Günümüzde, "haram nazar" ya da "harama bakma" konusu, özellikle geleneksel anlayışlar ve dini yorumlar tarafından sıkça gündeme getirilmektedir. Bu kavram, genellikle karşı cinse bakmanın bir tür tahrik ve dolayısıyla zinaya yönlendiren bir eylem olarak değerlendirilmektedir. Ancak, Kur’an’a dayalı bir analiz yapıldığında, bu görüşün birçok eksiklik taşıdığı ve yanlış anlaşıldığı söylenebilir. Geleneksel yaklaşım, özellikle “karşı cinse bakmanın” şehvet uyandıracağı ve kişiyi zinaya yaklaştıracağı şeklinde bir görüşü benimsemektedir. Bu anlayışa göre, bir kişi sürekli olarak karşı cinse bakarsa, sonunda bu bakışlardan etkilenir ve zina gibi büyük bir günaha yol açar. Bu görüş, İsrâ Suresi 32. Ayeti’nin yalnızca bir kısmını dikkate alarak yapılan yorumlardan biridir: “Zinaya yaklaşmayın, gerçekten o, çirkin bir hayâsızlık ve kötü bir yoldur.” Ancak burada göz ardı edilen önemli bir nokta vardır: İsrâ Suresi, zinanın ne kadar kötü bir davranış olduğunu vurgularken, aynı zamanda bu tür kötülüklerin toplumda yayılmaması için alınması gereken tedbirleri de belirtmektedir. Sadece karşı cinse bakmanın haram kılınması gerektiğini savunmak, bu ayetin tamamıyla uyumsuz bir yoruma yol açmaktadır. Nûr Suresi 30. Ayet’te, “Mü'minlere söyle: ‘Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir.’” buyrulmaktadır. Bu ayet, özellikle müminlere harama bakmaktan kaçınmalarını ve genel anlamda tüm ahlaki sorumluluklarını yerine getirmelerini emretmektedir. Ancak, bu ayet de yalnızca bakmakla ilgili bir yasak getirmemekte, daha geniş bir çerçevede haramdan uzak durmayı öğütlemektedir. Buradaki "harama bakmaktan kaçınmak" ifadesi, hem gözlerin hem de düşüncelerin harama yönelmesinin engellenmesi gerektiğini ima etmektedir. Kadın ve erkeğin birbirine bakmasını yasaklayan bir hüküm bulunmamaktadır. Aynı mantıkla, başka her türlü harama bakmak da bu kapsama girer. Örneğin, şarap, uyuşturucu ya da diğer zararlı şeyler de haramdır, fakat onlara bakmakla ilgili ayrı bir yasak bulunmamaktadır. Buradan, karşı cinsin bakılmasının haram olduğuna dair bir hüküm çıkarılamaz. Ayetlerin ışığında, Nebî Muhammed’in kadınlara bakması meselesi de ele alınmalıdır. Ahzâb Suresi 52. Ayet’te, “Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile sana helal olmaz...” denir. Bu ayette, Nebî Muhammed’in kadınlara bakmasına ve güzellikleri hakkında yorum yapmasına engel olacak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. İslam, Nebî’nin bakışlarına özel bir muamele yapmaz, fakat onun örnekliğinden yola çıkarak ümmetine genel bir ahlaki çizgi belirler. Bu nedenle, Nebî’nin kadınların güzelliğine dair düşüncelerini dile getirmesi, bakmanın haram olduğu anlamına gelmez. Haram nazar hurafesi, zamanla toplumda oluşmuş yanlış anlamalar ve yanlış dini yorumlarla şekillenmiştir. Kur’an, sadece bakmakla ilgili değil, aynı zamanda toplumsal düzenin ve bireysel ahlaki sorumlulukların önemini vurgulamaktadır. Zinaya karşı alınacak önlemler, sadece bakışların kontrol edilmesiyle sınırlı değildir; toplumsal ahlaksızlık ve kötülüklere karşı daha geniş önlemler almayı gerektirir. Bu anlamda, harama bakmaktan kaçınmanın ötesinde, toplumu kötülüklerden koruyacak tedbirlerin alınması gerekmektedir. Özetle, haram nazar anlayışının, Kur’an’ın tüm bağlamı göz önünde bulundurularak ele alınması ve doğru şekilde yorumlanması gerekmektedir. Harama bakmamak, tüm ahlaki sorumluluklarla birlikte ele alınmalı ve sadece karşı cinse bakmakla sınırlı tutulmamalıdır.