Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
Quantum kimyası ve fiziği…Parçacık ve dalga…Geleneksel idea ve madde ikileminin bir sürekliliği olarak ele alınabilir mi? Buna göre, materyalizm bir parçacık teorisi olarak ele alınırsa ne olur? Esasta materyalizmin ideolojik sistem kurguları hep olumsuzlanan bir sürecin parçacığı niteliğini yansıtır. Her ne kadar ana parçacık niteliği gibi olsa da bu parçacık aslında bir taşıyıcı kurgu niteliğindedir. İdealizmin buna göre dalgacık olma konumu ne olur? Dalga sisteminin işleyişinde ideaların kendi etkinliği ele alınabilir… Materyalizmin buna göre parçacık oluşu ile, idealizmin de esas olarak dalgacık olma durumunda , organik hayat nereye oturtulabilir? Duyumsal işleyişler ve bellek olgusu bir enerji alanı olarak idealizmin veya dalga kuramının kurgusu olabilir mi? Maddenin veya parçacığın kendi işleyimindeki dalgalanma veya ideal olma konumları bir yönelim veya yön olgusunu gerektirir. Yön eylemcilik…İdealizmin esas olarak kendi terminolojisindeki mistifikasyon ve terminolojilerin doğası aynı anda bir enerji işleyimi olarak karşımıza çıkar. Sezgiciliğin veya altıncı duyumun veya telepatinin bir bellek ve enerji akışı olarak belirlenimi veya nitelenmesi gibi. Parçacık ve dalga…. 1-*İdealizmin ve materyalizmin ve haliyle bunlara temel olan beden – bilinç olgusunun kendi işleyiminde dönüşümleri olarak karşımıza çıkan oluşumlar olur. 2-*Burada önemli bir belirlenimin kendiliğinden açığa çıkışı ise, bilinç sorununun aynı anda bir geleneksel felsefe veya bilim alanı içinde kalan bir olgu oluşu, ancak quantum alanı içinde bunun bir muamma olmaktan öte, beyinin bir elektrodinamik işleyim modeli olarak belirlenim altında kalışıdır. Ancak, 3*Gelenekselin içinde kutsanan veya pasifize edilen bellek ve haliyle buna dair anımsama veya unutma olguları ise, quantumun kendi gelişimi içinde ki teknolojinin ortasında yer alan belirleyici bir değer niteliğinde olmaktadır. 4*İdealizmin ve materyalizmin buna bağlı olarak içerdiği bilinç ve öğrenme olgularına dair paradigmaları ve bunların yöntemsel belirlenimini yansıtan özne olarak ilişki sistemleri haliyle bir quantum olgusu olmaktan öte, üç boyutlu sistemin kendi işleyimini yansıtır. 5*Ancak ilişkinin ne’liği üstüne süregelen paradigmalarla yaşanan zayıflıklar için üretilen kayıt sistemleri ve bunların teknolojik olgu olarak kendi dillenmesi halindeki bellek teknolojisi ve bunların proğram sistemleri, ilişki olgusunu olumsuzlayıcı ve pasifize edici hale getirirken, kayıt teknolojisinin gelişimi ve işleyimi ilişki olgusunun öznesi haline gelir. Veya da , geleneksel ilişkinin ve haliye onun için üretilmiş olan idealizm ve materyalizm kategorilerinin birer komut türüne dönüşümünü oluşturur. 6*İlişkinin ve haliyle bilincin ve öğrenmenin doğası olarak gelişen paradigmaların buna göre esas kaynağı veya hedefi niteliğindeki insan anatomisinin doğasına dair dönüşümün gelişimini ele almak gerekirse? Bunun tarihsel ipucu olarak idealizmin ve materyalizmin bir devlet modeli halinde yapılaştığı amerikan ve sovyet bilimlerinin kurumları arasında çekişme ile yansıyan ‘gen’ araştırmaları başlangıcı ile ele alınabilir. 7*Genetik bilimin gelişen bellek teknolojisi ile birleşimi ile gelişimi görülebilecek olan bioquantum olgusunun, evrim kuramınıda nasıl bir dalga parçacık ikilemi üstünde temellendirdiği anlaşılır -anlaşılabilir-. 8*Geleneksel evrim kuramının –darvinvari- idea ve madde biçiminde taşıdığı paradigma, -din ve bilim gibi..- quantum evrimi halinde iken nasıl bir paradigma oluşturur? Geçmiş zaman söylemi içindeki öyle miydi böyle miydi nasıl başladığı konu olan organik yaşam türünün kendi işleyimi içindeki günümüzde olan konumu ise, quantum teknoloji ve olgularının insan sonrası bir yaşam türünün nasıl olması gerektiğine dair uygulamaları ile varsayımlar olarak karşımıza çıkar . Daha da önemlisi buna bağlı olarak gelişen insan kopyalama, organ nakli veya sibernetik bilinç veya organik sisteme eklemlenen çip olguları, buna göre evrimi, günümüz toplumsal gelişimin öznesi kılan bir olgu haline getirir. Nasıl bir toplumsal belirlenim ile nasıl bir evrim olgusunun üretilebileceği? 