..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




17 Haziran 2017
Adalet Mülkün Temelidir 2  
Bayram Kaya
Suç üreten sistem içinde olduğunuz sürece; siz ne anlamda söylerseniz söyleyin; herkese göre olan bir adalet herkese lazım olacaktır. Herkese göre adaletle olmak, herkesin kafasına göre keyfi adaletle olması değildir. Ortak üretim değeri olmayla fiili çalışma üzerinde, üreten; karşılıklı ortaklaşan emek değeri üzerinde herkese göre olukla paylaşım yapan adaletinin kast edildiği her halde anlaşılmaktadır.


:ICE:
Haldeki sistem herkesin değil, sadece El olan kişilerin mülk sahibi olmasını öngörür. Herkesin mülk sahibi olduğu yerde zenginler yoktur. El bunu çok iyi bilir. El, zaten herkese göre olan böyle bir yapının içinde çıkmakla; herkese göre olmayanı; herkese göre olmayan etmek için ortaya çıkmıştı.
 
Şimdi adalet neydi? Ya da adaleti nasıl ihsas edecektik?  Adaleti, herkese göre olmayı mı kendimize temel yapacaktık? Yoksa herkese göre olmayan adaleti mi anlayışımıza terazi yapacaktık. Eş deyişle biz herkese, herkesin emeğine göre olan denkleşmeye mi adalet diyecektik? Yoksa emeğin sömürüsü olukla, herkese göre olmayana mı, adalet diyecektik?
 
Herkese göre olukla gerçekleşen nimette de, külfette de ortak olan süreç te bir adaletti. Herkese göre olmayan nimetle külfet içinde bana değmeyen yılan bin yaşasın deyişle, mülke temel oluş ta adaletti.
 
Şunu unutmayın ki mülke göre olan adalet içinde sizlerin her türlü tecavüze uğramanız kaçınılmazdır. Adalet tecavüze uğramamanız için değildir. Çünkü bu tecavüzlerin tümünü; sistemin kendisi ve kendi adalet sistemi yaratır. Eş deyişle bu sisteme adalet olan izan nedeniyle tecavüzleri yaratır.
 
Şöyle ki; sistemin adaleti içinde birinci kural başkasının malına tecavüz edip çalmayacaksındır. Ama sistem kişisel zenginliği yaratmak için birçok başkasının emek gücünü yürütme içinde olmakla tecavüz etmek zorundadır. İşte bu kısım örtüktür.

Siz, sistem içinde; yoksulluğu fakirliği inşa edip buna alın yazısı, fıtrat deyip sömürüyü meşru kıldığınız anda; cinayetler de, hırsızlıklar da kaçınılmazdır. Yani bu andan itibaren adaletli de olsanız; adaletsiz de olsanız cinayet, hırsızlık, kendisini satma, hile, aldatma, yalan vs. olukla her tür kaçınılmazları önleyemezsiniz.
 
Zaten adalet yoksulluğu kaldırmak için de değildir. Elbette program ve siyasetlerde bunu böyle söyler. Duruma göre belli ölçüler dışında yoksulluğu kaldırmaya egemenler de izin vermez. Eğer durum böyle olsa bu sistem kimsenin fakir olmadığı sistem içinde çıkıp gelmezdi.
 
Sömürü gökte zembille inmemişti. Sömürü El sürecinin kendisiydi. El sisteminin kendisi olan sömürü adaleti de, sömürü olmak zorundadır. Aksi halde yoksulluğu kaldırmak demek El adaletinin kendi kendisinin intiharı olurdu.
 
Mal kavgası nedenle olan cinayetlere ceza vermek, adalet değildir. Siz bunu adalet olukla görüyorsanız diyecek bir şeyim yoktur. Aksine adalet, cinayet yoluyla mülke tecavüzü önlemenin yoludur. Cinayet, cinayet işlemek için, sistemin tanımladığı adaletsiz duruma düşmek için yapılmaz. Cinayet altında mutlaka paylaşım savaşı vardır.
 
Değilse mal mülk kavgası bu sistemle; bu adalet olduğu sürece hiç bitmeyecektir. Hiç bitmeyeceği gibi bu sistem ve bu adalet te, bu bitmeyecek olanı üreten hep kendisi olacaktır. Zaten mülke temel olan adalet; adalet olsaydı altı bin yıldır insanlar birbirinin gözünü oyar mıydı hiç?
 
İnsanlar birbirinin gözünü oydukları için adaletsiz olmuyorlardı. Aksine emeklerine sahip çıkıp emek eksenli dengeler içinde paylaşamadıkları için birbirinin gözünü oyuyorlardı. Sistemin adaleti emek eksenli dengelerle paylaşma üzerine değil de; takdir edilen rızk verme denilen mal mülk sahipliği olan iradenin güç ve adaleti söylemesiyle, mülkün hakkı olanı; El’in hakkı diye sisteme dayatma üzerine kurulmuştu.
 
