|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Deneme > Din |
501
|
|
|
|
Ahir Zaman’ın ikinci döneminde ise yeryüzü güzelliklerle dolacaktır. İnsanlar arasında hiçbir ayrım gözetmeden, haktan ve doğrudan yana üstün adalet anlayışı ve barış tüm dünyayı kaplayacak, haksızlık ve zulüm yeryüzünden kalkacaktır. |
|
502
|
|
|
|
İnsan dünyaya Rabb’ine aşkla bağlanmak, O’na kul olmak için gelir. Allah’ın, ahiretin, cennet ve cehennemin varlığından emin olan bir insan, Allah’ı hiçbir zaman unutamaz. |
|
503
|
|
|
|
Zenginlik, ihtişam, güzellik ve nimetler cennet özellikleridir; Yüce Allah sevdiği kullarına bu şekilde cenneti hatırlatır, cennet özlemlerini artıracak nimetlerin benzerlerini bu dünyada da onlar için yaratır. |
|
504
|
|
|
|
Filizlerin yerçekimine ters yönde hareket ederek güneş ışığına doğru büyümesi, köklerin ise yerçekimine uygun hareket ederek toprağın içlerine doğru ilerlemesi; bir bitkinin iki ayrı organının birbirine tamamen zıt yönlere doğru büyümeleri oldukça düşündürücü bir olaydır. |
|
505
|
|
|
|
Allah'ın varlığına inanan bir insanın ilk yapması gereken, Yaratıcısı'nın emir ve yasaklarını öğrenmektir. Allah'ın razı olacağı ahlakı, davranışları, yaşam biçimini, emir ve yasaklarını öğrenebileceği en önemli kaynak ise Kuran’ı Kerim’dir.
|
|
506
|
|
|
|
Allah, hayatı ve ölümü belirli bir amaçla yaratmış, insanlara doğruyu ve yanlışı öğreten hak kitaplar indirerek bu amacı onlara bildirmiştir. Öğüt almayan ve kendini dünya hayatının geçici ve sahte süslerine kaptıran insanları cehennemle müjdeleyen Allah ‘halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete’ giremeyeceklerini bildirmiştir |
|
507
|
|
|
|
Senin sonsuz gücünü hakkıyla takdir etmemi, Senden gücüm yettiğince korkmamı ve Seni gereği gibi sevmemi bana ilham et. Ben Senden razıyım Rabb’im; Sen de benden razı ol...”
|
|
508
|
|
|
|
Kur’an’da farklı halklar yaratılmasının hikmetlerinden birinin, insanların "birbirleriyle tanışmaları" olduğu haber verilir. Farklı ırk ve milletlerin bulunmasının bir amacı, çatışma ve savaş değil, kültürel bir zenginliktir. |
|
509
|
|
|
|
Allah her an, kalplerimizde sakladığımız niyete, aklımızdan geçen her düşünceye şahittir. Doğduğumuz andan itibaren, son nefesimize kadar yaşadığımız her olaya şahit olan Allah, ahirette tüm yapıp ettiklerimizin karşılığını vereceğini şöyle bildirir |
|
510
|
|
|
|
İnsan dünya arzularından birine bağlı kaldığı ve geçici lezzetlerden birinin peşine takılıp gittiği sürece ahireti sevemez. Mal yığıp-biriktirme hırsı olan insan, her zaman sıkıntı ve üzüntü içinde olur. Dünya malına duyduğu sevgi, Allah ile arasındaki perdedir çünkü. Allah’tan uzak yaşayan insan, inkârın karanlığında boğulur, güzellikleri göremez. |
|
511
|
|
|
|
İnsanların çoğunun sahip olduğu ortak yanılgılarından biri, çoğunluğun uyduğu şeylerin doğru olduğuna inanmaktır. |
|
512
|
|
|
|
Dünyevi değerlerini kaybetme ya da kazanma endişesi içinde olan kişiler, müminler gibi Allah’a gönülden teslim olup, yalnızca Allah için yaşayamazlar. Allah’ın buyruklarına değil, kendi nefislerine uygun olanı seçerek kendilerince din ahlakını yaşamaya çalışırlar. Yaşamlarında bir zorluk oluştuğunda, değerlerinin zarar görebileceği bir durumda öncelikleri, dünyevi çıkarları ve nefislerinin bencil tutkularıdır. |
|
513
|
|
|
|
Ehl-i Kitap’la ilgili Kur’an ayetlerini ve Peygamberimiz (sav)’in Ehl-i Kitap’a davranışlarını göz ardı eden bağnaz kişiler, Allah’ın tüm Musevi ve Hristiyanları lanetlemiş olduğu gibi sapkın bir görüşü ileri sürerler. Ve bu inancı yaygınlaştırarak, Ehl-i Kitap ve Müslümanlar arasına kin ve nefret tohumları ekmeye çalışır, savaş ve kan sloganları atarlar. Devirlerinin en azgın kimseleri olan Firavun ve Nemrut’a bile tebliğ yapılmış, güzel sözle Allah’a davet edilmişlerken Ehl-i Kitab’a neden İslam anlatılmasın?
|
|
514
|
|
|
|
Güzel olan her şey insanı etkiler ve sahip olma isteği uyandırır. Güzel bir eş, güzel bir ev, araba, güzel bir hayat… İnsanların yaşamları boyunca hedefledikleri, ulaşabilmek için büyük çabalar sarf ettikleri sayısız amaç; güzel olanı elde etme isteği…
|
|
515
|
|
|
|
Büyük bir kesimde yaygın olan çarpık anlayışa göre dini, yalnızca yaşlılar, belli günlerde mevlût okuyan hocalar, köşesinde oturup tesbih çeken ya da Yasin Suresi’ni okuyan nine ve dedeler yaşar. Gençler öncelikle dünya zevklerinden yararlanmalıdırlar; ileride isterlerse ibadetlerini yapabilirler.
|
|
516
|
|
|
|
Anlamıyorum neden teologlar binlerce yıldır onca itibarlı? Hala görmüyor muyuz hiç bir şey katmadılar, katamazlar insanlığa.
|
|
517
|
|
|
|
İstek ve tutkularını tatmin için yaşayan insan, hedeflerine ulaşmak için büyük bir hırsla çalışır ve bunlar için herşeyi göze alır. Çevresinde bulunan insanları hatta yakınlarını kırmayı bile göze alabilir. Fakat istediğini elde ettiği an, o şey her ne olursa olsun önemini yitirir. |
|
518
|
|
|
|
Allah için yaşanan sevgi, süresiz ve sonsuzdur. Bu sevgi, önce dünyada ve ardından sonsuz yaşamda devam etmeye kilitlenmiştir. Ve bu sevgiyi yaşayan müminler, ahirette de Rabb’lerinin rahmetiyle ödüllendirileceklerdir. |
|
519
|
|
|
|
Kur’an’ı alıp, öpüp saygıyla başına koyan insana, “öptüğün kitabın içinde ne yazıyor, haberin varmı..?” diye soruyor, şaşkınlık içinde bakarak “hayır” diyen Müslümanlarla karşılaşıyor. “Kur’an’a saygılarını göstermek için onu defalarca öpüp başına koyan bu insanlar, nasıl oluyor da yine Kur’an da emredilen namazı boş verip başlarını Allah için secdeye koymuyorlar? |
|
520
|
|
|
|
"Keşke düşünmüş/akletmiş olsaydık, keşke ayetleri yalanlamasaydık, keşke ayetlerden yüz çevirmeseydik, keşke bizi uyaranları dinleseydik, keşke..." |
|
|
|