• İzEdebiyat > Deneme > Din |
401
|
|
|
|
Aile mezarlığımız denize nazır. Her tarafı mermer; tamamını en kalitelisinden mermer kapladık. Ağaçlar da diktik; muhteşem selvi ağaçları..." Aklını kullanabilen bir insan için bu sözlerin ne kadar anlamsız olduğu açıktır... |
|
402
|
|
|
|
Bize göre karmaşık ancak O’na göre kuşkusuz kolay olan bir sistem yaratarak, hemen her gece kullarına uyarılarda bulunur. Kuşkusuz bu uyarılardan öğüt alabilenler vicdanlı ve samimi insanlardır.
|
|
403
|
|
|
|
İman edenler, Allah’tan bir ruh olduğuna inananlar, inkar edenler, materyalistler, Darwinistler, yaşamı boyunca Allah’a karşı mücadele içinde olanlar, " yalnızca nöron yığınınıyız", "ahiret yoktur, ölüm herşeyi kesip bitirecektir" , "ölüp toprak olacağız" diyenler, kısacası yeryüzünde yaşamış her insan, her ruh, Allah’ın huzurunda yapıp ettiklerinin hesabını verecektir. |
|
404
|
|
|
|
“Dinler, insanlara diğer kişileri affetmeyi öğütler. Bu yüzden dini inancı olanlar, sorunlarını içlerinde biriktirmez ve hayatla daha kolay başa çıkar. Bu da depresyon ve stres gibi rahatsızlıklarla daha az karşılaşmalarını sağlar.” |
|
405
|
|
|
|
Hani nankörlüğe gıcığızdır ya! Bu yazıda nankörlüğe gıcık olan sizden birinin serzenişlerini bulacaksınız.Bu köşee ilk yazım olması itibariyle benim için bir tanışma vesilesi aynı zamanda..Belki birşeyler paylaşabiliriz ne dersiniz! |
|
406
|
|
|
|
Dünya hayatı lunaparklardaki korku tünelleri gibi. Biliriz ki önünden hızla geçtiğimiz hiçbir şeyin gerçekte bir etkisi yoktur ama yine de korkarız. Biliriz ki yolun sonu aydınlıktır ama biz aydınlığa çıkamayacak olmaktan korkarız |
|
407
|
|
|
|
Kısacık dünya hayatını mı, sonsuz cenneti mi tercih ediyorsunuz?.. Dünya hayatında sahip olmak için çaba gösterdiğiniz ve zamanla eskimeyen, bozulmayan ya da çürüyüp yok olmayan bir şey var mı?
|
|
408
|
|
|
|
Yalnızca insan rızkını kendi kazandığını düşünür. Kişi rızkı kendisinin kazandığını düşündüğü için, kendinde güç görür, çalışır, yorulur… Oysa Allah rızası için çalışan samimi insan yorulmaz… |
|
409
|
|
|
|
Yalnızca dünyevi çıkarlar için yaşayan kimseler, daha ölümle karşılaştıkları an yaptıkları seçimin yanlışlığını ve sonsuz olanın, dünya hayatı değil, ahiret hayatı olduğunu anlayacaklardır. Bu kişiler, dünya hayatının kısalığını ikrar edecekler, ölümden ve ahiret yurdundan ne denli gaflette yaşamış olduklarına kendileri tanık olacaklardır. |
|
410
|
|
|
|
Dini yaşamayan kişilerden "benim ailem çok dindardı", " dedem dini konularda çok bilgiliydi" gibi açıklamaları çok sık işitiriz. Ya da birine yaptıkları bir iyilikten zaman zaman söz eder, haklarında "ne iyi insan" denilsin isterler. Tüm bu davranışlarla karşılarındaki insanlar üzerinde iyi bir izlenim bırakmaya çalışırlar. |
|
411
|
|
|
|
Seccadem... Sevdalı gönlünü, tertemiz endamınIa açarken ve tevazu kanatlarını sererken sereserpe, benide bas bağrına, beraber kurban olalım Sevgili'nin uğruna...Yaradan'la buluşma anlarımda, buseler konduruyorsun anlıma. Şairin dediği gibi; "öp beni anlımdan, sen öp seccadem..." Dudakların dokunsun kalbime, ellerim değsin avuçlarına, benim vefalı yârim seccadem...
