..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Muhammed Rıdvan Kaya




25 Aralık 2024
Muharrem Orucu ve İslam Birliği: Gelenekçilik ve Farzların Terk Edilmesi Üzerine Bir Değerlendirme  
Muhammed Rıdvan Kaya
İslam, bireysel ve toplumsal hayatı düzenleyen, insanlığın kurtuluşunu amaçlayan bir dindir. Bu bağlamda, Allah’ın emirlerine uymak, O’nun belirlediği sınırlar içinde yaşamak, farzları yerine getirmek müminlerin sorumluluğundadır. Ancak son yıllarda, İslam toplumlarında, özellikle bazı geleneksel yaklaşımlar, farzlardan ziyade sünnetlere odaklanmayı ve bazen bu sünnetleri abartmayı beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda, Muharrem orucunun önemi ve bunun etrafında dönen tartışmalar, gelenekçiliğin İslam’ın özünden ne kadar uzaklaştığının bir örneğini sunmaktadır.


:BD:
İslam, bireysel ve toplumsal hayatı düzenleyen, insanlığın kurtuluşunu amaçlayan bir dindir. Bu bağlamda, Allah’ın emirlerine uymak, O’nun belirlediği sınırlar içinde yaşamak, farzları yerine getirmek müminlerin sorumluluğundadır. Ancak son yıllarda, İslam toplumlarında, özellikle bazı geleneksel yaklaşımlar, farzlardan ziyade sünnetlere odaklanmayı ve bazen bu sünnetleri abartmayı beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda, Muharrem orucunun önemi ve bunun etrafında dönen tartışmalar, gelenekçiliğin İslam’ın özünden ne kadar uzaklaştığının bir örneğini sunmaktadır.
Muharrem orucu, özellikle Aşure günü orucu ile anılmaktadır. Bu orucun fazileti, İslam toplumlarında sıkça vurgulansa da, Kur’an’da açıkça belirtilmemiştir. Hadislerde de bu oruç, sünnet olarak anılmakta ve Müslümanlar tarafından her yıl belirli bir iştiyakla tutulmaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. İslam toplumlarında, bazen sünnetlerin abartılması ve farzların göz ardı edilmesi durumu, dinin özüne aykırı bir yaklaşım ortaya çıkartmaktadır. Zira, İslam’da sünnetlerin, farzların yerine getirilmesine engel olmaması gerekir. Günümüzde bazı bireyler, Muharrem orucunun ve diğer sünnetlerin önemini o kadar çok vurgulamaktadırlar ki, bu durum zaman zaman farzların yerine geçer hale gelebilmektedir.
İslam birliği, sadece dini bir kavram olarak kalmamalı, siyasi ve ekonomik düzeyde de büyük bir önem taşır. İslam dünyası, farklı kültürler ve coğrafyalar arasında geniş bir alana yayılmaktadır. Ancak, bu geniş coğrafyada birlik ve beraberlik, İslam toplumlarının gücünü arttırabilir ve onlara karşı olası dış baskılara karşı direncini güçlendirebilir. Bugün, Batı Medeniyeti karşısında siyasi ve ekonomik bir güç oluşturmak, sadece İslam ülkelerinin değil, tüm insanlığın yararına olacaktır.
İslam birliği, sadece İslam ülkelerinin kurtuluşu ile sınırlı değildir. Bu birlik, yalnızca Batı'nın hegemonik güçlerine karşı bir duruş değil, aynı zamanda küfrün her alandaki yayılmacılığına karşı da etkili bir direniş aracıdır. Güney Amerika, Afrika ve diğer coğrafyalar da bu birliğe dahil olduğunda, küfre karşı küresel bir direnç ortaya çıkacaktır. Bu tür bir birlik, hem maddi hem de manevi gücü artıracak, aynı zamanda savaş gerekliliğini ortadan kaldıracak şekilde bir etki oluşturacaktır.
Günümüzde bazı gruplar, geleneksel yaklaşımları benimseyerek, İslam’ın özünden sapmaktadırlar. Bu sapma, farzları terk edip sünnetleri ihya etme biçiminde kendini göstermektedir. Gelenekçiliğin en tehlikeli yönlerinden biri, dini sadece dışsal ritüellere indirgemesi ve toplumsal sorunların çözümüne yönelik ciddi bir vizyon ortaya koyamamasıdır. Bu durum, İslam toplumlarının hem iç huzurunu hem de dış dünyadaki gücünü zayıflatmaktadır.
İslam birliği, sadece bir dini birliğin ötesinde, tüm insanlık için adalet, barış ve kalkınma hedefleyen bir yaklaşım olmalıdır. Bu birlik, insanların birbirlerini anlamalarını, ekonomik ve siyasi işbirliklerini geliştirmelerini sağlayacak, aynı zamanda ümmetin dünyadaki gücünü artıracaktır. Ancak, bu tür bir birliğin gerçekleştirilmesi için, önce farzların, yani temel dini emirlerin yerine getirilmesi gerekir.
İslam, sadece bireysel ibadetlerden ibaret bir din değildir. İslam, toplumsal adaleti, birliği, direnci ve kalkınmayı hedefleyen bir yaşam biçimidir. Esas olan, İslam’ın özünden sapmadan, farzları yerine getirmektir. Farzların ve İslam birliğinin göz ardı edilmesi, hem bireysel hem de toplumsal anlamda büyük bir kayıptır. İslam dünyası, bir bütün olarak, sadece içsel ibadetleri değil, dışsal mücadeleleri de önemli görmeli, İslam birliği gibi küresel bir hedefi gerçeğe dönüştürmek için çaba harcamalıdır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şirk ve Aşkın İzdüşümleri: Bir İnsanlık Draması
Sadakat: İman ve İhlasın Gücü
Hadislerin Güvenilirliği ve Kuran’a Dayalı İslam Anlayışı
İslam'ın Özüne Dönüş: Kur'an Işığında Din Anlayışı
Hadislerin Yazımı ve Kuran’ın Tek Kaynak Olduğuna Dair Bir İnceleme
Yılbaşı ve İslam Perspektifi
Kur'an Mealini Okuma ve Cemaatlerin Yaklaşımı: Bireysel Bilinçten Toplumsal Bilince
Müzik ve Dansın İslami Perspektiften Değerlendirilmesi
Kur’an’ın Yeterliliği: Dinin Tek Kaynağı Olarak Allah’ın Kitabı
Namazın Önemi ve Kültürel Kısıtlamaların Namaza Etkisi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şirk ve Tevhid

