Bir Değerlendirme  (Muhammed Rıdvan Kaya )

İslam, tüm insanlığı eşit bir zeminde ele alır ve insanlar arasında üstünlük ölçüsünü yalnızca takva, yani Allah’a karşı duyulan derin saygı ve bilinç üzerinden değerlendirir. Hucurât Suresi’nin 13. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: "Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır." Bu ayet, insanlık arasında yaratılıştan gelen bir üstünlük bulunmadığını açıkça ifade ederken, tarihsel ve kültürel olarak Müslüman toplumlarında seyyidlik gibi kavramların ön plana çıkması dikkat çekicidir.
274 
 Muharrem Orucu ve İslam Birliği: Gelenekçilik ve Farzların Terk Edilmesi Üzerine Bir Değerlendirme  (Muhammed Rıdvan Kaya )

İslam, bireysel ve toplumsal hayatı düzenleyen, insanlığın kurtuluşunu amaçlayan bir dindir. Bu bağlamda, Allah’ın emirlerine uymak, O’nun belirlediği sınırlar içinde yaşamak, farzları yerine getirmek müminlerin sorumluluğundadır. Ancak son yıllarda, İslam toplumlarında, özellikle bazı geleneksel yaklaşımlar, farzlardan ziyade sünnetlere odaklanmayı ve bazen bu sünnetleri abartmayı beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda, Muharrem orucunun önemi ve bunun etrafında dönen tartışmalar, gelenekçiliğin İslam’ın özünden ne kadar uzaklaştığının bir örneğini sunmaktadır.
275 
 Tartışmacı Ahlak ve Cehennemin Sonsuz Azabı Üzerine Bir Değerlendirme  (Muhammed Rıdvan Kaya )

İslam'da ahlak, insanın hem dünya hem de ahiret hayatında huzur ve mutluluğunu sağlayacak en önemli kavramlardan biridir. Müslümanların birbirlerine karşı olan tutumları, davranışları ve üslupları, ahiretteki karşılıklarını doğrudan etkileyen birer faktördür. Ancak günümüzde bazı kimseler, müminlerin birbirlerine karşı gösterdiği samimiyetin ve hoşgörünün tersine, tartışmacı bir üslupla yaklaşmayı tercih edebilmektedirler. Bu tür bir davranışın hem dünya hayatında hem de ahirette büyük sonuçlar doğuracağı, İslam’ın öğretileri doğrultusunda açıkça belirtilmiştir. Kuran’da, tartışmacı bir ahlak sergileyen kişilerin, cehennemin sürekli olarak birbirleriyle tartışan insanlarla dolu olduğunu unutmamaları gerektiği ifade edilmiştir. Cehennem ehli, sürekli bir huzursuzluk içerisinde, birbirleriyle çekişerek azap çekmektedir.
276 
 Allah Sevgisi: Kalpten Gelen Derin Bir Bağ  (Muhammed Rıdvan Kaya )

Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınarak ve Rahman ile Rahim olan Allah’ın adıyla başlamak, her müminin hayatında yön verici bir başlangıçtır. İman edenlerin en büyük arzularından biri, Nebimiz Muhammed, diğer elçiler ve Kuran'da bahsedilen salih müminler gibi Allah’a duydukları sevgiyi kalplerinde güçlü bir şekilde hissetmektir. Bu derin sevgi, halis bir iman ve samimi dualar aracılığıyla elde edilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, Allah sevgisini kalplere ilham edecek ve onu daim kılacak olan yalnızca Yüce Allah’tır. Her şeyin kaynağında Allah sevgisi yer almalıdır. Sevgi duyulan her şey, Allah’ı anmak için bir vesiledir. Kainatı yoktan var eden Yüce Allah, insanlara hoş gelen güzellikleri ve detayları, onları Kendisi’ni anmaları için yaratmıştır. Örneğin, küçücük bir muhabbet kuşunda bile insanın dikkatini çeken birçok detay bulunmaktadır.
277 
 İmtihan ve Aşk: Hayatın Gerçek Manası  (Muhammed Rıdvan Kaya )

İnsan hayatı, bir dizi imtihanla şekillenir. Bu imtihanlar, insanın ruhunu olgunlaştırmak, içindeki eksiklikleri gidermek ve Allah’a yaklaşmak için birer fırsattır. Her birey, hayatında karşılaştığı zorluklar ve olaylarla bu dünyada imtihan edilir. Bu imtihanlar, ilk bakışta olumsuz gibi görünse de, aslında ardında büyük hayırları ve hikmetleri barındıran sırlar saklıdır.
278 
 Allah’a Yalnızlık Yakıştırmak ve Evliliğin Manevi Boyutu  (Muhammed Rıdvan Kaya )

İnsanlar, hayatları boyunca birçok ideoloji ve inançla şekillenir. Bu şekillenme, bazen batıl inançlar ve yanlış anlayışlarla da pekişebilir. Bazı insanlar, evliliğin doğru bir şey olduğunu düşündüklerinden, buna delil olarak yanlış inançları gösterebiliyorlar. Örneğin, Allah’ın yalnız olduğunu iddia etmek, yalnızlığın O'na atfedilmesi, doğru bir yaklaşım değildir. Gerçekten de, Allah’a yalnızlık yakıştırmak, evliliği ya da insanın yalnızlık anlayışını bu şekilde değerlendirmek, pek çok yanılgıya yol açabilir.
279 
 Nebiler de Allah’ın Kuludur: Şirk ve Tevhid Üzerine Bir İnceleme  (Muhammed Rıdvan Kaya )

İnsanoğlunun tarih boyunca en büyük hatalarından biri, Allah’a olan imanını zayıflatıp, O’nun yüceliğini bir beşer üzerinden tanımlama çabasıdır. İlahi vahiylerle gönderilmiş resuller, Allah’ın birliğini ve varlığını tebliğ eden insanlardır; ancak insanlar bu elçilere olağanüstü sıfatlar yükleyerek onları ilahlaştırma eğiliminde bulunmuşlardır. Bu makalede, Hristiyan ve İslam gelenekçiliği üzerinden bu eğilim ve tevhid inancı arasındaki çelişkiler ele alınacaktır. Hristiyan geleneğinde, Nebimiz İsa’ya yüklenen “Rab” sıfatı, ilah yerine konulmasının açık bir örneğidir.
280 
 İslâmî Hakikatin Şahitliği ve Tepkisizlik İmtihanı  (Muhammed Rıdvan Kaya )

Bugün, insanlığın içindeki sessizlik, tepkisizlik ve kayıtsızlık meselesi, İslâmî bir perspektifle ele alınması gereken en büyük sorunlardan biridir. Hak ile batılın birbirine karıştırıldığı, zulüm ve adaletsizliğin sıradanlaştığı bu çağda, iman sahibi bir Müslümanın zulme ve inkâra karşı tepkisiz kalması düşünülemez. Ancak ne yazık ki, birçok kişi, cehalet ve dünyevîleşme sebebiyle zulme seyirci kalmakta ve hakikatin yanında yer almamaktadır.

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 
31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51  Sonraki Sayfa




son eklenenler

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.