• İzEdebiyat > Deneme > Din |
241
|
|
|
|
Çocuktum topum uçuruma takıldı.Ne yapacaktım.Küçük ellerimi havaya kaldırdım.Gökyüzü masmaviydi.Tanrı gülümsüyordu.Bulutlar beyaz kanatlı kuşlar gibi baş ucumda uçmaktaydı. Ama benim topum uçurumdaydı.Dua ettim o an.Dudaklarımdan döküldü acı dolu sözcükler.Ağlamaklıydı bütün cümleler. |
|
242
|
|
|
|
Hiç yaşamadığım huzuru yakalamayı başardım... |
|
243
|
|
|
|
‘Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır…’ (Lokman Suresi, 14) Zorlukla geçen dokuz ayın sonunda dünyaya gelen bebek, vicdan ve merhamet sahibi her insan için çok değerli ve dikkatle korunması gereken bir güzelliktir.
Allah’ın bahşettiği bu güzel ve değerli emaneti pek çok anne dikkatle korur. Beslenmesinden eğitimine kadar her konuda elinden geleni yapar. Karşılık beklemeksizin yapılan fedakârlıklar bir annenin en önemli özelliğidir.
|
|
244
|
|
|
|
Düşündüğümüz takdirde anlarız ki örümcek yuvası maddi ve manevi yönden en çürük yapıdır.Dünyada bilimsel olarak tesbit edilmiştir ki örümceğin yuva yapımında kullandığı ipliğin |
|
245
|
|
|
|
gelin canlar bir olalım
sevelim sevilelim |
|
246
|
|
247
|
|
|
|
Dünya'da iken, kendimizi cennete hazırlamak ve manevi anlamda cennette olabilmek için, öncelikli olarak manevi değerlere yönelmemiz gerektiğini anlatan bir yazı.
'Cennette olmak' ile anlatmak istediğim: Huzurlu, mutlu, sağlıklı olabilmek, hakikatle ilgili, bizimle ilgili duygusallıklara önem veren bir insan olmaktır.
Hayatlarımızdaki en güzel baharlara yolculuklar hep bizimle olsun. |
|
248
|
|
|
|
ne mutlu bayrama kavuşana |
|
249
|
|
|
|
Yakın zamana kadar eşcinsel dediğinizde insanlar lakaplar takardı. Ama şimdi, yoğun telkinle normalleşti toplumda bu durum. Bu tür ilişkileri normal görüp ''bu onların seçimi ve özgürlüğü'' diyerek savunanların, peygamberin evlatlığının eşi ile evlenmesine bu kadar takılıyor olması enteresan bir durum. Ki Zeyd, peygamberimizin öz evladı da değil. Hiç bir kan bağı yok. |
|
250
|
|
|
|
Ramazan ayıyla beraber hayatımızın ibresi maneviyatı gösterir. Bir aylık da olsa şahsî hayatımızda ve çevremizde manevî bir seferberlik ilan edilir. Başka günlerde gündemimizde olmayan İslam, bu ayda deyim yerindeyse gündemimize oturur. Oysa gerçek Müslüman her zaman teyakkuz halinde olur. O her an ölebileceğini düşünerek maneviyatını takviye ve ikmal eder. Bilinmelidir ki bir aylık ibadet bizleri Cehennem ateşinden kurtaramaz.
|
|
251
|
|
|
|
Nurullah Genç'in Yağmur isimli güzel şiirinin büyük etkisiyle kaleme alınmış mektup tadında bir deneyiş... |
|
252
|
|
|
|
Bütün dünyada bir ay boyunca ramazanın doyumsuz atmosferi gönüllerimizi şenlik yerine döndürecek. Diğer zamanlara göre hayata can ve heyecan gelecek. Yürekler maneviyatla dolup taşacak. Zaman nehirlerinden akıp giden her gün, hüzün tortusunu da geride bırakacak. Gönlümüzdeki hatıralar kalacak geriye. Yaşanmışlıklar bu hatıra sarmalı içinde yarınlara aktarılacak. O unutulmaz iftar sofraları, teravih öncesinde ve sonrasında demli çaylar eşliğinde edilen sohbetler gönül köprülerimizi daha da sağlamlaştıracak. Böylece zaman akacak, bizler de zamanın akışına uyup onun bıraktığı derin izleri takip edeceğiz. |
|
253
|
|
|
|
Tevhid, Allah’ı tek bir ilah olarak kabul edip, ona hiçbir şeyi ortak koşmamak ve onun dışındaki hiçbir varlığı kutsileştirmemektir. _ _ _ _Şirk ise, Allah’ın tek bir ilah olarak kabullenilmesine rağmen hissiyatta ve fiiliyatta başka varlıkların tabulaştırılmasıdır. Her hangi bir nesne, kişi veya sistemi olduğundan daha fazla yücelterek, eleştirilemez ve yargılanamaz hale getirmek, şirkin en belirgin tezahürüdür.
|
|
254
|
|
|
|
İnsanı genç ve diri tutan imandır. Estetik ameliyat ya da kozmetik ürünlerle olduğundan genç de görünse insan, asla imanın verdiği nuru üzerinde taşımaz. Hem ruhen hem fiziksel anlamda güzel olanlar, Allah’ın, “Kendisinden güzellik geçmiş bulunan” kullarıdır… |
|
255
|
|
|
|
Kalbi içtenlikle Allah’a bağlamak, her şeyi Allah’ın yaratmakta olduğu gerçeğini düşünmek, insanın gerçekleri görmesini engelleyen perdeleri bir bir kaldırır; dünya ve ahiretin güzelliklerini önüne serer. |
|
256
|
|
|
|
Görünümüyle ve birbirinden farklı desenleriyle insanda hayranlık uyandıran kelebekler, Allah’ın benzersiz yaratma sanatının birer tecellisidirler.
|
|
257
|
|
|
|
Allah, her bebeği son derece korunaklı, sakat kalmayacağı, acı duymayacağı bir yere; anne rahmine, ona hiçbir zarar gelmeyecek şekilde yerleştiriyor. O İlâhi rahmetin tecellisiyle anne de daha doğmadan çocuğunu şefkatle sarıyor, koruyor, gözü gibi sakınıyor. Doğduktan sonra da şefkat kanatlarını üzerine geriyor. O munis kadın, çocuğuna yönelik bir tehlike durumunda ise adeta aslan kesiliyor. En şiddetli özveriyi gösteriyor, kimi zaman kendisini feda ediyor. |
|
258
|
|
|
|
İnsan, gerçek hayatın ahirette olduğunun ve sonsuz hayatı için hazırlanması gerektiğinin bilincinde değilse, imani yönden ilerlemeye ve ahlakını güzelleştirmeye çalışmıyor, durumunu değiştirmiyorsa, hayatını gerçekten ıskalamıştır. |
|
259
|
|
|
|
Edebiyat ve hayat yapışık ikizler gibidir. İnsanı ilgilendiren her şey edebiyatı da ilgilendirir. Hayatta ne yaşanıyorsa o, bir şekilde edebiyata da yansır. Edebiyatı hayattan soyutlayamazsınız. İster şiir olsun, isterse roman veya başka türler; bunların hemen hepsi hayattan izler taşır. Hayat edebiyatı da içine alan geniş bir dairedir. Bunun yanında edebiyat da hayata tutulan aynadır. O aynada hayatın söz kalıbına dökülmüş halini görürüz. |
|
260
|
|
|
|
Onun kisvesine bürünememenin kasveti çöktü gönlüme; omuzlarım biraz daha eğildi. Fakat o da ne? "La Tahzen!" dedi gönlüm ve gözyaşlarım ona eşlik etti. Kısa(!) bir müddet sussa da yüreğim, artık dirilmişti... |
|