Bu sistemin sahipleri açıktan söylem içinde elbette tecavüzleri istiyor değildi. Dili; “herkes için adalet” derken kalbi Muaviye, Nemrut, El için adalet olma inşası üzerine yürüyecektir. Sistemin inşacıları da tecavüz istemez diye böyle düşünüşle sürece anlama yapıp çözüm üretemezsiniz.
 
Kurt bulanık havayı sever. Sömürü sistemi sürecekse, darbe de olur, iç savaşta çıkar, maden ocağında takdirle, fıtratla ve taksirle 301 kişi de ölür. Zeytinler katledilir. Cerat Tepe saldırısı da olur. Roma’da yakılır. Şam’a da yürünür. Size “kızıl elma” söylenir. Zeytin katliamına karşı maden işletilmeyecek mi? Teknoloji olmayacak mı denir?
 
Hâlbuki zeytini kesmeden ortak akılla (birçok alanda birçok mühendislik çalışmalarıyla zeytinlik altındaki madene ve teknolojiye ulaşmakta çok çok olasıdır. Ama bu yol çok kâr yapmak isteyene muhterisliğe göre çok masraflıdır. Yüz kâr yapacaksa bunlara masraf edip te neden 40 kâr yapsındı ki!
 
Sistem sahibi siyaset ve politikalar huzur dururken, neden huzursuzluğu yeğlesin diyen bir düşünce kısır döngü olur. Çünkü siz huzursuzluğun da, savaşında, ölümlerin de biber gazı kullanmanın da kâr ve kazanç kapısı olduğunu bilmiyor olmanızla siz öğretilmiş çaresizlik içindesiniz demektir. Bu kısır döngü nedenle sizin düşünmeniz içinde birçok kör noktaları oluşur. Dönemeçte nasıl bir hızla, nasıl döneceğinize; savrulup, savrulmayacağınıza; dönemeçle birlikte sizin içinde bulunduğunuz hızlar sistemi, karar verir.
 
İşte her tür sınır tanımaz tecavüzlere uğrar olmanıza da içinde olduğunuz sistemin herkese göre değil de kimine göre mülk sahipliği olmasının adaleti sebep oluyordu. Sistem emek gücü sömürüsü üzerine; mal-mülk-rant sahibi olmak olduğuna göre; sömürü için emek gücünüze tecavüz kaçınılmaz olacaktır.
 
Sizin de emek gücünüze sahip çıkmanız kaçınılmaz olacak. Siz sömürülmemek için isyan edeceksiniz. Sömüren de sömürmek için zulümle (adaletle) size tecavüz içinde olacaktır. Bu adaletin herkese göre olmayan mal mülk tecavüzlerine kapı aralayan bir adalet olduğunu bilmezseniz, şimdiki adaleti kutsar olukla anlayamazsınız.
 
Siz emek gücünün gaspı karşısında hak arama gayretiyle sokakta yürümeyi hak oluşla sözleşirseniz; adalet sahipleri de hak arayışınızı kamu düzenini bozma(!) oluşla görmenin tecavüzü içinde olur. Yani kendisinin yaptığı emek gaspıyla, kamu düzenini bozduğunu görmezden, bilmezden gelirler. Suçlu da, suça teşviki sürdürenler de adalet dağıtanlar olmakla, adaleti mülke temel yapanlardır.
 
Suç üreten sistem içinde olduğunuz sürece; siz ne anlamda söylerseniz söyleyin; herkese göre olan bir adalet herkese lazım olacaktır. Herkese göre adaletle olmak, herkesin kafasına göre keyfi adaletle olması değildir. Ortak üretim değeri olmayla fiili çalışma üzerinde, üreten; karşılıklı ortaklaşan emek değeri üzerinde herkese göre olukla paylaşım yapan adaletinin kast edildiği her halde anlaşılmaktadır.
 
Mülke göre olmakla gerçekleşen şey adalet olmayıp; tecavüzlerin devamına adalet olmaktadır. Siz süreci böyle göremediğinizden hırsızın elini kesmeyi, ya da hırsızı zindana atmayı had adaleti oluşla görürsünüz. Mülk sahibi kim? El. Zindana atmayı ya da el kesmeyi söyleyen kim El. El, el kesmeyi neye göre söylüyor? Kendi mülkünü koruma adına ve yoksula, işsize, aşsıza, mağdura ihtiyacını ancak talan yoluyla karşılamasından başka çare bırakmayan yönelmelere karşı söylüyordu.  Oysa orta yerde El yokken bile emek hakkı vardı.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.