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Küfür, İslam ve Müslümanlar Arasındaki Fitne ve Çıkış Yolu [İnceleme]
Cemaatlerin Kurulmasının Tehlikeleri ve Şirk Tehlikesi [İnceleme]
Muaviye Bin Ebu Süfyan ve Dönemindeki Siyasi ve Dini Baskılar [İnceleme]
Kur’an’ın Yeterliliği ve Tarihsel Süreçte Hadislerin Durumu [İnceleme]
Hadisler ve Kur’an: İlk Elden Kaynağın Önemi [İnceleme]
Ebu Hureyre Hakkında Eleştiriler ve Hadis Literatürüne Bakış [İnceleme]
Altın ve İpek Haram mı? [İnceleme]
Kuran’da Akıl ve Gelenek Üzerine: Müslümanların Karşılaştığı Zorluklar [İnceleme]
Kur'an ve Hadisler Üzerine: Müslümanın Yönelimi [İnceleme]
Said Nursi'nin Müceddidler Üzerine Söyledikleri ve Günümüzün "Kur'an Yeterlidir" Düşüncesi [İnceleme]


Muhammed Rıdvan Kaya kimdir?

Merhaba ben Muhammed Rıdvan Kaya 2014 yılından 2021 yılına kadar çeşitli platformlarda dini paylaşımlar yaptım. Birgün Herkes Etik Hacker Olur, Yapay Zekayı Herkes Öğrenir, Herkes Prompt Mühendisidir, 2024 YKS TERCİHLERİ İÇİN REHBER KLAVUZ kitaplarının yazarıyım.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.