9*Bu anlamda ilişki olgusu ve öğrenme ve bilinç sorunsalları, bir kurgusal misyonla aktifleştirilmesi gereken olgular haline dönüşür. Ancak bu durumda belleğin ve işleyimi gereken proğramları taşıyıcı olarak quantum bilgi teknolojisi ve haliyle bunlara dair toplumsal varoluş biçimi kendiliğinden bir belirleyici misyon haline gelir. 10*Bu durumda idealizmin ve materyalizmin ve bunlara dair bilinç ve öğrenme kategorileri, kendi işleyiminde bir bellek teknolojisi ve bunların proğramlama sistemleri karşısında nasıl dönüşüme uğrar.? 11*Bu tarz bir dönüşümün kendi işleyiminde toplumsal oluşumları belirleyici olan olgu nedir? Bunların kaynağı olan temel belirlenim aslında fizik ve kimya alanlarına dair bir oluşum olarak ele alınabilir mi? Fiziğin ve kimyanın buna göre yöntemsel belirlenim altında etkinliği tarihsel olarak nasıl ele alınabilir? İdealizmin ve materyalizmin buna göre işleyiminde taşıyıcı olan esas olgu fizik ve kimya olarak ele alınabilir mi? Duyum(sama)lar bunların temelinde mi? 2: kimya / fizik 12*Quantumun öncesinde gelişen bilimler arası yöntem olgusu kendi ikilemini buna göre bu alanlara dayatır…fizik mi kimya mı? Materyalizmin değişim kanunları fiziği esas olarak görür…evrimin işleyiminde de fizik olgusu temeldir…bundan hareketle diyalektik olgusu da bir fizik yasasıdır..kimyanın işleyişinde ise esas olarak bilincin ve haliyle organik hayatın bir ırkçılık (gencilik ) olgusuna dayanan dönüşümü karşımıza çıkar…nihayetinde idealizm ve materyalizmin kendi gölgeleri olarak yalnızca ad ve sıfat gibi dilsel terimsel belirenimi değil, aynı anda fizik ve kimya olarak belirli bir ikilemi taşıyıcıdır…. Ancak, 13*Quantum olgusunun kendi işleyişinde de başlangıç noktası olarak karşımıza çıkan bu ikilem, quantum kimyası mı quantum fiziği mi olarak gelişirken, gene esas olgu, kendiliğinden bir bilinç ve öğrenme sorunu olarak yapılaşmaktan öte bir olgu değildir… Oysa quantumun kendi işleyiminde atom altı parçacık niteliği ile gelişen hem organik hem de inorganik ayrışımı yok eden ve aynı anda ikisinide kurgusal olarak belirleyici kılabilen bir durum karşısında ne olacak? 14*Bu gün için quantumun kendi işleyimindeki , terminolojik veya yaklaşım farklılaşımları esasta fizik ve kimya alanlarının etkisinden kaynaklanıyor denebilir mi? Ancak her durumda da , her ikisi de atom üstü bir belirlenimin, yani atom düzeyinin kendisiyle kalan olgular olmaz mı? Eğer cevabı evet dersek, geleneksel olanın kendi içindeki yok oluş atom bombasının işleyiminden de daha acıklı olmaktadır…acı…. 15*Quantumun buna göre belirleyici olarak etkinliğini bulabileceğimiz olgu, kendiliğinden bu teknolojinin toplumsal varoluş için kurgusal nitelikte belirlenimleri ve planlanışları olur…bunun etkinliğini ise, bu teknolojide karşımıza çıkan bellek olgusunda bulmak ve haliyle bu belleğin kendi işleyimindeki proğram türdeşliği içinde bulmak sanırım daha da önemli bir alan olarak karşımıza çıkar.. İnsan ve özellikle de düşünen ve bilinçli insan türü için karşımıza çıkan tarihsel idealizm ve materyalizm paradigmaları içinden bakıldığında, bu aşama kolay kırılabilecek bir durum değil..Veya da ancak insan ötesi bir varlığın doğum sancısı gibi durmaktadır…fiziksiz ve kimyasız bir yaşam türü… 16* Hem fiziğin hem de kimyanın bireşimi olan bir alan olarak bioloji…. Quantum bioloji olarak elektromagnetik işleyimlerin doğası ne kimyasal ne de fizikseldir..ancak her ikisidir..bu durumda da biolojik olarak gelişimin kendi doğasının işleyimindeki elektromagnetik olguların kendi dili kendiliğinden bir bilinç veya öğrenme olgusu olmaktan öte, bir bellek olgusudur ve ay.n/r.ı bir bellek verisi olma sorunu… Zaten geleneksel olandaki bilinç olgusunun doğasındaki işleyiminde , bilginin doğası ve işleyimi temel veya belirleyici doğasını kendin(de)lik sisteminde açığa çıkarır. Sen seni bil sen seni bilmezsen ya nice bilmektir, gibi … (2003-Aralık)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © AYDIN SARIKAYA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |