• İzEdebiyat > Deneme > Din |
801
|
|
|
|
Biz neden emrolunduğumuzu yapamıyoruz? Nefsimiz yüzünden mi?
Nefis üç köşeli diken, ne türlü koysak batıyor. Bizden çalıyor, bizden yiyor ama hiç doymuyor; lanet olsun ona!..
|
|
802
|
|
|
|
Medeniyetler ancak merhametle yaşanabilir hale gelebilir. Toplumun bireyleri kendi nefislerinde bu şuurla yaşamalıdırlar ki toplum huzur bulsun. Merhamet olmadığında yaşanacak olan zulümdür; kargaşa, kan ve gözyaşıdır. Bugün güvenini ve yaşama sevincini yitirmiş insanların baskı ve zulüm altında yaşam sürmeleri de hep bu merhametsizlik nedeniyledir.
|
|
803
|
|
|
|
Allah’a dönecek olan –bazen bir bakteriden bile daha aciz- varlıklarız, dünyada yapıp ettiklerimizden ve Allah’ın sonsuz rahmetiyle bahşettiği tükenmeyen nimetlerden sorguya çekileceğiz. Bu kesinlikle unutmamamız gereken en önemli gerçektir…
|
|
804
|
|
|
|
İnsanların normal şartlar altında yapmakta aciz kaldıkları, ancak Allah tarafından peygamberlere yaptırılabilen harikulâde hadiselere “mucize” diyoruz. Hemen her peygamberin kendine mahsus mucizeleri vardır. Peygamberler zamanında halkın, gönderilen dine inanması için bu gibi olağanüstü olaylara gerek duyuluyordu. Mucize görmeden inanmıyordu bazı müşrikler… Gerçi mucize görenler de eski inançlarından kolay kolay vazgeçemiyorlardı. Fakat bazıları mucizeler karşısında hayretlerini gizleyemeyerek Hakk’a teslim oluyorlardı. Tarihteki büyük mucizeden biri de Hz. Muhammed(sav)’in Mirac’ıdır.
|
|
805
|
|
|
|
Her şeyin Allah’ın kontrolünde olduğunu bilen mümin, bedenini ve ruhunu Allah’a emanet eder. Rabb’ini vekil tutarak tevekkülü yaşayan mümin, hem cesur, hem de oldukça rahattır. |
|
806
|
|
|
|
Ramazanın gelişiyle beraber İslam coğrafyası birlik ve beraberlik ruhuyla yeniden hayat kazandı. Tabir caizse hayata hayat geldi. İslam dünya gündemine oturdu. Müslümanlar kış uykusundan uyandı. Nadasa bırakılan ruhlar, ekime hazır hâle getirildi. Oysa bir aylık ibadet bizi Cennete ulaştırmak, Cehennem ateşinden korumak için kâfi değildir. Müslüman yılın 365 günü Allah’la beraber olmalıdır. İbadetleri Ramazana sıkıştırmak kendimizi aldatmanın bir başka sinsi yoludur. Müslüman’ın bir gününün nasıl geçeceği Kur’an’da ve hadislerde belirtilmiştir. Hayatımızı bu doğrultuda şekillendirmeliyiz.
|
|
807
|
|
|
|
Sabah kalktığınız ve banyoya gidip aynaya baktığınızda, ölüm hali gibi bir uykudan sonra yeniden canlanan ve tüm yaşamsal faaliyetlerini sürdürmeye devam eden bedeninizi görürsünüz. Bedeniniz yaklaşık 100 trilyon hücreden oluşan, içerisinde yüzlerce karmaşık işlem meydana gelen simetrik ve estetik yapısıyla dünkünden farklı olmayan haliyle karşınızdadır.
|
|
808
|
|
|
|
Ancak Müslümanların bir kesiminin Allah aşkından söz ettiğini duyuyor musunuz? İnternette sitelerinde ve sayfalarında yazdıkları yazılarda ve yorumlarda tek kelime Allah sevgisinden, Allah aşkından bahsettiklerini görüyor musunuz?
|
|
809
|
|
|
|
İnsanın nefes almasını, kalbinin atmasını sağlayan Yüce Allah, bunları bir an bile unutmuyorken- ki Yüce Allah ‘Hafız’dır, asla hiçbir şeyi unutmaz-, samimi inanan insanların da O’nu anmayı unutmaması gerekir. |
|
810
|
|
|
|
Dünya hayatı sınırlı bir zaman dilimini içerir. Gelişimiz ve gidişimiz mutlak yaratıcının tasarrufundadır. Hayatın ne zaman sonlanacağını hangimiz kestirebiliriz ki?... Böyle bir bilgi ve sezgi hiçbir kula verilmemiştir. O, gaybi bilgiler arasındadır, gaybı da ancak ve ancak Allah bilir. Sayılı nefeslerimizin ne zaman tükeneceğini kestiremediğimiz için hadiste de belirtildiği üzere ‘Yarın ölecekmiş gibi ahiret için, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışmalıyız.’ Aksi halde ebedî dünyamızı karartmış oluruz.
