• İzEdebiyat > Deneme > Din |
901
|
|
|
|
Kendince bu geçici dünya hayatını doya doya yaşamak amacındaki kişi, aslında düşündüğü şekilde hayatın tadını da çıkaramaz. Eksikliklerle dolu olan dünya hayatında, Allah’a tevekkül etmediği için sürekli sıkıntı ve endişe içinde yaşar. Şeytanın etkisiyle, her zaman içinde gelecek korkusu taşır. |
|
902
|
|
|
|
Medyanın toplum üzerindeki etkisinin ne kadar büyük olduğunu hepimiz biliyoruz. Hergün gazete, televizyon ve internet aracılığıyla, istenilen bilgi, haber, yorumlar insanlara ‘istenildiği’ gibi verilmekte ve beyinler çok ince ayarlarla kontrol altına alınmaktadır.
|
|
903
|
|
|
|
Yeryüzüne hakkın geleceği, batılın, zulmün ve karanlığın yok olacağı, Kur’an ahlakının güzelliklerinin tüm insanlar tarafından yaşanacağı zaman yakın. Bu dönem yaklaştıkça, yaşanan küçük büyük her olay, lehte yapılanlar kadar aleyhte yapılan tüm faaliyetler İslam’a hizmet ediyor... |
|
904
|
|
|
|
Güçlü bir imana sahip, Allah'ın gücünü gereği gibi takdir edebilen ve O'na yakın olan müminler, Allah’ın kendileri için yarattığı her olayda tevekküllü davranır ve her şeyde mutlaka hayır olduğuna inanırlar.
|
|
905
|
|
|
|
İman eden bir insan günlük hayatın karmaşası içinde Allah’ı geçici de olsa aklından çıkarmaz, Allah ile olan bağlantısını bir an bile koparmaz. İnsan Allah’ı anmadığı her an zayıf düşer. O’nu anmak kalbe hoş gelen, lezzetli ve yemek içmek gibi gerekli olan bir şeydir. Yiyip içerek bedenini beslemeyi unutmayan insan, Allah’ı sürekli anarak ruhunu da besler.
|
|
906
|
|
|
|
İnsanlar yaşadığı sürece iyi ya da kötü olaylarla, çeşitli zorluklarla ve beklenmeyen bazı durumlarla karşılaşır. Tüm bunlar Yüce Rabbimizin insanları sınamak için yarattığı olaylardır. Bu olaylarda gösterilen tavır insanın ahireti açısından çok önemlidir.
|
|
907
|
|
|
|
Yaşamımızın her anına sızabilecek bu karanlık sistemden korunmak için, öncelikle dikkatli ve samimi olmamız gerekir. |
|
908
|
|
|
|
İnsanın, aklını örten uyuşukluktan kurtulabilmesi için mutlaka kendi başına bir musibet gelmesini beklememelidir. Çünkü insan çevresindekilerin yaşadığı zorlu olaylarla ya da başka bir yerde yaşanan doğal afetlerle de uyarılır. Bu uyarıları önemseyen kişi, aynı belanın kendi başına gelebileceğini, ona güç yetiremeyeceğini ve ne denli acz içinde olduğunu düşünür. Bu da Allah’ın gücünü gereği gibi takdir edip, O’na yönelmesine sebep olur.
|
|
909
|
|
|
|
İnanan insanın, karşısına çıkan görüntülerle yüzleşme zamanında göstereceği sabır, ahiretteki sonsuz yaşamında kesinlikle karşılığını alacağı en güzel ahlak özelliklerindendir. Allah’a duyulan aşkın en güzel ifade edilebileceği zamanlardır zorluk anları…
|
|
910
|
|
|
|
Ebabil kuşlarının bıraktığı taşların üzerinden az bir zaman geçmesine rağmen Mekke’deki bereketsiz hayat Mekke sokaklarında ve bilahare küre-i arzda kol gezmekteydi.
İnsanlık adına ne varsa toprağın altında kalmış, toprağın üstü cehaletin pençesinde kıvranmaktaydı.
Şan, şöhret ve itibar henüz adı konmamış kapitalizmin kurallarına bağlanmıştı. Paran varsa efendi, yoksa köle vasfı insanlar için bir yafta idi.
|
|
911
|
|
|
|
Birçok insan sahip olduğu serveti kendi çabası ve aklıyla kazandığını zanneder ve Rabb’ine nankörlük yapar. Dünyevi her ’madde’ onun böbürlenmesine, gururlanmasına yol açar. Oysa hepsi insan için birer imtihan sebebi. |
|
912
|
|
|
|
Kurban, Allah için O’nun adına, O’na yakınlaşmak amacıyla, O’nun dışındaki her şeyi kurban etmektir. Allah’tan başka İlah edinilen putlar, tutsağı olunan bencil tutkulardır kurban edilenler… |
|
913
|
|
|
|
Bediüzzaman’ın da söz ettiği gibi, elmasla kömür burada ayrılır; bu, insanın ateşle imtihanıdır. Ham altın ateşe konulduğunda işe yaramayan, kötü kısım üste çıkar. O kısım atıldığında saf/tertemiz altın kalır. Allah da insanları böyle zorlukla imtihan eder. |
|
914
|
|
|
|
Kaçakaksaray’ın ilk yabancı konuğu olarak orada ikamet edenleri kutsayacak mı, bilmiyoruz. Ama Papa Işid konusunda Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşmada, tecavüz eden, kafa kesen, ciğer yiyen “Işid’le diyaloğu kesmeyin” demiş. “Saldırılar durdurulmalı”demiş ama bombalamaya karşı olduğunu belirtmiş. |
|
915
|
|
|
|
Dünya hayatını asıl hayat olarak görenler, öldükten sonra geride isimlerini sürdürecek çocuklar bırakmayı isterler. Soylarının devamı için kız değil, özellikle erkek çocuk isterler. Bu, dünyevi geçici bir hevestir |
|
916
|
|
|
|
Dünyaya gelen her insanın belli görev ve sorumlulukları vardır.Hiç kimse başıboş değildir.Hepimiz belli gayelerle yaratılmışız.Onun için insan en değerli varlıktır.Kendimize bu açıdan bakarak büyüklüğümüzün farkında olarak yaşamalıyız. |
|
917
|
|
|
|
Oysa şeytanın –Allah’ın dilemesiyle- verdiği her zehrin panzehiri vardır; o ecza dolabında hiç eksik yoktur. İnsanın yapması gereken, "Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisine dua ettiği zaman icabet eden..." (Neml Suresi, 62) ayetinin bilincinde olarak, her ne durumda olursa olsun hacetlerin bitirilmesi, ızdırapların giderilmesi için tek merci olan Allah’a güvenmek ve samimiyetle dua etmektir. |
|
918
|
|
|
|
Neden çoğu insan birbirine mutsuzluk ve sıkıntıdan başka bir şey veremez? Neden her insan yalnızca kendi çıkarlarını gözetir? Neden çatışan çıkarlar beraberinde hep mücadeleyi getirir? Ve neden insanlar güzel ahlâk sergileyemez ve birlikte yaşayamazlar?..Tüm bu soruların cevabı önemli bir gerçeği göz önüne serer. Koşullar ne olursa olsun, bu insanların ortak noktası, mutsuz bir yaşam sürmekte olmalarıdır. |
|
919
|
|
|
|
Dünyanın dört bir köşesinde yıllardır Müslümanlara karşı baskı ve şiddet uygulanmakta, hiç bitmeyen çatışmalar ve zulüm sonucunda milyonlarca masum Müslüman hayatını kaybetmekte, binlercesi ise sakat kalmaktadır. Bu zulümler halen Filistin, Afganistan ve Doğu Türkistan gibi İslam ülkelerinde tüm şiddetiyle devam etmektedir.
|
|
920
|
|
|
|
Dünya hayatında olduğu gibi ahirette de zıtlıklar bir aradadır. Yüce Allah, dünyadakinden farklı olarak, ahiretteki tüm güzellikleri eksiksiz/mükemmel şekliyle cennette bir arada yaratmıştır. Tümü insanın en hoşlanacağı mükemmelliktedir, kusursuzdur. İnsanın hoşlanmadığı, ruh ve bedeninin azap duyacağı tüm ayrıntılar da cehennemde bir arada yaratılmıştır. Dünya hayatındakinden farklı olarak ahiret zıtlıkları birbirinden kesin çizgiyle ayrı tutulmuştur.
|
|