..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Muhammed Rıdvan Kaya




26 Aralık 2024
Engellenen ve Engelleyenler  
Muhammed Rıdvan Kaya
Kur’an-ı Kerim, insanları hakikate çağıran, onların doğru yola erişmesi için ilahi rehberlik sunan bir kitaptır. Ancak her çağrıya muhatap olanlar arasında farklı tepkiler oluşur. Bu bağlamda, Alak Suresi’nin 10. ayetinde yer alan “Engellemekte olanı gördün mü?” sorusu, insanların hakikati kabul etme veya engelleme süreçlerine dair derin bir düşünce alanı açar. Alak Suresi 10. ayetinde yer alan “salât” kelimesi, geleneksel çevirilerde genellikle “namaz” olarak yorumlanır. Oysa Arapçada salât kelimesinin birçok anlamı bulunmaktadır. Bu anlamlar arasında dua etmek, destek vermek, yardım etmek ve bir topluluğu bir araya getirmek gibi çeşitli bağlamlar yer alır. Kur’an’daki kullanımlarında her zaman “namaz” anlamında gelmediği açıktır. Bu nedenle, metni anlamlandırırken bağlama uygun bir analiz yapmak gereklidir. Burada salât, yalnızca bireysel bir ibadet biçimi değil, aynı zamanda bir topluluğun dirliğine ve hakikate olan desteğine işaret eden bir kavram olarak değerlendirilebilir. Bu destek, kimi zaman fiziksel engellemelerle, kimi zaman da manevi baskılarla kesintiye uğratılmaya çalışılabilir. Kur’an-ı Kerim, hakikati tebliğ eden, iyiye yönlendiren ve insanları kurtuluşa davet edenlerin çeşitli engellerle karşılaşacağını vurgular. Alak Suresi’nin 10. ayeti, salâtı koruyan, destekleyen ya da bu yolda çaba gösteren bir kişinin engellenmesine dikkat çeker. Hakikatin engellenmesi sadece bireylerin değil, toplumların da yozlaşmasına neden olur. Engelleyenleri fark edememek, onların yöntemlerini ve niyetlerini anlamamak, çoğu zaman hakikate zarar verenlerin başarılarına yol açar. Kur’an, insanların manevi körlük ve sağırlık durumuna sık sık dikkat çeker:


:BE:
Kur’an-ı Kerim, insanları hakikate çağıran, onların doğru yola erişmesi için ilahi rehberlik sunan bir kitaptır. Ancak her çağrıya muhatap olanlar arasında farklı tepkiler oluşur. Bu bağlamda, Alak Suresi’nin 10. ayetinde yer alan “Engellemekte olanı gördün mü?” sorusu, insanların hakikati kabul etme veya engelleme süreçlerine dair derin bir düşünce alanı açar. Alak Suresi 10. ayetinde yer alan “salât” kelimesi, geleneksel çevirilerde genellikle “namaz” olarak yorumlanır. Oysa Arapçada salât kelimesinin birçok anlamı bulunmaktadır. Bu anlamlar arasında dua etmek, destek vermek, yardım etmek ve bir topluluğu bir araya getirmek gibi çeşitli bağlamlar yer alır. Kur’an’daki kullanımlarında her zaman “namaz” anlamında gelmediği açıktır. Bu nedenle, metni anlamlandırırken bağlama uygun bir analiz yapmak gereklidir. Burada salât, yalnızca bireysel bir ibadet biçimi değil, aynı zamanda bir topluluğun dirliğine ve hakikate olan desteğine işaret eden bir kavram olarak değerlendirilebilir. Bu destek, kimi zaman fiziksel engellemelerle, kimi zaman da manevi baskılarla kesintiye uğratılmaya çalışılabilir. Kur’an-ı Kerim, hakikati tebliğ eden, iyiye yönlendiren ve insanları kurtuluşa davet edenlerin çeşitli engellerle karşılaşacağını vurgular. Alak Suresi’nin 10. ayeti, salâtı koruyan, destekleyen ya da bu yolda çaba gösteren bir kişinin engellenmesine dikkat çeker. Hakikatin engellenmesi sadece bireylerin değil, toplumların da yozlaşmasına neden olur. Engelleyenleri fark edememek, onların yöntemlerini ve niyetlerini anlamamak, çoğu zaman hakikate zarar verenlerin başarılarına yol açar. Kur’an, insanların manevi körlük ve sağırlık durumuna sık sık dikkat çeker:
> “Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan -sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa sen mi duyuracaksın?” (Yûnus Suresi, 42. Ayet)
Bu ayet, hakikati duymaya ve anlamaya kapalı insanların ruh halini özetler. Fiziksel anlamda işiten kulaklara, gören gözlere sahip olmak, insanı hakikate eriştirmez. İnsanların manevi olarak algılarını kapatmış olmaları, onların cehalet içinde kalmalarına neden olur. Bu durum, Araf Suresi 198. ayetinde daha açık bir şekilde ifade edilir:
> “Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa onlar görmezler bile.”
Kur’an’ın bu ayetleri, insanların hakikati yalnızca fiziksel duyularla değil, kalp gözüyle de görmeleri gerektiğini vurgular. Engellenenleri görebilmek, aynı zamanda onları engelleyenleri de fark etmeyi gerektirir. Bu farkındalık olmadan, insanlar çoğu zaman manipülasyonlara açık hale gelir. Engellenenleri ve engelleyenleri fark etmek, bireyin manevi bir bilinç geliştirmesini gerektirir. Ancak bu, yalnızca bilgiye erişmekle mümkün değildir. İnsanların:
1. Düşünsel Uyanıklık Geliştirmesi: Kur’an, insanları düşünmeye ve akletmeye çağırır. Hakikat üzerinde düşünmek, manipülasyonları fark etmenin ilk adımıdır.
2. Bilgi ile Hikmeti Birleştirmesi: Bilgi, hakikatin bir parçasıdır, ancak tek başına yeterli değildir. Hikmet, bilgiyi doğru bir şekilde kullanmayı ifade eder.
3. Önyargılardan Kurtulması: Toplumlar, hakikat çağrısına önyargılarla yaklaşabilir. Bu önyargıları aşmak, bireyin hakikate açık olmasını sağlar.
4. Hakikatin Destekçileri Olmak: Salât kavramında vurgulanan destek, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir eylemdir. Hakikati desteklemek ve bu yolda mücadele etmek, bireyin sorumluluğudur.
Kur’an, insanların hakikatle olan ilişkilerini hem bireysel hem toplumsal boyutlarda ele alır. Engellenenleri görüp, engelleyenleri görememek, bir anlamda manevi körlük hali olarak tanımlanabilir. Bu körlüğü aşmanın yolu, Kur’an’ın rehberliğinde düşünmek, anlamak ve hikmetle hareket etmektir. Hakikat çağrısını yalnızca işitmekle yetinmek değil, aynı zamanda o çağrıya destek vermek, onu korumak ve yaymak gereklidir. Böylelikle, cehaletin kuşatması altında yaşayanların gözleri hakikate açılabilir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şirk ve Aşkın İzdüşümleri: Bir İnsanlık Draması
Sadakat: İman ve İhlasın Gücü
Hadislerin Güvenilirliği ve Kuran’a Dayalı İslam Anlayışı
İslam'ın Özüne Dönüş: Kur'an Işığında Din Anlayışı
Hadislerin Yazımı ve Kuran’ın Tek Kaynak Olduğuna Dair Bir İnceleme
Yılbaşı ve İslam Perspektifi
Kur'an Mealini Okuma ve Cemaatlerin Yaklaşımı: Bireysel Bilinçten Toplumsal Bilince
Müzik ve Dansın İslami Perspektiften Değerlendirilmesi
Kur’an’ın Yeterliliği: Dinin Tek Kaynağı Olarak Allah’ın Kitabı
Namazın Önemi ve Kültürel Kısıtlamaların Namaza Etkisi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şirk ve Tevhid

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Küfür, İslam ve Müslümanlar Arasındaki Fitne ve Çıkış Yolu [İnceleme]
Cemaatlerin Kurulmasının Tehlikeleri ve Şirk Tehlikesi [İnceleme]
Muaviye Bin Ebu Süfyan ve Dönemindeki Siyasi ve Dini Baskılar [İnceleme]
Kur’an’ın Yeterliliği ve Tarihsel Süreçte Hadislerin Durumu [İnceleme]
Hadisler ve Kur’an: İlk Elden Kaynağın Önemi [İnceleme]
Ebu Hureyre Hakkında Eleştiriler ve Hadis Literatürüne Bakış [İnceleme]
Altın ve İpek Haram mı? [İnceleme]
Kuran’da Akıl ve Gelenek Üzerine: Müslümanların Karşılaştığı Zorluklar [İnceleme]
Kur'an ve Hadisler Üzerine: Müslümanın Yönelimi [İnceleme]
Said Nursi'nin Müceddidler Üzerine Söyledikleri ve Günümüzün "Kur'an Yeterlidir" Düşüncesi [İnceleme]


Muhammed Rıdvan Kaya kimdir?

Merhaba ben Muhammed Rıdvan Kaya 2014 yılından 2021 yılına kadar çeşitli platformlarda dini paylaşımlar yaptım. Birgün Herkes Etik Hacker Olur, Yapay Zekayı Herkes Öğrenir, Herkes Prompt Mühendisidir, 2024 YKS TERCİHLERİ İÇİN REHBER KLAVUZ kitaplarının yazarıyım.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.