|
|
811
|
|
|
|
Ramazan ayının kıymetli oluşunun en önemli sebeplerinden birisi de içinde bin aydan daha hayırlı kabul edilen Kadir gecesinin bulunmasıdır. Onun içindir ki Müslümanlar Kadir gecesini bütün belirli zamanlardan daha üstün ve kıymetli tutmuşlardır. Fakat Rabbimiz Kadir gecesini ramazanın içinde gizlemiştir. Yani ramazanın kaçıncı gecesinin Kadir gecesi olduğu bilinmemektedir. Bunda sayısız hikmetler mevcuttur. Öncelikle bu geceyi ihya etmek isteyen kişiler ramazanın her gecesini kadir bilip ona göre her geceyi ibadetle ve taatle geçirecektir. Atalarımızın “Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bil” sözü bu gerçeği teslim etmektedir. Biz Müslümanlar da bu hikmetli sözün gereğini yerine getirmek için ramazan gecelerinin içini manevi feyiz ve bereketle dolduracağız. Her geceyi Kadir gecesi farz edeceğiz.
|
|
812
|
|
|
|
Toplumda büyük kitlelerce tanınan, belli yer edinmiş insanların kimi zaman değişik davranışlarına tanık oluruz. Para kazanma ve şöhret hırsının takdirle karşılandığı, maddiyatın ön planda olduğu ortamlarda yaşayan bu kişiler, özellikle inanç konusunda birbirlerinden farklı tavırlar sergilerler. |
|
813
|
|
|
|
Zamanın hızla ilerlediğini farkedebilmek için şöyle geriye dönüp bakalım. Uzun yıllar geçmesine rağmen herşey sanki dün yaşanmış gibi gelir insana. Çocukluk yılları, okul heyecanı, evlilik ya da hayatımızın dönüm noktası olan diğer olaylar.. Hepsinin üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen herşey yeni gibidir hafızamızda..
|
|
814
|
|
|
|
Birçok insan Allah’ın sınırları içinde yaşamadığı, O’nun rızasını gözetmediği halde "iyi bir insan" olduğunu, kimsenin kötülüğünü istemediğini ve kötülük yapmadığını, bu nedenle de cennete gireceğini düşünür. Bunlar kuşkusuz güzel ahlak özellikleridir ancak Kur’an’daki gerçek iyilik kavramı yalnızca bu özelliklerle sınırlı değildir. İyilik, zaman zaman ya da kişi istediğinde yapılan bir eylem değil, bir ibadettir |
|
815
|
|
|
|
"Benden bir parça" dediği Fatıma’sı doğduğunda, her kız çocuk doğduğunda karalara bürünen dönemin şirk geleneğine karşı durur, toplumun putlarını kırar ve şöyle der: "Bir çiçektir O; ki ben koklarım, Allah rızkını verir." (İbn Abdrabbih, 2/438) |
|
816
|
|
|
|
Kuran ahlakından uzak olan insanlar hayatlarını cahiliye toplumunun kurallarına göre yaşarlar. Bu yaşam tarzına öylesine kapılırlar ki, içinde bulundukları şeytani sistemin verdiği zararın farkına bile varamazlar.
|
|
817
|
|
|
|
Dini Kur’an ve sünnet çizgisi dışında hurafelerle yorumlayan kişiler, kendi ruhlarındaki karanlığı ve şirk düşüncesini Kur’an’a ve Peygamberimizin hadislerine uygulamaya çalışırlar. Din, gerici ve tutucu bir üslup ile tanıtılamaz. Bilim ve sanat dışarıda bırakılarak, baskıyla dini tanıtmak konuyu açmaza götürür.
|
|
818
|
|
|
|
Birbirleri için ilaç gibidirler; hava su gibi birbirleri için gereklidirler. Bilim ve ilim, verdikleri fikir mücadelesinde kılıçlarıdır; birbirleri için ise koruyucu kalkandırlar. Birbirlerine güzel ahlâkı hatırlatır, Kur’an’la öğüt verirler. |
|
819
|
|
|
|
Birçok insan Allah’a dönüp yönelmek yerine, ‘şans ya da tesadüf’ gibi kavramların sayesinde işlerinde başarı kazanacaklarını zannederler. Bunun için de birbirlerine “iyi şanslar“ diler, bazı olayları “tesadüfen” yaşarlar. Bir başka yardımcıları da ‘uğurlu sayıları’ ve ‘uğurlu giysileri’dir. Allah’ın üstün gücünü ve kudretini kavrayamayan bu kişiler, bu gibi kavramlardan ya da nesnelerden yardım beklerler. .. |
|
820
|
|
|
|
Etrafa çok samimi ve akılcı bakmalıyız. Allah her şeyi görür; insanlar görmüyorsa da Allah görür. İnsanların görmediği yerde de Allah’tan korkmak çok önemlidir. Bu yüzden vicdanımızı sürekli diri tutmalıyız. |
|