|
|
412
|
|
|
|
Mutlu ve huzurlu bir toplumun oluşabilmesi için Kuran'da tarif edilen gerçek merhamet anlayışının, o toplumun insanları tarafından yaşanması gerekir. Merhamet ve şefkat anlayışı yaşanmadığı sürece kargaşa ve huzursuzluk o toplumdan eksik olmaz. Çünkü merhametin ve sevginin olmadığı yerde sevgisizlik ve zulüm vardır. |
|
413
|
|
|
|
Ne büyük bir imtihandı Hz. İbrahim’inki… Hangi birimiz bu sınavdan onun kadar rahat ve başarıyla çıkabilirdik. Verdiğimiz sözü çabucak unuturduk. Fakat o unutmadı, Allah için en değerli varlığına bıçağı dayadı. Allah da onu mükâfatlandırdı. Bizler de o hadiseden sonra kurbanı bir adanmışlık ve teslimiyet ruhu içerisinde sembolik olarak değil, bir sembol olarak kesiyoruz. Ne mutlu kurbanını sembolik değil, adanmışlık sembolü olarak kesenlere…
|
|
414
|
|
|
|
Müminlerin aksine inkarcılar içlerindeki bu kötülüğe teslim olur, nefislerini örter ve tutkularının tutsağı olurlar. Yaşamlarını nefislerinin telkinlerine göre düzenleyen kişiler, adeta içgüdüsel bir yaşam sürerler.
|
|
415
|
|
|
|
Yaşadığı musibet, diğer her şey gibi geçici, yok olucu ve sonludur. Ancak biteceği anı bekleyerek dişlerini sıkmak/tahammül etmek değildir samimi müminin yaşadığı. O Rabb’i için sabreder. Ve teslimiyetle, tevekkülle, yine O’nun yardımını bekler. |
|
416
|
|
|
|
Bakıldığında inanan ya da inanmayan bütün insanların günlük yaşamı ve yaptıkları işler birbirinin aynı gibi görünür. Ancak aralarında oldukça büyük bir fark vardır. Bu, insan hayatına dair çok önemli bir gerçektir ve iman etmeyen insanlar bu gerçeği kavrayamazlar. |
|
417
|
|
|
|
... mallarını adeta sırtlarında taşıyan kişilerin aksine, emanetleri inananların binekleridir ve onlar karanlıktan aydınlığa doğru yol alırlar…
|
|
418
|
|
|
|
Her imtihanımda Seni göreyim; yaşadığım her olayı beni eğitmek ve imanımı olgunlaştırmak için hayır ve hikmetle yarattığını bana unutturma. Zorlu görüntülerle yüzleşme zamanı geldiğinde, sabır ve tevekkül göstermeme yardım et. |
|
419
|
|
|
|
İnsanların çok fazla düşünmeleri istenmiyor. Zihinleri eğlenceyle, tv dizi ve programlarıyla meşgul ediliyor. Birçok insan ekranda gördükleri dışında pek bir şey bilmiyor; ne verilirse onu alıyor. Bugün ne giyeceğini, ne yiyeceğini, nereye gideceğini ekrandan öğreniyor. Akşam yemeği sonrası yine ekran başında saatlerce dizi filmler izleniyor.
|
|
420
|
|
|
|
Ramazan gönül dünyamızı tamir ve mamur eden müstesna bir aydır. Çağın hastalıklı ruhunu ancak bu ayın manevi dermanlarıyla tedavi edebiliriz. Günümüz insanlarının içindeki manevi boşluğu ramazanın huzur iklimiyle doldurup çölleşen ruhlarımızı yeşertebiliriz. On bir ayın sultanı olarak vasıflandırılan bu güzide zaman dilimiyle ilgili nice methiyeler dizildi. Yine de hakkıyla ifade etmeye güçleri yetmedi kalem sahiplerinin. |
|