Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller |
|
||||||||||
|
Kur’an’da, iman ve inancın sadece sözde değil, amellerde de görülmesi gerektiği vurgulanır. “İman ettik” demek, yalnızca bir başlangıçtır. İman, insanın kalbinde yer edindikçe, bu inanç kendini hayatına yansıtır. Gerçek Müslüman, imanını yaşamına aktarabilen, İslam’ı sadece bir öğreti olarak değil, bir yaşam biçimi olarak benimseyendir. Yaşanan bir hayat ve gösterilen çabalar, kişinin imanını gösteren delillerdir. Her insan, imanını sadece dilinden değil, davranışlarından, tutumlarından ve kararlarından gösterebilir. Cahiliye insanı, dini vicdanına hapseder ve imanını sadece düşünsel bir alanla sınırlandırır. Oysa gerçek iman, vicdanın ötesinde, bilinçli bir farkındalıkla, toplumsal ve bireysel yaşamda kendini gösterir. Dini sadece kalpte hisseden kişi, imanını tam anlamıyla yaşayamayan, İslam’ı sadece bir öğreti olarak kabul eden bir insandır. Bu anlayış, cahiliye zihniyetinin etkisiyle, insanların İslam’ı bilmeden, sadece kendi anlayışlarıyla yaşamaya devam etmeleriyle şekillenir. Kur’an, iman edenlerin karakterini net bir şekilde tanımlar. Müslüman olmak, sadece İslam’ın beş şartını yerine getirmekten ibaret değildir. İslam’ın gerekliliklerini yerine getiren bir insan, İslam’ı yalnızca bir inanç biçimi olarak değil, bir yaşam tarzı olarak kabul eder. Müslümanlık, dil, kalp ve bedenin bir bütün olarak bu inanca hizmet etmesidir. İman, insanın günlük yaşamını şekillendiren, düşüncelerini yönlendiren ve eylemlerini belirleyen bir güç olmalıdır. Eğer bir insan, Kur’an’daki İslam’ı bilmeden kendini iman sahibi olarak kabul ediyorsa, bu yalnızca bilgisizlikten kaynaklanan yanlış bir bakış açısıdır. Allah, insanları imtihan ederek, imanlarının gerçekliğini test eder. Kur’an’da “Ant olsun ki biz, onlardan öncekileri imtihan ettik. Elbette Allah (imtihan ederek), doğru söyleyenleri de bilir, yalancıları da bilir.” (Ankebut, 2-3) ayetiyle, imanla birlikte imtihanın da bir gereklilik olduğu vurgulanır. İman, yalnızca bir iddia değil, eylemlerle ve Allah’a olan teslimiyetle sınanır. Allah, insanın inancını yalnızca sözde değil, hayatta karşılaştığı zorluklar ve imtihanlar aracılığıyla gösterdiği samimiyetle bilir. İslam’da, iman ve İslam’ın temel öğretilerini anlamak, onları hayatımızda yaşamak, sadece bir dini zorunluluk değildir; aynı zamanda insanın içsel huzurunu bulması için gereklidir. İman, insanın kalbinde bir ışık, bir rehber olmalıdır. Müslüman, imanını sadece dilinde değil, kalbinde ve bedeninde de taşır. İnandığı değerlere, İslam’ın özüne sadık kalarak, her türlü zorluğa karşı dimdik durabilir. Sonuç olarak, gerçek iman, kelimelerle değil, eylemlerle ve yaşamla doğrulanır. İslam’ı ve inancı yalnızca vicdanımızda değil, yaşamımıza yansıtarak gerçek bir Müslüman olmanın yolu açıktır. İman, bilgiyle, bilinçli bir yaşamla ve amellerle şekillenir. Her birey, kendi içsel yolculuğunda bu gerçeği bulmalı, kalpten, dilden ve bedenden bir bütün olarak İslam’a teslim olmalıdır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |